Dünyanın en sağlıklı ülkesi İspanya ve İtalya seçildi. Maalesef Türkiye 51'inci sırada.
Araştırmacılar, bu ülkelerin sağlık seviyelerini birçok sebebin yanında "Akdeniz diyeti" ile ilişkili olduğunu bildirdiler. Akdeniz diyeti ağırlıklı olarak sebze, meyve ve yeşillikler üzerine kurulmuştur. Balık ağırlıklıdır.
Gıdalar yendikten sonra bedenimizde parçalanırken serbest radikaller denen ve pek çok hastalığın oluşmasında rol oynayan maddeler oluşur. Tıpkı suçluları yakalayıp zararsız hale getiren polisler gibi görev yapan antioksidanlar, bu zararlı serbest radikalleri etkisiz hale getirirler. İşte Akdeniz diyetinde yer alan sebze ve meyveler bu şekilde kalp ve damar hastalıklarından bizi hem korur hem de tedavi eder.
Mesela domates antioksidan olan likopeni bol miktarda içerir ve pişirildiğinde bu etkisi artar. Likopen aynı zamanda kan damarlarının genişlemesini iyileştirir, tansiyonu artıran ace enzim aktivitesini azaltarak tansiyonu dengeleyici etkisi vardır. Likopen ayrıca havuç, karpuz, kuşburnu, kestane kabağı, pembe greyfurt, papaya gibi diğer sebze ve meyvelerde de bulunur.
Toronto Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre, likopen zararlı LDL denen kötü kolesterolün oksidasyonunu baskılamaktadır. Bu nedenle likopen aterosikleroz ve koroner kalp hastalığı riskini azaltır. Sarımsakta bulunan erisin adlı kükürt bileşikleri ve alisin LDL kolesterolün oksidasyonunu önleyerek kolesterolü düşürür, damarları temizler, kan basıncını düşürür. Soğanda bulunan flavinoidler, antioksidan ve antienflamatuar etkisiyle damarları temizler açar. Sebze ve meyvelerde bulunan flavanoidlerin kılcal damarlarda duvar zayıflığını önleyici etkisi vardır.
Zerdeçal curcumin denen antioksidan içerir ve serbest radikalleri temizler. Omega-3, ayrıca bol lif ve müsilaj içeren keten tohumu bağırsaktan kolesterol emilimini azaltır. Citrulline maddesi içeren karpuz, ayrıca kırmızı pancar, kara lahana, ıspanak ve nar da damar esnekliğini sağlayan nitrik oksiti artırırlar.
Nar çok yüksek oranda antioksidan içerir. Portakal, limon, mandalina ve özellikle greyfurt eriyen lif olan pektin içerirler ve bunlar bağırsakta kolesterol emilimini azaltırlar.
Fasulye, nohut, mercimek yüksek oranda lif ve antioksidan içerir, kolesterol düşürücü etki yaparlar.
Acı biberde bulunan kapsaisin, metabolizmayı hızlandırıcı kolesterol düşürücü yağ yakıcı ve antioksidan özellikler içerir. Pişirmenin hücre duvarlarını parçalayarak luteini serbestleştirmesi nedeniyle pişmiş sebzeler, lutein yönünden iyi bir kaynaktır. Lutein, bir antioksidan olarak serbest radikal hasarına en çok maruz kalan yerlerde daha fazla birikerek tamir görevi yapmaktadır.
Tarçın, şekeri ve kolesterolü düşürür, antienflamatuar antioksidandır, damarları temizler. Ceviz, arjinin alfa linolenik asit omega-3 ve vit E içerir, kan damarlarının esnekliğini artırır, kolesterolü azaltır.
Zeytinyağı, badem, yeşil çay antioksidandır ve kalp damar sağlığını korur. Brokoli vit K ve bol lif içerir. K vit damarlarda kalsiyum birikiminin önler. Kahve içerdiği kafein ile metabolizmayı hızlandırır, lipoliz yaparak yağların yakılmasını sağlar, polifenol denen antioksidanlar kahvede yüksek oranda bulunur.
Sonuç olarak doğru diyet değişikliği ile kalp krizlerinin yarısı önlenebilir. Peki bu saydığımız besinleri yediğimiz halde neden kalp damar hastalıkları artmaya devam ediyor? Çünkü genetiği değiştirilmiş tohumlar, kimyasal gübreler ve hormonlu meyve sebzelerde yukarıda saydığımız yararlı maddeler o kadar azaldı ki, maalesef bu koruyucu ve tedavi edici etkileri göremiyoruz. Bu yüzden koruyucu hekimlikte doğru gıda ve doğru beslenmek çok önemlidir ancak bitkilerle tedavi olayında ise hangi bitkiden ne kadar ve ne zamana kadar kullanılması gerektiği bilgisi fitoterapi sahasına gitmektedir.
- Sahur şifadır / 12.04.2023
- Teravih şifadır / 07.04.2023
- Oruç şifadır / 31.03.2023
- Ramazan şifadır / 29.03.2023
- Selamlaşmak şifadır / 20.01.2023
- Mutluluk şifadır / 13.12.2022
- Okumak şifadır / 29.11.2022
- Hasta ziyareti şifadır / 15.11.2022
- Dua şifadır -2- / 22.10.2022