ABD Başkanı Donald Trump'a bir şeyler oldu.
Seçim kampanyalarında defalarca IŞİD'e karşı savaşmakta olan Suriye ordusuna saldırı yapılmasına karşı çıkan Trump, sosyal medyada yaptığı paylaşımlarda yaklaşık 50 kez böyle bir saldırının durumu daha da kötüleştireceğini söylemişti.
Başkan olmadan önce Trump bakın hangi mesajları vermiş;
- Ülkesinin asıl hedefinin Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ı devirmek değil, ülkedeki IŞİD terör örgütü ile mücadele olacağını belirtmişti.
- Wall Street Journal gazetesine verdiği röportajda; Amerika'nın Suriye'deki asıl hedefinin Şam hükümetine IŞİD'le mücadele konusunda destek vermek olması gerektiğini ifade etmişti.
- Kendi twitter sayfasında şu paylaşımda bulunmuştu: Rusya IŞİD terör örgütünü yenmek istiyor. Biz de bunu istiyoruz. O halde bırakalım Suriye'de bu işi onlar gerçekleştirsinler.
- Suriye hükümet güçlerine saldırılmasını isteyen Amerikalı politikacıları "deli" olarak tanımlayıp şu ifadeleri kullanmıştı: 'Savaş isteyen Amerikalı siyasetçiler üçüncü dünya savaşını Suriye üzerinden başlatmak istiyorlar. Artık yeter... Cehenneme gidin, deli misiniz?'
- Amerika'nın Suriye'de meydana gelecek cehennemden uzak durması gerektiğini çünkü hiçbir şey elde edemeyeceğini belirtmişti.
- Barack Obama'nın Başkanlığı döneminde ise 'Suriye'ye saldırmakla, uzun bir savaş ve daha kötü şartlardan başka bir şey kazanabilir miyiz? Obama bu konuda Kongrenin onayını almalıdır' demişti.
- Amerika'nın IŞİD'le mücadele için askeri müdahalede bulunacağının konuşulmaya başlandığı 2013 yazında ise şu twiti paylaşmıştı: 'Bırakın Arap Birliği, Suriye'yi korusun. Çünkü bu zengin Arap ülkeleri bizim saldırımız için böyle bir harcama yapmazlar.'
- Bir başka paylaşımında ise, "Eğer Obama Suriye'ye saldırırsa ve oradaki günahsız kişiler ölür ya da yaralanırsa, Obama'nın ve ABD'nin görüntüsü çok kötü olacaktır" ifadeleri kullanmıştı.
İşte böyle şeyler söyleyen Trump, Beyaz Saray'ın suyundan mıdır bilinmez, Başkanlık koltuğuna oturduktan sonra bir anda dediklerinin tam tersini, 'daha kötü olur' dediği her şeyi yapar oldu.
ABD ordusu 7 Nisan Cuma günü Trump'ın emriyle Suriye ordusunun terörle mücadele için kullandığı Şayrat Hava Üssü'nü vurdu.
Trump'ın kabinesinde bazı üst düzey yetkililer bu saldırının 'bir defalık' bir operasyon olduğunu açıklarken, başka bazı yetkililer ise saldırının devamının gelebileceği şeklinde birbiriyle çelişen açıklamalar yaptı.
Trump'ın düğmeye basmasıyla peş peşe yapılan hamleler ve açıklamalar bağlamında ABD'nin tüm dünyaya verdiği izlenim, 'ne yapacağı belirsiz' bir ülke olduğudur.
Kissinger etkisi!
İlk bakışta dengesizlik ve çelişki gibi görünen bu durumun arkasında hesaplanmış bir strateji var.
Bu stratejinin mimarı, Amerikan tarihindeki en etkili diplomatlarından biri olan, kurt politikacı Henry Kissinger'dan başkası değil.
Başkan George W. Bush döneminde ulusal güvenlik danışmanlığı yapan Kissinger, Obama zamanında ise ABD Ulusal Güvenlik Konseyi'nin komuta zincirindeydi. Aynı zamanda dışişleri bakanlığının ikinci döneminde Hillary Clinton'a danışmanlık da yaptı.
Yani Bush ve Obama döneminde ABD'nin yol haritasının tek belirleyicisi olan Kissinger şimdi de Trump'a rota çiziyor.
Son üç ABD başkanı döneminde "gölge başkan Kissinger" dense yeridir.
Kissinger, Trump'ın ABD'nin Rusya ve Çin'le ilişkileri konusunda danışmanı.
İşte Trump'ın beklenmedik hamleleri, her türlü pisliğin ve kanlı hamlelerin perde arkasında gizli ya da açık imzası olduğu için bazılarının "Politikadaki şeytan" olarak nitelendirdiği Henry Kissinger'in "öngörülemezlik" ilkesini (Çılgın Adam Teorisi) akla getiriyor.
Öngörülemezlik ilkesi nedir?
Kissinger'a göre; uzmanlardan tavsiye alacak ABD yönetimleri, onların ihtiyatlı tavsiyelerinin yerine, tam tersini yapmalı. Uzmanların tavsiye ettiği politikadan uzak durulmalı, bunun yerine kimsenin öngöremeyeceği şekillerde tepki vermeli. Kissinger, ABD'nin ancak bu şekilde rakiplerine karşı üstünlük sağlayabileceğini söylüyor.
Kissinger'e göre ABD yönetimi, değişken, hatta görünürde "irrasyonel" davranmak yoluyla rakiplerini devamlı olarak, Amerikan gücünün tehlikeli oynaklığından korkar vaziyette köşeye sıkıştırabilir.
Trump yönetimindeki yetkililerin Suriye'ye saldırı konusunda birbiriyle çelişen açıklamalar yapmalarının sebebi de Kissinger etkisi olabilir.
Bundan sonra ABD'nin atacağı adımlar Trump yönetiminde Kissinger'ın ne kadar etkin olduğunu daha net ortaya koyacak.
Seçim kampanyalarında defalarca IŞİD'e karşı savaşmakta olan Suriye ordusuna saldırı yapılmasına karşı çıkan Trump, sosyal medyada yaptığı paylaşımlarda yaklaşık 50 kez böyle bir saldırının durumu daha da kötüleştireceğini söylemişti.
Başkan olmadan önce Trump bakın hangi mesajları vermiş;
- Ülkesinin asıl hedefinin Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ı devirmek değil, ülkedeki IŞİD terör örgütü ile mücadele olacağını belirtmişti.
- Wall Street Journal gazetesine verdiği röportajda; Amerika'nın Suriye'deki asıl hedefinin Şam hükümetine IŞİD'le mücadele konusunda destek vermek olması gerektiğini ifade etmişti.
- Kendi twitter sayfasında şu paylaşımda bulunmuştu: Rusya IŞİD terör örgütünü yenmek istiyor. Biz de bunu istiyoruz. O halde bırakalım Suriye'de bu işi onlar gerçekleştirsinler.
- Suriye hükümet güçlerine saldırılmasını isteyen Amerikalı politikacıları "deli" olarak tanımlayıp şu ifadeleri kullanmıştı: 'Savaş isteyen Amerikalı siyasetçiler üçüncü dünya savaşını Suriye üzerinden başlatmak istiyorlar. Artık yeter... Cehenneme gidin, deli misiniz?'
- Amerika'nın Suriye'de meydana gelecek cehennemden uzak durması gerektiğini çünkü hiçbir şey elde edemeyeceğini belirtmişti.
- Barack Obama'nın Başkanlığı döneminde ise 'Suriye'ye saldırmakla, uzun bir savaş ve daha kötü şartlardan başka bir şey kazanabilir miyiz? Obama bu konuda Kongrenin onayını almalıdır' demişti.
- Amerika'nın IŞİD'le mücadele için askeri müdahalede bulunacağının konuşulmaya başlandığı 2013 yazında ise şu twiti paylaşmıştı: 'Bırakın Arap Birliği, Suriye'yi korusun. Çünkü bu zengin Arap ülkeleri bizim saldırımız için böyle bir harcama yapmazlar.'
- Bir başka paylaşımında ise, "Eğer Obama Suriye'ye saldırırsa ve oradaki günahsız kişiler ölür ya da yaralanırsa, Obama'nın ve ABD'nin görüntüsü çok kötü olacaktır" ifadeleri kullanmıştı.
İşte böyle şeyler söyleyen Trump, Beyaz Saray'ın suyundan mıdır bilinmez, Başkanlık koltuğuna oturduktan sonra bir anda dediklerinin tam tersini, 'daha kötü olur' dediği her şeyi yapar oldu.
ABD ordusu 7 Nisan Cuma günü Trump'ın emriyle Suriye ordusunun terörle mücadele için kullandığı Şayrat Hava Üssü'nü vurdu.
Trump'ın kabinesinde bazı üst düzey yetkililer bu saldırının 'bir defalık' bir operasyon olduğunu açıklarken, başka bazı yetkililer ise saldırının devamının gelebileceği şeklinde birbiriyle çelişen açıklamalar yaptı.
Trump'ın düğmeye basmasıyla peş peşe yapılan hamleler ve açıklamalar bağlamında ABD'nin tüm dünyaya verdiği izlenim, 'ne yapacağı belirsiz' bir ülke olduğudur.
Kissinger etkisi!
İlk bakışta dengesizlik ve çelişki gibi görünen bu durumun arkasında hesaplanmış bir strateji var.
Bu stratejinin mimarı, Amerikan tarihindeki en etkili diplomatlarından biri olan, kurt politikacı Henry Kissinger'dan başkası değil.
Başkan George W. Bush döneminde ulusal güvenlik danışmanlığı yapan Kissinger, Obama zamanında ise ABD Ulusal Güvenlik Konseyi'nin komuta zincirindeydi. Aynı zamanda dışişleri bakanlığının ikinci döneminde Hillary Clinton'a danışmanlık da yaptı.
Yani Bush ve Obama döneminde ABD'nin yol haritasının tek belirleyicisi olan Kissinger şimdi de Trump'a rota çiziyor.
Son üç ABD başkanı döneminde "gölge başkan Kissinger" dense yeridir.
Kissinger, Trump'ın ABD'nin Rusya ve Çin'le ilişkileri konusunda danışmanı.
İşte Trump'ın beklenmedik hamleleri, her türlü pisliğin ve kanlı hamlelerin perde arkasında gizli ya da açık imzası olduğu için bazılarının "Politikadaki şeytan" olarak nitelendirdiği Henry Kissinger'in "öngörülemezlik" ilkesini (Çılgın Adam Teorisi) akla getiriyor.
Öngörülemezlik ilkesi nedir?
Kissinger'a göre; uzmanlardan tavsiye alacak ABD yönetimleri, onların ihtiyatlı tavsiyelerinin yerine, tam tersini yapmalı. Uzmanların tavsiye ettiği politikadan uzak durulmalı, bunun yerine kimsenin öngöremeyeceği şekillerde tepki vermeli. Kissinger, ABD'nin ancak bu şekilde rakiplerine karşı üstünlük sağlayabileceğini söylüyor.
Kissinger'e göre ABD yönetimi, değişken, hatta görünürde "irrasyonel" davranmak yoluyla rakiplerini devamlı olarak, Amerikan gücünün tehlikeli oynaklığından korkar vaziyette köşeye sıkıştırabilir.
Trump yönetimindeki yetkililerin Suriye'ye saldırı konusunda birbiriyle çelişen açıklamalar yapmalarının sebebi de Kissinger etkisi olabilir.
Bundan sonra ABD'nin atacağı adımlar Trump yönetiminde Kissinger'ın ne kadar etkin olduğunu daha net ortaya koyacak.
Orhan Dede / diğer yazıları
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023