Bir türkü tutturmuşlar ki sormayın gitsin.
Güftesi yandaşlara ait, bestesi on altı yıldan beri iktidarın 'yıkama-yağlama' servisinde çalışan elemanlara ait bir türkü...
Erken seçim olacak cümle dertler bitecek!
Erken seçim olacak ekonomi uçacak!
Erken seçim olacak, hali hazırdaki sayın Cumhurbaşkanı 'başkan' olacak ve hemen ardından tüm yokuşlar düze, tüm yorgunluklar hıza, tüm nefretler hazza, tüm tavuklar kaza, kara kışlar yaza ve cümle asık suratlar güler yüze dönüşecek!
On altı yıldan beri birikmiş, nerdeyse çatlama noktasına gelmiş olan 'dert küpü' birden bire, yani seçimin hemen ertesinde, 25 Haziran'da 'şifa kaynağına' dönüşecekmiş!
Ekonomik aksaklıklar mı? Hiç mesele değil!
Tarımdaki tükenmişlik mi? Dertlendiğiniz şeye bak!
Kanatlanmış uçmakta olan akaryakıt fiyatlarını aşağılara çekmek mi? Hiç merak etmeyin an meselesi!
Milletin alınterini ve emeğini alıp götüren, silip süpüren, yiyip bitiren faiz giderleri sıfırlanacakmış!
Söylemiyorlar ama, herhalde ki sayın Haydar Hoca'nın Milli Ekonomi Modeli'nden kopya çekecekler, ufukta ve ellerinde derde derman bir projeleri görünmüyor çünkü.
Al sana, cümle dertlere derman üretecek, cümle hastalıklara şifa dağıtacak, cümle çaresizlere çareler sunacak eşsiz bir kaynak!
Neymiş efendim?
On altı yıldan beri tek başına iktidar olan bir parti ile, kimilerinin 'yavru muhalefet' dedikleri bir başka partinin ittifakla yola çıkıp, ittifakla aldıkları erken seçim kararı ile yapılacak seçimin ardından oluşacak yeni yönetim bütün dertlere şifa kaynağı olacakmış!
Aklı başında, az-çok düşünen kitleler ister istemez soruyorlar; arkadaş siz, on altı yıldan beri ortaksız iktidarsınız, peki neden mevcut dertlerin kaynağı, mevcut hastalıkların üreticisi oldunuz?
Erken seçimden sonra yapacağınızı vaad ettiğiniz bütün 'güzellikleri' koskoca onaltı yıl boyunca neden yapmadınız? Elinizi tutan, önünüze yatan, yolunuza taş atan birileri mi vardı?
Tarımı bitiren sizsiniz, çaresi bizde diyorsunuz.
Devletin gelir kaynaklarını satıp yok eden sizsiniz, halledeceğiz diyorsunuz.
Yoksulluk sınırı beş bini aştı dediğiniz halde, hala asgari ücreti bin altı yüzde tutuyorsunuz, merak etmeyin çözüm bulacağız diyorsunuz.
Teker teker saymaya gerek yok, hep beraber ıstırabını çekiyoruz; cümle dertlerin kaynağı sizsiniz, on altı yılınız adeta 'dert üretim merkezi' tarzında tükenmiş ve siz şimdi 'cümle dertlere şifa kaynağı biziz' makamında türküler söylüyorsunuz.
Bakalım ki güftesi de bestesi de çoktan eskimiş bu türküleri hala dinleyenler çıkacak mı?
Güftesi yandaşlara ait, bestesi on altı yıldan beri iktidarın 'yıkama-yağlama' servisinde çalışan elemanlara ait bir türkü...
Erken seçim olacak cümle dertler bitecek!
Erken seçim olacak ekonomi uçacak!
Erken seçim olacak, hali hazırdaki sayın Cumhurbaşkanı 'başkan' olacak ve hemen ardından tüm yokuşlar düze, tüm yorgunluklar hıza, tüm nefretler hazza, tüm tavuklar kaza, kara kışlar yaza ve cümle asık suratlar güler yüze dönüşecek!
On altı yıldan beri birikmiş, nerdeyse çatlama noktasına gelmiş olan 'dert küpü' birden bire, yani seçimin hemen ertesinde, 25 Haziran'da 'şifa kaynağına' dönüşecekmiş!
Ekonomik aksaklıklar mı? Hiç mesele değil!
Tarımdaki tükenmişlik mi? Dertlendiğiniz şeye bak!
Kanatlanmış uçmakta olan akaryakıt fiyatlarını aşağılara çekmek mi? Hiç merak etmeyin an meselesi!
Milletin alınterini ve emeğini alıp götüren, silip süpüren, yiyip bitiren faiz giderleri sıfırlanacakmış!
Söylemiyorlar ama, herhalde ki sayın Haydar Hoca'nın Milli Ekonomi Modeli'nden kopya çekecekler, ufukta ve ellerinde derde derman bir projeleri görünmüyor çünkü.
Al sana, cümle dertlere derman üretecek, cümle hastalıklara şifa dağıtacak, cümle çaresizlere çareler sunacak eşsiz bir kaynak!
Neymiş efendim?
On altı yıldan beri tek başına iktidar olan bir parti ile, kimilerinin 'yavru muhalefet' dedikleri bir başka partinin ittifakla yola çıkıp, ittifakla aldıkları erken seçim kararı ile yapılacak seçimin ardından oluşacak yeni yönetim bütün dertlere şifa kaynağı olacakmış!
Aklı başında, az-çok düşünen kitleler ister istemez soruyorlar; arkadaş siz, on altı yıldan beri ortaksız iktidarsınız, peki neden mevcut dertlerin kaynağı, mevcut hastalıkların üreticisi oldunuz?
Erken seçimden sonra yapacağınızı vaad ettiğiniz bütün 'güzellikleri' koskoca onaltı yıl boyunca neden yapmadınız? Elinizi tutan, önünüze yatan, yolunuza taş atan birileri mi vardı?
Tarımı bitiren sizsiniz, çaresi bizde diyorsunuz.
Devletin gelir kaynaklarını satıp yok eden sizsiniz, halledeceğiz diyorsunuz.
Yoksulluk sınırı beş bini aştı dediğiniz halde, hala asgari ücreti bin altı yüzde tutuyorsunuz, merak etmeyin çözüm bulacağız diyorsunuz.
Teker teker saymaya gerek yok, hep beraber ıstırabını çekiyoruz; cümle dertlerin kaynağı sizsiniz, on altı yılınız adeta 'dert üretim merkezi' tarzında tükenmiş ve siz şimdi 'cümle dertlere şifa kaynağı biziz' makamında türküler söylüyorsunuz.
Bakalım ki güftesi de bestesi de çoktan eskimiş bu türküleri hala dinleyenler çıkacak mı?
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024