Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim mahkemelerimizi tanımayanları biz tanımayız. Şu anda mahkemelerimizin bir karar var. AİHM ne demiş, Avrupa Konseyi ne demiş bizi çok ilgilendirmiyor. Mahkemelerimize saygı duyulmasını bekliyoruz. Bu saygıyı duymayanlara da bizim saygımız olmayacaktır" derken; Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Gezi davasının tutuklu sanığı Osman Kavala ile ilgili AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) kararının Türkiye tarafından yerine getirilip getirmediğinin tespitini istemesi olayını kastediyordu.
AİHM, Aralık 2019'da Kavala'nın yeterli delil olmadan tutuklu bulunduğuna ve Türkiye'nin Kavala'yı serbest bırakması için gerekli önlemleri alması gerektiğine karar vermişti. İşte bu kararın yerine getirilip getirilmediğinin tespitini Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi istemektedir. Kimden istiyor bunu? AİHM'den. Karar yerine getirilmemiş ise, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ihlâl edilmiş olur. Bu işleme "İhlâl Prosedürü" denilmektedir. Prosedürün işlemesi bugüne kadar iki ülke için istenmiştir. Bu iki ülkeden biri Azerbaycan, diğeri de Türkiye'dir.
İhlâl varsa, siyasal yaptırımlar devreye girer, ne gibi? Konsey'de oy kullanma hakkımız askıya alınabilir ya da Türkiye Konsey üyeliğinden çıkarılabilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bizim mahkemelerimizi tanımıyorlarsa biz de onların mahkemesini tanımıyoruz şeklinde tepki vermesine karşın Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu daha ihtiyatlı konuşmuş, Kavala'nın tutukluluğunun başka dava nedeniyle sürdüğünü, ihlâl bulunmadığını belirtmiştir. Görülüyor ki, Cumhurbaşkanı AİHM için tanımıyoruz diyor, Bakan aksini söylüyor, sadece adres değişikliğini dile getiriyor. Bu yaklaşımı kendisinin görevden alınmasına neden olur mu, bilinmez!
Gelelim işin hukukta karşılığına;
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ve ek prortokollerini imzalamış durumdayız. Anayasanın 90'ıncı hükmü gereği, taraf olduğumuz sözleşme hükümleri iç hukukumuzun bir parçası olmuştur. O halde AİHM, diğer mahkemelerimiz gibi bizim mahkemelerimizdendir.
Sözleşmenin 46/1 maddesine göre, taraflar AİHM kararlarına uymayı taahhüt ederler.
Yine Anayasanı 90. Maddesi gereği, kanunlar ile uluslararası sözleşme arasında aykırılık olursa, sözleşme hükümleri uygulanır. Şu durumda mahkemelerimizin kararı ile AİHM kararları çelişiyorsa, AİHM kararları geçerli olur.
AHİM kararlarının yerine getirilip getirilmediği Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından denetlenmektedir. Bakanlar Komitesi ilgili ülkenin karara uymadığı görüşünde ise bu durumun tespiti için mahkemeye (AİHM) başvuracaktır. Mahkeme kararın yerine getirilmediği görüşünde ise, bu tespite ilişkin kararı ile birlikte alınacak önlemleri değerlendirmesi için davayı Bakanlar Komitesi'ne gönderir.
Olayımıza dönersek, konu an itibariyle ihlâlin tespiti için AİHM önündedir.
Cumhurbaşkanının "tanımıyoruz" açıklamasının hukuki geçerliliği yoktur.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023