Uluslararası Milli Ekonomi Kongresi'ne yurtiçinden katılan bilim adamları, yaptıkları "parasal örtülerin ardındaki reel olayları gören", "dâhiyane", "kapitalist iktisadı tersyüz eden", "parayı para yapan" model tespitleriyle Türkiye'nin de, dünyanın da sorunlarının çözümünün hangi adreste olduğunu gösterdiler Uluslar arası Milli Ekonomi Kongresi'ne yurtdışından katılan bilim adamlarının kongreyi izleyenlere tam bir beyin fırtınası atmosferi yaşattığı gibi bu toprakların yetiştirdiği bilimadamları da yaptıkları enteresan tespitlerle Türkiye'nin de, dünyanın da sorunlarının çözüm adresinin hangi topraklar olduğunu bir kez daha gösterdiler. Kapitalist iktisadı ters yüz ediyorKapitalist, sosyalist, liberal ve ırkçı ekonomik düzenlerin gelişmiş ülkelerde dahi refah ve kalkınmayı birlikte getiremediğini, bu modellerin gelir dağılımını dengeleme, tam istihdam oluşturma ve sürekli büyümeyi sağlama gibi problemlerinin bile olmadığını, toplum düzeyinde refah ve kalkınmanın birlikte sağlanması için bu problemlerin çözülmesinin zorunluluk arz ettiğini söyleyen Prof. Dr. Ömer Saraçoğlu, "Bu problemlerin çözümü ise, ancak insani duyguları ve İslamî görüşü kendisine rehber alan bir milli ekonomi modelinin ortaya koyacağı ilke ve kuralların harfiyen uygulanması ile mümkün olabilir. İşte böyle bir model, bugün Milli Ekonomi Modeli adlı eserle, sayın Haydar Baş tarafından ortaya konulmuştur" derken, "Model; kapitalist iktisat kavramını ters yüz eden 'sınırsız imkânları, sınırlı insanın ihtiyaçları şeklinde' yeniden yapılan tanımı üzerine oturtulmuştur" diyen Araştırmacı-Yazar Mustafa Çınkı, bu bağlamda Milli Ekonomi Modeli'nin Batı orijinli iktisat anlayışına karşı bir manifestolar niteliği de taşımakta olduğunu, Model manifestolarında milli bir devletin nasıl kaynak yaratacağını, yaratılan kaynakların nasıl kullanılması gerektiği konusunda mikro ve makro iktisadi yaklaşımlar altında yine buna dayalı iktisat ve maliye politikalarıyla birlikte vermektedir bulunduğunu söyledi. Prof. Dr. Yakup Çiçek, "diğer sistemlerde devlet, halkından topladığı gelirlerin aslan payını, faiz yoluyla sermaye kesimine aktarırken Milli Ekonomi Modeli, devletin halkından topladığı vergilerden daha fazlasını halkına hizmet olarak aktarmayı esas alıyor" şeklinde görüşlerini dile getirirken, Dr. Sani Ak, "Milli Ekonomi Modeli, mevcut ekonomik sistemlerin ürettiği sorunlara özgün ve köklü çözümler üreten, ekonomik refahın , sosyal barışın, hiçbir kişi yada devlete muhtaç olmadan ayakta durmanın yollarını, kaynaklarını milletimizin özdeğerleri çerçevesinde ortaya koyan bir model olarak karşımızda durmaktadır" dedi. Parayı para yapan modelDoç. Dr. Fikri Pala, Milli Ekonomi Modelini makro değil mikro iktisadın alanına giren işletmeler açısından değerlendirdi. İşletmelerin karşı karşıya bulunduğu yeterli finans sıkıntısı, finansman maliyeti, pazar gibi problemlerini sadece kısmi bir çözümle değil insan merkezli çeşitli ekonomik ve sosyal politikalarla aşmayı hedeflediğine dikkat çekti. Modelin, parayı, sadece bir mübadele ve değer saklama aracı olmaktan çıkardığını, ona kalkınmada tahrik unsurluğu, mal ve hizmet karşılığı olma özelliği kazandırdığını söyleyen Prof. Dr. Ata Selçuk, "Yani parayı para yapan gene Prof. Dr. Haydar Baş bey olmuştur" tespitinde bulundu. Aynı konuda "Milli Ekonomi Modeli, paraya getirdiği tanımla da, özellikle liberal ekonomik sistemlerde bir türlü önlenemeyen, paranın tekelleşmesine izin vermemekte ve böylece emeğin hakkını sosyalist sistemlerin baskıcı anlayışının bile sağlayamadığı bir oranda korumaktadır" şeklinde görüş beyan eden Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu, günümüzde esamesi bile okunmayacak hale getirilmeye çalışılan "devlet" kavramına Milli Ekonomi Modeli'nin yüklediği misyonun bir bölümünü şöyle dile getirdi: "Milli Ekonomi Modeli, bir sosyal devlet anlayışını ortaya koymaktadır. Devletin alan el değil aynı zamanda veren el olması gereğini savunarak, temelde kendi milletine hizmet etmek üzere yapılandırılmasını amaçlamaktadır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın deyimiyle devletle millet, baba ile evlat gibi olacaktır. Milli Ekonomi Modelde hedef, büyük ve güçlü bir devlettir. Ancak güçlü bir devlet, halkını dış tehditlerden koruyabilir ve adaleti, huzuru ve refahı temin edebilir." Prof. Dr. Cahit Babuna, modelin, sadece ekonomi değil kâinattaki her şeyin emrine amade kılındığı "insan" unsuruna verdiği öneme dikkat çekerek "Milli Ekonomi insana dönük bir ekonomi modelidir. İnsanı , yer altı ile yer üstü zenginlikleri, tabiatın verdiği imkanlar ile insanların kabiliyetlerini ve becerileri ile bilgilerini bir nevi bütünleştiren ekonomi modelidir. Bu model, insanı, acımasız 'vahşi kapitalizm'in eline teslim etmemekte, insan emeğini onun dişlileri arasında öğütmemektedir" değerlendirmesini yaptı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.