10 Ağustos 1915 Conkbayırı... Mustafa Kemal Atatürk'ün milletimize bağışlandığı gün... Kendi dilinden dinleyelim: "Conkbayırı'nı almak ve bütün boğaza hakim olmak için İngilizler 20.000 kişilik bir kuvvetle günlerce kazdıkları siperlere yerleşmişler, hücum anını bekliyorlardı. Gecenin karanlığı tamamen kalkmış, tan ağarmak üzere idi. 8. Tümen komutanı ve diğer subaylarını çağırdım. Mutlaka düşmanı mağlup edeceğinize inanıyorum. Ancak siz acele etmeyin evvela ben ileri gideyim. Size ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birlikte atılırsınız dedim. Bu durumdan askerlerini de haberdar etmelerini istedim. Hücum baskın tarzında olacaktı. Sakin adımlarla ve süzülerek düşmana 20-30 metre yaklaştım. Binlerce askerin bulunduğu Conkbayırı'nda çıt çıkmıyordu. Dudaklar sessizce bu sıcak gecede dua ediyordu. Kontrol ettim. Kırbacımı başımın üstünde kaldırıp çevirdim ve birden aşağı indirdim. Saat 04.30'da kıyametler kopmuştu İngilizler neye uğradıklarını şaşırmıştı. Allah Allah sesleri bütün cephelerde, karanlıkta gökleri yırtıyordu. Her taraf duman içinde ve heyecan her yere hakim olmuştu. Düşmanın topçu ateşi gülleleri büyük çukurlar açıyor her tarafa şarapnel ve kurşun yağıyordu. Büyük bir şarapnel parçası tam kalbimin üzerine çarptı, sarsıldım elimi göğsüme götürdüm kan akmıyordu. Olayı Yb. Servet Bey'den başka kimse görmemişti. Ona parmağımla susmasını emrettim. Çünkü vurulduğumun duyulması cephelerde panik yaratabilirdi. Kalbimin üzerinde cebimde bulunan saat paramparça olmuştu. O gün akşama kadar birliklerin başında daha hırslı olarak çarpıştım. Yalnız bu şarapnel, kalbimin üzerinde aylarca gitmeyen derin bir kan lekesi bırakmıştı. Aynı gün gece yani 10 Ağustos günü beni mutlak ölümden kurtaran ve parçalanan saatimi Ordu Komutanı Liman von Sanders Paşaya hatıra olarak verdim. Çok şaşırmış ve heyecanlanmıştı. Kendileri de altın cep saatini bana hediye ettiler. Bu hücumlarda İngilizler binlerce ölü bırakarak tamamen geri çekildi ve Çanakkale'nin geçilmeyeceğini iyice anlamış oldular."Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler gelir, başka komutanlar hakim olabilir."- Mustafa Kemal, 25 Nisan 1915, Conkbayırı."Benimle beraber burada muharebe eden bütün askerler kesin olarak bilmelidir ki, bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adim geri gitmek yoktur. Uyku, dinlenme aramanın, bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar mahrum kalmasına sebep olacağını hepinize hatırlatırım." Mustafa Kemal, 3 Mayıs 1915, ArıburnuSonuç;Öldüler tamamına yakını?Başka kuvvetler geldi yerlerini aldı? Conkbayırına hakim oldular? Uyumadılar, dinlenmediler, milletin sonsuza kadar mahrum olmasın diye namus borçlarını kanları ile korudular, çok, çok azı hayatta kalabildi? Namus görevi idi Çanakkale'nin geçilmesine izin vermediler?261 rakımlı Conkbayırı tepesinde Türk'ün onur ve gururuna gölge düşürecek bir yapılaşmadan bahsetmeden geçmek olmaz sanırım.Tepedeki devasa heybetli ve ihtişamlı Atatürk büstünün yanında,Atatürk büstünü gölgede bırakacak şekilde ve ondan daha büyük olan bir Anzak anıtı yapılaşması; inanın insanın gücüne gidiyor...Mehmetçiğe duyulan derin saygıAvustralyalı Üsteğmen Casey anlatıyor:"23 Nisan 1915 günü Conkbayırı'nda Türkler ve Birleşik Kuvvetler arasında korkunç siper savaşları oluyor. Siperler arasında 8-10 m. mesafe var. Süngü hucumundan sonra savaşa ara verildi. Askerler siperlerine çekildi. Yaralılar ve ölüler toplanıyor. İki siper arasında açıkta ağır yaralı ve bir bacağı kopmak üzere olan İngiliz Yüzbaşı avazı çıktığı kadar bağırıyor, ağlıyor, kurtarın diye yalvarıyordu. Ancak hiçbir siperden kimse çıkıp yardım edemiyor. Çünkü en küçük bir kıpırdanışta yüzlerce kurşun yağıyordu. Bu sırada akıl almaz bir olay oldu. Türk siperlerinden beyaz bir iç çamaşırı sallandı. Arkasından arslan yapılı bir Türk askeri silahsız siperden çıktı. Hepimiz donup kaldık. Kimse nefes alamıyor, ona bakıyorduk. Asker yavaş adımlarla yürüyor siperdekiler kendisine nişan almış bekliyordu. Asker yaralı İngiliz subayını okşar gibi yerden kucakladı, kolunu omuzuna attı ve bizim siperlere doğru yürümeye başladı. Yaralıyı usulca yere bırakıp geldiği gibi kendi siperlerine döndü. Teşekkür bile edemedik. Savaş alanlarında günlerce bu kahraman Türk askerinin cesareti güzelliği ve insan sevgisi konuşuldu. Dünyanın en yürekli ve kahraman askeri Mehmetciğe derin sevgi ve saygılar."
Adem Birinci / diğer yazıları
- Ali'nin Hendek’teki darbesi / 28.11.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023