Fıkra anlatmak, fıkra dinlemek, fıkrayı sevmek, millet olarak bize has özelliklerden mi acaba?
Diğer milletlerin de böyle bir kültürü var mı?
Hem bilir, hem söylerim fıkrayı.
Bazen toplantılarda sırf bunun için bulunmam istenir.
Geçen gün bir fıkra ile başlamıştım bir yazıma...
Bazen fıkralarda ölçü olmuyor.
Bu da onlardan bir sayılırdı.
"Tanrı son zenciyi yaratırken: Tüh be! Gene yaktık demiş."
Fıkra böyleydi.
Okuyuculardan hayli e-mail aldım.
Nasıl böylesi bir hatayı işlemişim diye.
Akait açısından sakıncalı buldukları bu ifade için beni ayıktırmak istediler.
Hepsine teşekkür ederim.
Kendimce haddimi bilirim.
Fakat bir şeye takıldım.
Bir fıkrada geçen "tanrısal" ifade üzerine galeyana gelen değerli dostlar, o fıkrayı gölgede bırakacak, ayet-hadis ölçülerine ters, "bilinçli" ve "gayeli" bazı eylemlere de tepki gösterdiler mi?
Mesela bu ülkede "tek hak din" ölçüsü gitti, yerini "üç hak din" aldı.
Fıkraya tepki gösteren dostlar bu konuda ne yapıyor?
Bir mizansen olarak, Urfa'da bir Müslüman kadın bir papaz ile evlendirildi. İslam ölçüsüne göre haram olan bu "bilinçli" ve "maksatlı" eyleme nasıl bir tepki gösterdi dostlar?
Hacı efendilerin, hoca efendilerin, dini bütünlerin, muhafazakarların ve mutaassıp kesimin büyük desteğiyle iktidar olan AKP'nin Diyanet'ten Sorumlu Devlet Bakanı sayın Mehmet Aydın'ın geçen hafta Tempo Dergisi'nde bir röportajı vardı.
Sayın Aydın birikiminin gereği, sadece İslam'dan bahsetmiyor o röportajda.
Üç dinden sorumlu Devlet Bakanı gibi konuşuyor ve ne diyorsa bu "üç dinin adlarını kullanarak" söylüyor.
Devlet Bakanlığı öncesi üst düzey katıldığı sempozyumlarda kullandığı rivayet edilen şu ifadenin gereği olarak olsa gerek: "Dinlerarası diyalog çerçevesinde 'benim dinim haktır' demek en büyük dinsizliktir."
Ve sayın Aydın her fırsatta "dinde reformdan" bahsediyor.
O fıkra kadar dikkatinizi çekiyor mu bu sözler?
Her gün çoğalan kilise evleri, dağıtılan milyonlarca İncil.
Harıl harıl Hıristiyanlaştırılan gençler.
Ve daha neler ve neler...
Bunlardan haberiniz var değil mi?
Ben gene de o fıkra için özür diliyorum.
Tövbe ediyorum.
Diğer milletlerin de böyle bir kültürü var mı?
Hem bilir, hem söylerim fıkrayı.
Bazen toplantılarda sırf bunun için bulunmam istenir.
Geçen gün bir fıkra ile başlamıştım bir yazıma...
Bazen fıkralarda ölçü olmuyor.
Bu da onlardan bir sayılırdı.
"Tanrı son zenciyi yaratırken: Tüh be! Gene yaktık demiş."
Fıkra böyleydi.
Okuyuculardan hayli e-mail aldım.
Nasıl böylesi bir hatayı işlemişim diye.
Akait açısından sakıncalı buldukları bu ifade için beni ayıktırmak istediler.
Hepsine teşekkür ederim.
Kendimce haddimi bilirim.
Fakat bir şeye takıldım.
Bir fıkrada geçen "tanrısal" ifade üzerine galeyana gelen değerli dostlar, o fıkrayı gölgede bırakacak, ayet-hadis ölçülerine ters, "bilinçli" ve "gayeli" bazı eylemlere de tepki gösterdiler mi?
Mesela bu ülkede "tek hak din" ölçüsü gitti, yerini "üç hak din" aldı.
Fıkraya tepki gösteren dostlar bu konuda ne yapıyor?
Bir mizansen olarak, Urfa'da bir Müslüman kadın bir papaz ile evlendirildi. İslam ölçüsüne göre haram olan bu "bilinçli" ve "maksatlı" eyleme nasıl bir tepki gösterdi dostlar?
Hacı efendilerin, hoca efendilerin, dini bütünlerin, muhafazakarların ve mutaassıp kesimin büyük desteğiyle iktidar olan AKP'nin Diyanet'ten Sorumlu Devlet Bakanı sayın Mehmet Aydın'ın geçen hafta Tempo Dergisi'nde bir röportajı vardı.
Sayın Aydın birikiminin gereği, sadece İslam'dan bahsetmiyor o röportajda.
Üç dinden sorumlu Devlet Bakanı gibi konuşuyor ve ne diyorsa bu "üç dinin adlarını kullanarak" söylüyor.
Devlet Bakanlığı öncesi üst düzey katıldığı sempozyumlarda kullandığı rivayet edilen şu ifadenin gereği olarak olsa gerek: "Dinlerarası diyalog çerçevesinde 'benim dinim haktır' demek en büyük dinsizliktir."
Ve sayın Aydın her fırsatta "dinde reformdan" bahsediyor.
O fıkra kadar dikkatinizi çekiyor mu bu sözler?
Her gün çoğalan kilise evleri, dağıtılan milyonlarca İncil.
Harıl harıl Hıristiyanlaştırılan gençler.
Ve daha neler ve neler...
Bunlardan haberiniz var değil mi?
Ben gene de o fıkra için özür diliyorum.
Tövbe ediyorum.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024