Muaviye'nin niyetinde ve eyleminde giriştiği savaşlarda gerek Sıffın gerek Cemel vakalarında Allah'ın rızası yoktur. Muaviye'nin esas niyeti İmam Ali'nin hilafetine başkaldırmak ve kendi hilafetini sağlamlaştırmaktır. Bunun için de Müslümanları aldatıp çeşitli bahanelerle birbirine kırdırmıştır. Her iki savaşta dökülen bütün kanların vebali Muaviye'nin ve ona aldananların üzerindedir.
Güneş gibi aşikâr bu hadislerde İmam Ali'nin (a.s.) verdiği hak mücadelede bile günümüz Müslümanları, "bizi ilgilendirmeyen tarihte yaşanmış olaylarda taraf olmamak lazım. Muaviye de bir sahabedir" mantığında olup Allah'ın düşmanı Muaviye'ye (r.a.) diyecek kadar yanlış, imandan yoksun bir tavır sergilemeye devam etmektedir. Bu da ayrı bir yanlış, sadece değinip geçeceğiz.
İmam Ali'nin (a.s). Şehadetinden sonra İmam Hasan (a.s.) döneminde de Hz. Hasan'a binlerce tuzaklar kurmuş, halkın önünde anlaşmalar imzalatıp, sonra o anlaşmaları yırtıp atan, sonunda Hz. Hasan'ı zehirleterek şehit eden Muaviye zulmünün üstüne zulüm eklemiş, ölümüne yakın bir zamanda da Oğlu Yezidi Halife ilan ederek ona biat alma için çaba sarf etmiştir.
Muaviye'nin oğlu Yezit; ahlak yoksunu, içki müptelası, maymunlarla arkadaşlık eden gerek insan gerek hayvan olsun her fırsatta ev ahalisine, yakın akrabalarına bile zina edecek kadar şerefsiz bir yaratıktır.
Cuma namazını farklı günlerde kıldıran, istediği gün istediği vaktin namazını istediği rekatlarda kılan, esasta namaz kılmayan, halkın can, mal ve namus emniyetini çiğneyen aşağılık bir mahluktur.
Müslümanlar Yezid'e başkaldırmak isteğiyle, İmam Hüseyin'e on binlerce mektup yazarak "Kûfe'ye gel başımıza geç yoksa yakında din diye bir şey kalmayacak" diye çağırmıştır. İmam Hüseyin (a.s.) İmamlığın sorumluluğu gereği yola koyulmuş böylece Kerbela yolculuğu başlamıştır.
Gideceği yer Kûfe'dir. Ancak İmam Hüseyin'in (a.s.) yolu Yezid'in ordusu tarafında kesilecek, çöle indirilecek Kerbela'da şehit edilecektir.
İmam Hüseyin (a.s.) şehadete giden yolculuğunda irşad ve ikaz vazifesini bırakmamıştır. Zaten onun kıyamı irşat ve ikazdır.
İmam Hüseyin'e gelen on binlerce davet mektubundan sonra ailesi ve şehadet şerbetini birlikte içmeyi kabul eden yarenleriyle birlikte Kûfe'ye doğru (zilhiccenin 8. günü) yola koyuldu.
Müslim b. Akil'i elçi olarak küfeye yolladıktan sonra mektup gönderenlerin ona biat eden döneklerin haberi ulaştı. Onu sevenler her yerde önünü kesti gitmemesi için yalvardı.
Hatta İmam Hüseyin'e (a.s.) Müslim b. Akil, Kûfe'de H. 60 senesinin Zilhicce ayının dokuzunda şehit edildiği haberi ulaştı. Daha sonra da Müslim b. Akilin şehit olmadan yolladığı "sakın gelme seni Kûfe halkı sattı" mektubu bile onu yolundan çeviremedi.
Hiçbir gelişen olay onu şehadete giden yoldan çeviremiyordu. İmam (a.s.) yolda karşılaştığı insanlara ikaz vazifesini sürdürmeye devam ediyordu.
Salabiye konağında bir şahıs İmam Hüseyin'e (a.s.) "Kıyamet günü, herkesi ve topluluğu kendi imam ve önderi ile çağıracağız" mealindeki ayeti sordu. (Isra/71)
İmam Hüseyin(a.s.) bu konuda şu cevabı verdi: "Evet, öyle imam ve önderler vardır ki, insanları doğru, saadet ve mutluluğa doğru çağırır; bir grup insanlar da ona olumlu cevap verip itaat ederler. Diğer bir önder de vardır ki, bedbahtlık ve sapıklığa doğru davet eder, diğer bir grup da ona olumlu yanıt verirler. Birinci grup cennete, ikinci grup ise cehenneme gider! İşte bu Allah Teala'nın buyurduğu (bir grup cennettedirler, diğer bir grup da cehennemde) ayetinin diğer bir manasıdır "diye buyurdu.
(Devam edecek…)
Güneş gibi aşikâr bu hadislerde İmam Ali'nin (a.s.) verdiği hak mücadelede bile günümüz Müslümanları, "bizi ilgilendirmeyen tarihte yaşanmış olaylarda taraf olmamak lazım. Muaviye de bir sahabedir" mantığında olup Allah'ın düşmanı Muaviye'ye (r.a.) diyecek kadar yanlış, imandan yoksun bir tavır sergilemeye devam etmektedir. Bu da ayrı bir yanlış, sadece değinip geçeceğiz.
İmam Ali'nin (a.s). Şehadetinden sonra İmam Hasan (a.s.) döneminde de Hz. Hasan'a binlerce tuzaklar kurmuş, halkın önünde anlaşmalar imzalatıp, sonra o anlaşmaları yırtıp atan, sonunda Hz. Hasan'ı zehirleterek şehit eden Muaviye zulmünün üstüne zulüm eklemiş, ölümüne yakın bir zamanda da Oğlu Yezidi Halife ilan ederek ona biat alma için çaba sarf etmiştir.
Muaviye'nin oğlu Yezit; ahlak yoksunu, içki müptelası, maymunlarla arkadaşlık eden gerek insan gerek hayvan olsun her fırsatta ev ahalisine, yakın akrabalarına bile zina edecek kadar şerefsiz bir yaratıktır.
Cuma namazını farklı günlerde kıldıran, istediği gün istediği vaktin namazını istediği rekatlarda kılan, esasta namaz kılmayan, halkın can, mal ve namus emniyetini çiğneyen aşağılık bir mahluktur.
Müslümanlar Yezid'e başkaldırmak isteğiyle, İmam Hüseyin'e on binlerce mektup yazarak "Kûfe'ye gel başımıza geç yoksa yakında din diye bir şey kalmayacak" diye çağırmıştır. İmam Hüseyin (a.s.) İmamlığın sorumluluğu gereği yola koyulmuş böylece Kerbela yolculuğu başlamıştır.
Gideceği yer Kûfe'dir. Ancak İmam Hüseyin'in (a.s.) yolu Yezid'in ordusu tarafında kesilecek, çöle indirilecek Kerbela'da şehit edilecektir.
İmam Hüseyin (a.s.)'ın kıyamı irşat ve ikazdır
Prof. Dr. Haydar Baş İmam'ın(a.s.) kıyamına nasıl bir yaklaşım sergiliyor? Eserinden okuyalım:İmam Hüseyin (a.s.) şehadete giden yolculuğunda irşad ve ikaz vazifesini bırakmamıştır. Zaten onun kıyamı irşat ve ikazdır.
İmam Hüseyin'e gelen on binlerce davet mektubundan sonra ailesi ve şehadet şerbetini birlikte içmeyi kabul eden yarenleriyle birlikte Kûfe'ye doğru (zilhiccenin 8. günü) yola koyuldu.
Müslim b. Akil'i elçi olarak küfeye yolladıktan sonra mektup gönderenlerin ona biat eden döneklerin haberi ulaştı. Onu sevenler her yerde önünü kesti gitmemesi için yalvardı.
Hatta İmam Hüseyin'e (a.s.) Müslim b. Akil, Kûfe'de H. 60 senesinin Zilhicce ayının dokuzunda şehit edildiği haberi ulaştı. Daha sonra da Müslim b. Akilin şehit olmadan yolladığı "sakın gelme seni Kûfe halkı sattı" mektubu bile onu yolundan çeviremedi.
Hiçbir gelişen olay onu şehadete giden yoldan çeviremiyordu. İmam (a.s.) yolda karşılaştığı insanlara ikaz vazifesini sürdürmeye devam ediyordu.
Salabiye konağında bir şahıs İmam Hüseyin'e (a.s.) "Kıyamet günü, herkesi ve topluluğu kendi imam ve önderi ile çağıracağız" mealindeki ayeti sordu. (Isra/71)
İmam Hüseyin(a.s.) bu konuda şu cevabı verdi: "Evet, öyle imam ve önderler vardır ki, insanları doğru, saadet ve mutluluğa doğru çağırır; bir grup insanlar da ona olumlu cevap verip itaat ederler. Diğer bir önder de vardır ki, bedbahtlık ve sapıklığa doğru davet eder, diğer bir grup da ona olumlu yanıt verirler. Birinci grup cennete, ikinci grup ise cehenneme gider! İşte bu Allah Teala'nın buyurduğu (bir grup cennettedirler, diğer bir grup da cehennemde) ayetinin diğer bir manasıdır "diye buyurdu.
(Devam edecek…)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Kerbela ile alakalı bilinmesi gerekenler-3- / 02.07.2025
- Kerbela ile alakalı bilinmesi gerekenler -2- / 01.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -1- / 30.06.2025
- Kerbela’dan önce, Kerbela’dan sonra Muharrem! / 29.06.2025
- Ruhumuzun gıdası zikrullahtır / 28.06.2025
- Nefsin seni Hakla meşgul olmaktan alıkoyar / 27.06.2025
- Hüseyin Baş ‘Önceliğimiz Türkiye’nin çıkarlarıdır’ dedi / 26.06.2025
- Dünyayı kana boyayan katiller / 25.06.2025
- Gadir-i Hum Bayramı hakkında bilinmesi gerekenler -10- / 24.06.2025
- Gadir-i Hum Bayramı hakkında bilinmesi gerekenler -9- / 23.06.2025
- Kerbela ile alakalı bilinmesi gerekenler -2- / 01.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -1- / 30.06.2025
- Kerbela’dan önce, Kerbela’dan sonra Muharrem! / 29.06.2025
- Ruhumuzun gıdası zikrullahtır / 28.06.2025
- Nefsin seni Hakla meşgul olmaktan alıkoyar / 27.06.2025
- Hüseyin Baş ‘Önceliğimiz Türkiye’nin çıkarlarıdır’ dedi / 26.06.2025
- Dünyayı kana boyayan katiller / 25.06.2025
- Gadir-i Hum Bayramı hakkında bilinmesi gerekenler -10- / 24.06.2025
- Gadir-i Hum Bayramı hakkında bilinmesi gerekenler -9- / 23.06.2025