Çocuklarımıza en güzel hediye “ULUSAL EGEMENLİK”tir
23.04.2019 00:00:00
Bugün 23 Nisan…
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı…
Bugün, milletin iradesinin yönetimde söz sahibi olması için kurulmuş olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılış günüdür ve önce ulusal egemenlik bayramı olarak ilan edilmiştir ardından da geleceğimizin teminatı çocuklarımıza hediye edilmiştir.
Tabi, aslolan ulusal egemenliktir, çünkü ulusal egemenlik olmadan, büyük bedeller ödenerek elde edilen bu kazanım korunmadan çocuklarımıza güvenli bir gelecek bırakmak asla mümkün değildir.
Bu açıdan ele aldığımızda çocuklarımıza bırakacağımız en güzel hediye; ulusal egemenliğin hakim olduğu, eşit hakların ve adil paylaşımın yaşandığı, devlet-millet-asker tek bilek tek yürek olduğu, güçlü ve bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti'dir.
Bugün gerçekten öyle mi? Bugün çocuklarımıza gerçekten, dün Atatürk'ümüzün ve atalarımızın bizlere bıraktığı gibi mükemmel bir hediye, mükemmel bir miras bırakıyor muyuz?
Evet demeyi çok isterdim ama üzüntüyle ifade ediyorum ki maalesef hayır?
Bir ülkenin bağımsızlığı ekonomisinin bağımsızlığından geçer. Ekonominin bağımsızlığı da paranın bağımsızlığından, gerçekten "milli" olmasından geçer.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifade ettiği gibi, "Milli Para, emek ve üretim karşılığında olan paranın adıdır."
Yani kısaca ekonomi paradır. Bir ülke milli emek ve üretim karşılığı milli parasını devreye koymuyorsa, dışarıdan aldığı sendikasyon kredileri karşılığı para basıyorsa o ülkenin ekonomik bağımsızlığından asla bahsedilemez.
Ekonomik olarak bağımsız olmayan bir ülkenin de siyasi, hukuki, askeri, kültürel ve sosyal olarak bağımsız olabilmesi mümkün değildir.
Yani Sayın Baş'ın da önemle altını çizdiği gibi, "İşin sırrı Milli Paradır."
Türkiye yıllardır kendi milli parasını devreye koymamaktadır. Bunun neticesi olarak yatırım yaparken de, üretim ve tüketim yaparken de, ihracat ve ithalat yaparken de hep borç almak zorundadır.
1 trilyon doları aşkın borcumuz var ve pratik olarak bugün açıkça görülmektedir ki, mevcut anlayışla azalması ve de sürdürülebilmesi asla mümkün değil.
Bugüne kadar sana borç verenler, bu borç vermeyi sürdürdüler çünkü bunun bir karşılığı vardı, bedeli vardı. Onlar yeraltı yerüstü kaynaklarını istiyorlardı, elde ettiler.
Seni, BOP kapsamında ele aldıkları İslam ülkelerine karşı, dindaşlarına, soydaşlarına karşı piyon olarak kullanmak istiyorlardı, senin elinle İslam coğrafyasını kan gölüne çevirmek istiyorlardı, bunu da başardılar.
Şimdi sıra senin ülkene geldi. İslam ülkeleri hangi işgallere maruz kaldıysa, şimdi aynı şeylere "asıl hedef" olarak sen de maruz kalacaksın.
Sana borç verenlerin nihai hedefleri seni bu coğrafyadan silip süpürmek…
Ama Şark projesiyle, ama BOP projesiyle, ama arzı mevut projesiyle fark etmez.
AB ve ABD'ye bağımlı siyasilerimiz, onların talepleri doğrultusunda ülkemizi yıllardır ajanların, ABD'nin tetikçisi olan teröristlerin yolgeçen hanına çevirdi.
Nerede kaldı ulusal güvenlik, ulusal egemenlik?
Teröristlerin cirit attığı, hayat bulduğu bir ülkede sizce ulusal egemenlik var mıdır?
Ülkemizde en pahalı mazotun, benzinin kullanıldığı bir atmosferde, kendi petrolümüzün yabancı petrol şirketlerine bedavaya aktarılması sizce neyin göstergesidir?
Ulusal egemenliğin mi, köleliğin mi?
Bağımlı ve taşeron siyasiler sebebiyle ulusal egemenliğin sadece bayramı kaldı onu da kutlamamak için kırk dereden su getiriyorlar.
Ayrıca tamamen çocuk bayramına çevirdiler, güle oynaya ülkenin bütün milli ve manevi değerlerine yabancılara ve azınlıklara devrediyorlar.
Uygulanan politikalar sebebiyle ülkemiz çok kısa bir zaman sonra Irak ve Yugoslavya gibi –Allah muhafaza- kan gölüne dönecekse, ABD senaryolu her türlü kaos ve karmaşa planı ülkemiz için devredeyse, tarımın bitirilmesi ile açlık ve kıtlık yaşanacaksa çocuklarımız Iraklı, Yugoslavyalı, Somalili çocukların kaderini yaşayacaksa söyler misiniz çocuklarımıza neyin bayramını kutlatıyoruz?
Asıl bayram, 23 Nisan 1920 ile elde edilen kazanımlarımızın aynı bağımsız amaç ile yaşatılmasıyla kutlanır. 23 Nisanların gerçekten bayram olmasını istiyorsak;
Milli Ekonomi Modeli'yle paramızı ve ekonomimizi bağımsız yapmalıyız; Sosyal Devlet Milli Devlet tezi ile devletimiz milletini kucaklayan "baba bir devlet" olmalıdır; Hoş Geldin Atatürk tezi ile gerçek Atatürk çizgisine yeniden dönmeliyiz; Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt teziyle Alevi-Sünni, Türk-Kürt yeniden kardeş olmalıyız…
Kısaca bütün bu milli projelerin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ı baş tacı etmeliyiz.
Yoksa ne ulusal egemenlik kalır, ne de çocuklarımıza bırakacağımız bir vatan…
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
