Dalkavuklar ve Hükm-i Karakuşi

Amerika ve Vahşi Batı, Türk milletine, Türk devletine ve İslam dünyasına altın vuruşlarını, AKP iktidarı üzerinden Büyük Ortadoğu Projesi'yle yaptı.İktidar, şimdilerde FETÖ diye tescillediği kadroyla işbirliği halinde ta baştan BOP çukuruna balıklama atladı, milletimizi de peşinden sürükledi.Milletimiz, özündeki Ehl-i Beyt İslam'ından ve o kutlu ocağındevamı olan Horasan erenlerinin gönül medeniyetinden savuruldu; kilisenin kapısına, Vatikan'ın diyalog fitnesine ve işgalci Amerika'nın Ilımlı İslam'ına demirledi.Din, adeta Hz. Peygamber'in şu hadislerindeki büyük afete uğradı:"Her şeyin bir ifsad eden afeti vardır; bu dinin de âfeti, haktan yüz çevirmiş idarecilerdir"(İbn Hacer Askalani, el-Metalib, 17/ 579, H. No: 4346, 18/282, H. No: 4461)."Dinin üç afeti vardır: Günahkar alim, haktan sapmış idareci ve cahil müctehid"(Ebu Nuaym, Ahbar, 2/328; Deylemi, 1/).Ortada ne İslamlık kaldı, ne insanlık, ne adalet? Allah korkusu yüreklerden çekildi, adaletin çivisi çıktı!Amerika ve Vahşi Batı ile kolkola İslam'a ve İslam coğrafyasına BOP âfâtı olarak çökenlerden, hak ve adalet bekleyenlervarsa, yanılıyorlar.Görülmüyor mu; Hz. Peygamber'in şu ikazı yaşanır oldu: "Ahir zamanda ümmetimden öyle topluluklar var ki, elbisenizi çıkardığınız gibi, gönüllerinden Allah'ın ölçüleri çıkarılır. İşleri, hırs ve tamahkârlık olur. Allah korkusu kalmaz. Saltanat sahipleri zulmeder. İnsanlar, kalpleri kurt olduğu halde kuzu postuna bürünür. Devrin sözü dinlenir ve gözde olanları ise "müdâhinler" (yalanla yağcılık yapan dalkavuklar) olur"(Askalani, el-Metalib, 18/305, H. No: 4473; Hakim, Müstedrek, 4/343; Taberânî, Evsat, 5/126, H. No:4760).Toplumda adaletin katilleri, yöneticiler kadar, onların etrafını saran bu müdahinler, yalan-dolanla devran döndüren dalkavuklardır.Adaletin ve faziletin kaynağı, Allah korkusudur. Allah korkusu ve ahiret inancı gidince; adeta yerini "adam korkusu" aldı."Allah korkusu"nun yerini "adam korkusu" alırsa; adalet, hak ve hukuk da yerini, Emevi siyasetine ve Emevi mezalimine bırakır.Düzen de olsa olsa, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin tespitiyle "demokratik krallık" olur. Demokratik krallığın adaleti de kendine göre olur.Tecrübeler gösteriyor ki, adalete ve hukuka kendilerine göre ayar çekenler, gün gelir yok ettikleri hukukta kendileri de yok olurlar. Âlemlerin Rabbi olan Allah, dünyadan elini-eteğini çekmiş değil çünkü? Hz. Peygamber taşı gediğine şöyle oturtuyor: "Zalim, Allah'ın terazi topuzudur. İntikamını onunla alır; sonra da o zalimden intikam alınır. Hepsini topluca ateşe yığar"(Taberani, Mu'cemu'l-Evsat, 3 / 346, H. No: 3358; Suyuti, ed-Dureru'l-Münteşire, 1/145, H. No: 288)Allah korkusunun ve hak-hukuk ölçüsünün kalmadığı yerde adalet işi, olur Hükm-i Karakuşî? Şöyle:Karakuşi Kadı, rayihası etrafı basmış, güveç içinde nar gibi kızarmış başkasına ait nefis bir ördek görür fırının vitrinde. Kadı, fırıncıya "Ben bunu aldım" demiş. Fırıncı, Kadı'ya itiraz edememiş, ördeği paketleyip hediye etmiş. Derken ördeğin asıl sahibi gelmiş "Hani bizim ördek?" deyince; boynunu büküp "Uçtu" demiş fırıncı. Kavga-kıyamet kopmuş fırında.O hengamedefırıncı, araya girmeye çalışan bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarmış. Fırıncı kaçmış, gayr-ı Müslüm kovalamış.Lakin önlerine çıkan duvarı atlarken; fırıncı, duvarın arkasındaki hamile bir kadının üstüne düşmüş. Kadın, oracıkta çocuğunu düşürmüş. Bu arada kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş.Fırıncı, can havliyle kaçarken, çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış... Olaya zaptiyeler müdahale etmiş.Çıkarmışlar Karakuşi Kadı'nın karşısına. "Fırıncıdan ördeği kapan" Karakuşi Kadı, ördek eksenli bir muhakeme yapıp sıralamış hükümleri:Ördeğin sahibi, fırıncıdan ördeğini isteyecek olmuş. Kadı, fırıncıya sormuş: "Ne yaptın bu adamın ördeğini?" Fırıncı: "Uçtu" demiş. Kadı, kara kaplı defterini açmış: Ördeğin karşısında "tayyar" yazılı. Tayyar "uçan" demektir. "Dolayısıyla ördeğin uçması suç değil" demiş. Fırıncıya ördekten beraat vermiş.Gözü çıkan gayr-imüslimin şikâyetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş: "Her kim, gayr-i müslimin iki gözünü çıkara, o müslimin tek gözü çıkarıla..."Davacı gayr-ı müslim "Yani, ne olacak?" deyince, Kadı, "Şimdi" demiş, "Müslim fırıncı, senin öbür gözünü de çıkaracak; biz de onun tek gözünü çıkaracağız."Hükmü duyan gayr-i müslim, şikâyetinden vazgeçmiş; fırıncı ondan da beraat etmiş.Çocuğunu yitiren kadının kocasına da Karakuşi Kadı: "Tamam"' demiş, "Karını boşayıp fırıncıya nikahlayacaksın, çocuğu olacak, dünyaya gelince de ölen çocuğun yerine bu yeni çocukla beraber karını geri alacaksın!"Vahim vaziyeti fark eden adam da şikâyetinden vazgeçmiş; dava düşmüş. Kadı dönmüş Yahudi'ye: "Senin şikâyetin ne bre?.." Yahudi açmış ellerini "Ne diyeyim kadı efendi" demiş, "Adaletinle bin yaşa sen emi!"BOP adaleti bu?Bunca adaletsizliğe ve zulme rağmen hala ülkemiz ve dünya nasıl ayakta duruyor, diye soranlar için şu ilahi hikmet belki bir şeyler anlatır:"Yarattıklarımızdan, hakka rehberlik eden ve adaleti hak ile yerine getiren bir topluluk daimavardır"(Araf 7/181).Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın, toplumun bunca aymazlığına rağmen yüreğine taş basarak hak-hukuk ve adaletli bir hayat oluşturmaseferberliğini sürdürmesini anlayamayanlar; bu ayeti şifa niyetine tekrar tekrar okusunlar.