Ya Rabbi! Günümüz hayırlı olsun.
Ya Hüdâ! Referandum sonu hayırlı olsun.
Hır-gürlü, tekme-tokatlı, hakaretli-galiz küfürlü, saç-baş yolmalı ve ısırmalı geçen nezih(!) görüşmeler sonunda Anaysa Değişikliği adıyla kimine göre sistem, kimine göre rejim değişikliği referanduma yani halk oylamasına götürülecek.
Yani önümüzde sandık var. Yine sandıktan keramet umacağız! İnşallah -yanılmam- bu kere sandık beni yanıltmayacak gibi!
AKP Genel Merkezi ile "Yavru Muhalefet MeHaPe" Genel merkezleri arasındaki sıkı ve sır görüşmeler; bir "AKP-MeHaPe Koalisyonu"nun kurulacağına yorumlanıyor!
Kimilerine göre bu koalisyon fiilen var bile!
Referandum sürecinde sahaya inmeye hazır Lider ve Genel Başkanlar arasında Devlet Bahçeli yok gibi davranıyor! Referandum öncesinden alacağını almış rahatlığında sanki!
Her halde artık siyaset düşünmüyor veya siyaseten istediklerini yapmış edalarında!
Bu rahatlığından da MHP seçmeni ve Ülkücü taban tarifsiz rahatsız.
Referanduma en az 2.5-3 ay varken; Seçilmiş Cumhurbaşkanının anket sonuçları servis ettirmesi tesadüf veya boşuna olabilir mi?
Çünkü ne AKP kendi tabanından emin, ne de "Yavru Muhalefet MeHaPe" Genel başkanının ülkücü taban ve Anadolu'da karşılığı var.
AKP ve MeHaPe tabanlarının fokurdaması ve kaygan zeminin farkında olan Seçilmiş Cumhurbaşkanı, -yine Bahçeli'ye açıklatarak- "Erken Seçim"i gündeme taşırsa şaşırmam!
Çünkü bu ülkede particilik yapılmazsa tabanı bir arada tutmak asla mümkün değil!
Eğer Seçilmiş Cumhurbaşkanı, sadece AKP teşkilatları ve tabanına yönelik bir anket yaptırsa, ülkede kendisine en kızgın seçmenin AKP'liler olduğunu ve referandumda hesap sormaya hazırlandıklarını görür!
Akıllarına getirmek gibi oldu ama...
Gelenin-gidenin kandırmasıyla dünyaca bir üne sahip Seçilmiş Cumhurbaşkanını bu sefer de Bahçeli kandırdı gibi! Ki, gününden çok önce Yıldırım Tuğrul Türkeş çok akıllı ve çok zamanında bir uyarı da yapmıştı...
Y. Tuğrul Türkeş, Devlet Bahçeli ve Recep Tayyip Erdoğan üçlüsünü bir arada düşününce aklıma bir Süleyman Demirel uygulaması geldi. Olayın, bizzat tanıklarındanım, epeyce tanığı da hayatta şükür...
Allah rahmet eylesin, kendisine çok sert, galiz hakaretlerle muhalefet yapan, günlerce basında manşet olan birini Demirel Baş Müşavir olarak atamıştı.
Sadettin Bilgiç (Kaptan), İhsan Sabri Çağlayangil, İsmet Sezgin Rahmetliler ve o günün AP-DYP kurmayları itiraz ediyorlardı.
Güniz Sokak'taki evinin çalışma odasındaydık. Bahse konu şahsı da yakından tanıyordum. Yakınlığımızı bilerek -zannederim- ileteyim diye benim de olduğum bir ortamda Demirel:
- Kardeşim! Adam kapı köpeği! Karşıya ürümeyi seviyor ve çok da iyi beceriyor. Ziyadesiyle gürültü de yapıyor. Karşıdan bize ürüyeceğine kapıya bağladım ki karşıya ürüsün. Artık karşısı düşünsün Kardeşim, deyip kahkahayı patlatmıştı.
Yıllar sonra kendileriyle yapacağım bir röportaj öncesi, o gün konuşulanları muhatabına iletmediğim için de beni tebrik etmişlerdi.
* * *
Klavyeden sızanlar:
- Biliyor musunuz?
Sütün kaymağına xama, ayranın kaymağına yağ,
Çimentonun kaymağına şap, şekerin kaymağına reçel,
Arının topladığı çiçeğin kaymağına bal,
Halkın, ahalinin, milletin kaymağına ise milletvekili denir.
Bütün maddeler kaynadıkça, insan kargaşayla kaynaştıkça kaymak çıkarır.
Ve kaymak kaynarsa bozulur.
Meclis'in tekme-tokat-ısırmalı kavgalarından bu yüzden doğru karar çıkmaz!
- Biliyor musunuz?
Önümüzdeki referandumda, "gibi"ler ile asıllar/asîller kapışacaklar! Meselâ;
Eşref-i mahlûkatla esfel-i safilînler...
Adamlarla "adam gibi"ler...
Milletçilerle "milliyetçi gibi"ler...
Ülkücülerle "Yavru Muhalefet MeHaPe"liler..
Devrimcilerle "sosyalist gibi" demokratik solcular veya sosyal demokratlar...
Mü'minler ile "Dinler Arası Diyalogcular- Medeniyetler Arası İttifakçı"lar..
Tevhîdcilerle mezhepçiler, baasçılar, şövenist emevistler...
Tatar Ramazanlarla Kadir İnanırlar...
Bozkurtlarla alaska veya alman kurt köpekleri...
Bağımsızlık karakterlilerle -dededen toruna miras- mandacılar.
Süvarilerle jokeyler...
Gâzilerle kaçaklar-kaçkınlar...
Cesurlarla korkaklar...
Akıllılarla kurnazlar çekişecekler...
* * *
Siz hiç gözünüzle bakıp, gönlünüzle gördünüz mü?
Hiç gönlünüzün gördüğüne kızabildiniz mi siz?
Siz, hiç gönlünüzün sevdiğinden güzeline rastladınız mı?
Hiç sevdiğinize benzemeyen Dünya Güzellik Kraliçesi gördünüz mü siz?
Siz, hiç sevdiniz mi Ya Hu?
Hiç sevdiğinizi gönlünüze gömdünüz mü siz?
Siz, hiç gönlünüz kan ağlarken gülümseyerek göz ettiniz mi?
Biliyor musunuz gönlünüz ne kadar ferah sizin?
Veya biliyor musunuz gönlünüz ne kadar sıkıntıda?
Ya Hu!
Siz, hiç gönlünüzce yaşadınız mı?
Gönlünce yaşayanlara selâm olsun...
* * *
Zamanın hızlı, ömrün kısa olduğunu bilirdim ama 45 (kırk beş) senenin bu kadar kısa olduğunu yemin olsun bilmezdim!
Gecenin saat 01.00'inde Zelzele Ahmet Dostumla çaylı-sigaralı bir muhabbete daldık telefonda ve fark ettim ki 40 (kırk) dakikalık telefon görüşmemize 45 (kırk beş) seneyi sığdırmışız ve 40 dakikaya 45 sene sığmış hatta istesek daha da sığarmış!
45 (kırk beş) sene ne kadar kısa, 40 (kırk) dakika ne kadar uzunmuş!
Cümle Dostlarıma selam olsun. Ömürlerine bereket, hânelerine huzur yağsın..
Bizden önce gidenlere de Rabbim, rahmet eylesin. Gücüm yettiği ve dilim döndüğünce hepsi için tek-tek af ve mağfiret dilerim...
"İNSAN GÖNÜLDÜR, GÖNÜL..." Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Ya Hüdâ! Referandum sonu hayırlı olsun.
Hır-gürlü, tekme-tokatlı, hakaretli-galiz küfürlü, saç-baş yolmalı ve ısırmalı geçen nezih(!) görüşmeler sonunda Anaysa Değişikliği adıyla kimine göre sistem, kimine göre rejim değişikliği referanduma yani halk oylamasına götürülecek.
Yani önümüzde sandık var. Yine sandıktan keramet umacağız! İnşallah -yanılmam- bu kere sandık beni yanıltmayacak gibi!
AKP Genel Merkezi ile "Yavru Muhalefet MeHaPe" Genel merkezleri arasındaki sıkı ve sır görüşmeler; bir "AKP-MeHaPe Koalisyonu"nun kurulacağına yorumlanıyor!
Kimilerine göre bu koalisyon fiilen var bile!
Referandum sürecinde sahaya inmeye hazır Lider ve Genel Başkanlar arasında Devlet Bahçeli yok gibi davranıyor! Referandum öncesinden alacağını almış rahatlığında sanki!
Her halde artık siyaset düşünmüyor veya siyaseten istediklerini yapmış edalarında!
Bu rahatlığından da MHP seçmeni ve Ülkücü taban tarifsiz rahatsız.
Referanduma en az 2.5-3 ay varken; Seçilmiş Cumhurbaşkanının anket sonuçları servis ettirmesi tesadüf veya boşuna olabilir mi?
Çünkü ne AKP kendi tabanından emin, ne de "Yavru Muhalefet MeHaPe" Genel başkanının ülkücü taban ve Anadolu'da karşılığı var.
AKP ve MeHaPe tabanlarının fokurdaması ve kaygan zeminin farkında olan Seçilmiş Cumhurbaşkanı, -yine Bahçeli'ye açıklatarak- "Erken Seçim"i gündeme taşırsa şaşırmam!
Çünkü bu ülkede particilik yapılmazsa tabanı bir arada tutmak asla mümkün değil!
Eğer Seçilmiş Cumhurbaşkanı, sadece AKP teşkilatları ve tabanına yönelik bir anket yaptırsa, ülkede kendisine en kızgın seçmenin AKP'liler olduğunu ve referandumda hesap sormaya hazırlandıklarını görür!
Akıllarına getirmek gibi oldu ama...
Gelenin-gidenin kandırmasıyla dünyaca bir üne sahip Seçilmiş Cumhurbaşkanını bu sefer de Bahçeli kandırdı gibi! Ki, gününden çok önce Yıldırım Tuğrul Türkeş çok akıllı ve çok zamanında bir uyarı da yapmıştı...
Y. Tuğrul Türkeş, Devlet Bahçeli ve Recep Tayyip Erdoğan üçlüsünü bir arada düşününce aklıma bir Süleyman Demirel uygulaması geldi. Olayın, bizzat tanıklarındanım, epeyce tanığı da hayatta şükür...
Allah rahmet eylesin, kendisine çok sert, galiz hakaretlerle muhalefet yapan, günlerce basında manşet olan birini Demirel Baş Müşavir olarak atamıştı.
Sadettin Bilgiç (Kaptan), İhsan Sabri Çağlayangil, İsmet Sezgin Rahmetliler ve o günün AP-DYP kurmayları itiraz ediyorlardı.
Güniz Sokak'taki evinin çalışma odasındaydık. Bahse konu şahsı da yakından tanıyordum. Yakınlığımızı bilerek -zannederim- ileteyim diye benim de olduğum bir ortamda Demirel:
- Kardeşim! Adam kapı köpeği! Karşıya ürümeyi seviyor ve çok da iyi beceriyor. Ziyadesiyle gürültü de yapıyor. Karşıdan bize ürüyeceğine kapıya bağladım ki karşıya ürüsün. Artık karşısı düşünsün Kardeşim, deyip kahkahayı patlatmıştı.
Yıllar sonra kendileriyle yapacağım bir röportaj öncesi, o gün konuşulanları muhatabına iletmediğim için de beni tebrik etmişlerdi.
* * *
Klavyeden sızanlar:
- Biliyor musunuz?
Sütün kaymağına xama, ayranın kaymağına yağ,
Çimentonun kaymağına şap, şekerin kaymağına reçel,
Arının topladığı çiçeğin kaymağına bal,
Halkın, ahalinin, milletin kaymağına ise milletvekili denir.
Bütün maddeler kaynadıkça, insan kargaşayla kaynaştıkça kaymak çıkarır.
Ve kaymak kaynarsa bozulur.
Meclis'in tekme-tokat-ısırmalı kavgalarından bu yüzden doğru karar çıkmaz!
- Biliyor musunuz?
Önümüzdeki referandumda, "gibi"ler ile asıllar/asîller kapışacaklar! Meselâ;
Eşref-i mahlûkatla esfel-i safilînler...
Adamlarla "adam gibi"ler...
Milletçilerle "milliyetçi gibi"ler...
Ülkücülerle "Yavru Muhalefet MeHaPe"liler..
Devrimcilerle "sosyalist gibi" demokratik solcular veya sosyal demokratlar...
Mü'minler ile "Dinler Arası Diyalogcular- Medeniyetler Arası İttifakçı"lar..
Tevhîdcilerle mezhepçiler, baasçılar, şövenist emevistler...
Tatar Ramazanlarla Kadir İnanırlar...
Bozkurtlarla alaska veya alman kurt köpekleri...
Bağımsızlık karakterlilerle -dededen toruna miras- mandacılar.
Süvarilerle jokeyler...
Gâzilerle kaçaklar-kaçkınlar...
Cesurlarla korkaklar...
Akıllılarla kurnazlar çekişecekler...
* * *
Siz hiç gözünüzle bakıp, gönlünüzle gördünüz mü?
Hiç gönlünüzün gördüğüne kızabildiniz mi siz?
Siz, hiç gönlünüzün sevdiğinden güzeline rastladınız mı?
Hiç sevdiğinize benzemeyen Dünya Güzellik Kraliçesi gördünüz mü siz?
Siz, hiç sevdiniz mi Ya Hu?
Hiç sevdiğinizi gönlünüze gömdünüz mü siz?
Siz, hiç gönlünüz kan ağlarken gülümseyerek göz ettiniz mi?
Biliyor musunuz gönlünüz ne kadar ferah sizin?
Veya biliyor musunuz gönlünüz ne kadar sıkıntıda?
Ya Hu!
Siz, hiç gönlünüzce yaşadınız mı?
Gönlünce yaşayanlara selâm olsun...
* * *
Zamanın hızlı, ömrün kısa olduğunu bilirdim ama 45 (kırk beş) senenin bu kadar kısa olduğunu yemin olsun bilmezdim!
Gecenin saat 01.00'inde Zelzele Ahmet Dostumla çaylı-sigaralı bir muhabbete daldık telefonda ve fark ettim ki 40 (kırk) dakikalık telefon görüşmemize 45 (kırk beş) seneyi sığdırmışız ve 40 dakikaya 45 sene sığmış hatta istesek daha da sığarmış!
45 (kırk beş) sene ne kadar kısa, 40 (kırk) dakika ne kadar uzunmuş!
Cümle Dostlarıma selam olsun. Ömürlerine bereket, hânelerine huzur yağsın..
Bizden önce gidenlere de Rabbim, rahmet eylesin. Gücüm yettiği ve dilim döndüğünce hepsi için tek-tek af ve mağfiret dilerim...
"İNSAN GÖNÜLDÜR, GÖNÜL..." Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017