Ben de Cumhurbaşkanı'nın bu tavrına; "Uymuyorum, saygı da duymuyorum!"
Ya; "Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma" diye namusu-şerefi üzerine and içmeyecekti ya da, andına uyacaktı!
Yasalara ve Anayasa'ya uyma konusunda, harfiyyen O'nu taklit edeceğim artık, and olsun!
Çünkü O seçilen, ben seçen seçmen!
Ben iş erenim, o geçici süreyle görevlendirdiğim Devletin zirvesi! Ne yaparsa harfiyyen onu yapacağım ben de, ona neyse, bana da o!
Neler oluyor Allah aşkına Yeni Türkiye' de?
Hizmet Grubu A.Ş.'nin "Zaman"ına kayyum (kayyım) atandı!
Zaman zaman, ben de; "Zaman" okurdum! Posta kutuma koyulurdu ve gazete diye bir sürü kâğıt kullanıldığından, kâğıt israfı olmasın diye alır ve ciddi-ciddi okurdum...
Tanıyanlar bilirler ki, kurulduğu günden, ilk seçim kazandığında Uzun Adam'ın yasaklı olmasından dolayı seçilememesi ve Bülent ARINÇ'ın samimiyet göstergeli ağladığı günlerden beri, AKP'ye muhalifim.
Rahmetli Alparslan TÜRKEŞ'in, Hizmet Grubu A.Ş. Ceosu'na methiyelerini, Rahmetli Muhsin YAZICIOĞLU'nun Hizmet Grubu A.Ş. Patronu hakkında söylediklerini de hatırlayarak okurdum zaman-zaman Zaman'ı...
O günlerde AKP'nin henüz görsel ve yazılı yandaş medyası yoktu.
Yasaklı dönemde Medyatik Dayı'lık yaptığı Uzun Adam'ı yasakları kalktıktan sonra Dayı ilan etmişti Zaman!...
Ve o zaman, Türkiye'nin en popüler liberalleri Zaman'da yazardı.
Ülkenin en meşhur komünistleri Zaman'da köşe sahibi idi...
Anadolu'nun en meşhur azınlık mensupları Zaman'daki köşe sahipliğinden Uzun Adam'ın başdanışmanlığına kadar terfi edebilirdi...
Ülkücü eskileri, Devrimci eskisi siyasiler Zaman'da arz-ı endâm ederdi...
Müstahdeminden müsteşarına kadar bütün atamaları birlikte yapıp, hatta üçlü kararname gerektiren atamaların tamamında -bizzat- imzası bulunan Uzun Adam'ın, Hizmet Grubu A.Ş. hakkındaki tavırlarını empati yaparak anlamaya çalışıyorum, beceremiyorum!
Bir adamın, otuz yıllık yakın yol arkadaşını başkalarını görevlendirerek falakaya yatırmasını anlayamıyorum, algılayamıyorum elimde değil!
Bir kişinin, bir başka kişiyi otuz yıl, -belki de daha fazla- aldatması mümkün müdür? Otuz yıldan daha fazla aldatılan bir kişi, aldatan kadar sorumlu değil midir?
Hizmet Grubu A.Ş.'nin Ceosu'nu bizzat Uzun Adam'ın, kürsülerden Ülkeye davet edişindeki sahiplenmeyi, unutabilir miyim?
80 milyon nüfuslu ve nüfusunun % 99'u Müslüman bir ülkede başlatılan, "Cadı avını" sevinerek izleyebilir miyim?
TDK Türkçe Sözlük'te, kayyum: 1-Cami hademesi 2- Belli bir malın yönetilmesi veya belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse" diye anlamlandırılıyor.
Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik LÜGAT'te ise; 1- Câmi hademesi, kayyum 2-mütevelli. Mütevellî (a. s. ve vely'den): 1- Birinin yerine geçen 2- Bir vakfın idaresi kendisine verilmiş olan kimse diye tarif ediliyor.
Hukuk dilinde ise; belli bir malın yönetilmesi veya belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse, yani Devlet tarafından genellikle tüzel kişi/lik/lerin; hakemlik, uyuşmazlık, tasfiye gibi süreçlerde hukuken belirli işlerini yönetmek veya mal-varlığını idare etmek için geçici süreyle atanan kişi, anlamındadır.
Medenî Kanun'da "kayyım" atanması şöyle yer alıyor:
"I. Temsil
MADDE 426- Vesayet makamı, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hâllerde ilgilisinin isteği üzerine veya re'sen temsil kayyımı atar:
1. Ergin bir kişi, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda değilse,
2. Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa,
3. Yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa.
II. Yönetim
1. Kanun gereği
MADDE 427- Vesayet makamı, yönetimi kimseye ait olmayan mallar için gereken önlemleri alır ve özellikle aşağıdaki hâllerde bir yönetim kayyımı atar:
1. Bir kimse uzun süreden beri bulunamaz ve oturduğu yer de bilinemezse,
2. Vesayet altına alınması için yeterli bir sebep bulunmamakla beraber, bir kişi mal-varlığını kendi başına yönetmek veya bunun için temsilci atamak gücünden yoksunsa,
3. Bir terekede mirasçılık hakları henüz belli değilse veya ceninin menfaatleri gerekli kılarsa,
4. Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa,
5. Bir hayır işi veya genel yarar amacı güden başka bir iş için halktan toplanan para ve sair yardımı yönetme veya harcama yolu sağlanamamışsa.
2. İstek üzerine
MADDE 428- İsteğe bağlı kısıtlama sebeplerinden biri varsa, ergin bir kişiye kendi isteği üzerine bir kayyım atanabilir."
Yasanın ilgili bölümünü kaç kere okuduğumu ve kaç hukuk adamına sorduğumu tahmin edemezsiniz!
Sakın ha! "Zenginin malı, züğürdün çenesi?" diye algılanmasın ve yorumlanmasın!
Erzurum ve Kars yörelerinde; "Hele ayağıma yer edim, gör sene neler edim!" derler!
Korkarım ki, ayağına yer eden ve kimlere ne edeceğini, sıraya koyan Uzun Adam, kendinin uymadığı, saygı da duymadığı ama kafasına göre uyguladığı yasalarla can yakmaya devam edecek!
Ana-Muhalefet'in Gandi Kemal, "Yavru Muhalefet"in "Oturan Bilge" olduğu; TBMM'nde üçüncü büyük partinin dokunulmazlaştırılmış PKK'nın olduğu bir memlekette, Uzun Adam, neyi isterse istediği gibi yapamaz ki? Allah sonumuzu hayr'etsin!
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN"
Selâm, sevgi, duâ...
Ya; "Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma" diye namusu-şerefi üzerine and içmeyecekti ya da, andına uyacaktı!
Yasalara ve Anayasa'ya uyma konusunda, harfiyyen O'nu taklit edeceğim artık, and olsun!
Çünkü O seçilen, ben seçen seçmen!
Ben iş erenim, o geçici süreyle görevlendirdiğim Devletin zirvesi! Ne yaparsa harfiyyen onu yapacağım ben de, ona neyse, bana da o!
Neler oluyor Allah aşkına Yeni Türkiye' de?
Hizmet Grubu A.Ş.'nin "Zaman"ına kayyum (kayyım) atandı!
Zaman zaman, ben de; "Zaman" okurdum! Posta kutuma koyulurdu ve gazete diye bir sürü kâğıt kullanıldığından, kâğıt israfı olmasın diye alır ve ciddi-ciddi okurdum...
Tanıyanlar bilirler ki, kurulduğu günden, ilk seçim kazandığında Uzun Adam'ın yasaklı olmasından dolayı seçilememesi ve Bülent ARINÇ'ın samimiyet göstergeli ağladığı günlerden beri, AKP'ye muhalifim.
Rahmetli Alparslan TÜRKEŞ'in, Hizmet Grubu A.Ş. Ceosu'na methiyelerini, Rahmetli Muhsin YAZICIOĞLU'nun Hizmet Grubu A.Ş. Patronu hakkında söylediklerini de hatırlayarak okurdum zaman-zaman Zaman'ı...
O günlerde AKP'nin henüz görsel ve yazılı yandaş medyası yoktu.
Yasaklı dönemde Medyatik Dayı'lık yaptığı Uzun Adam'ı yasakları kalktıktan sonra Dayı ilan etmişti Zaman!...
Ve o zaman, Türkiye'nin en popüler liberalleri Zaman'da yazardı.
Ülkenin en meşhur komünistleri Zaman'da köşe sahibi idi...
Anadolu'nun en meşhur azınlık mensupları Zaman'daki köşe sahipliğinden Uzun Adam'ın başdanışmanlığına kadar terfi edebilirdi...
Ülkücü eskileri, Devrimci eskisi siyasiler Zaman'da arz-ı endâm ederdi...
Müstahdeminden müsteşarına kadar bütün atamaları birlikte yapıp, hatta üçlü kararname gerektiren atamaların tamamında -bizzat- imzası bulunan Uzun Adam'ın, Hizmet Grubu A.Ş. hakkındaki tavırlarını empati yaparak anlamaya çalışıyorum, beceremiyorum!
Bir adamın, otuz yıllık yakın yol arkadaşını başkalarını görevlendirerek falakaya yatırmasını anlayamıyorum, algılayamıyorum elimde değil!
Bir kişinin, bir başka kişiyi otuz yıl, -belki de daha fazla- aldatması mümkün müdür? Otuz yıldan daha fazla aldatılan bir kişi, aldatan kadar sorumlu değil midir?
Hizmet Grubu A.Ş.'nin Ceosu'nu bizzat Uzun Adam'ın, kürsülerden Ülkeye davet edişindeki sahiplenmeyi, unutabilir miyim?
80 milyon nüfuslu ve nüfusunun % 99'u Müslüman bir ülkede başlatılan, "Cadı avını" sevinerek izleyebilir miyim?
TDK Türkçe Sözlük'te, kayyum: 1-Cami hademesi 2- Belli bir malın yönetilmesi veya belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse" diye anlamlandırılıyor.
Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik LÜGAT'te ise; 1- Câmi hademesi, kayyum 2-mütevelli. Mütevellî (a. s. ve vely'den): 1- Birinin yerine geçen 2- Bir vakfın idaresi kendisine verilmiş olan kimse diye tarif ediliyor.
Hukuk dilinde ise; belli bir malın yönetilmesi veya belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse, yani Devlet tarafından genellikle tüzel kişi/lik/lerin; hakemlik, uyuşmazlık, tasfiye gibi süreçlerde hukuken belirli işlerini yönetmek veya mal-varlığını idare etmek için geçici süreyle atanan kişi, anlamındadır.
Medenî Kanun'da "kayyım" atanması şöyle yer alıyor:
"I. Temsil
MADDE 426- Vesayet makamı, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hâllerde ilgilisinin isteği üzerine veya re'sen temsil kayyımı atar:
1. Ergin bir kişi, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda değilse,
2. Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa,
3. Yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa.
II. Yönetim
1. Kanun gereği
MADDE 427- Vesayet makamı, yönetimi kimseye ait olmayan mallar için gereken önlemleri alır ve özellikle aşağıdaki hâllerde bir yönetim kayyımı atar:
1. Bir kimse uzun süreden beri bulunamaz ve oturduğu yer de bilinemezse,
2. Vesayet altına alınması için yeterli bir sebep bulunmamakla beraber, bir kişi mal-varlığını kendi başına yönetmek veya bunun için temsilci atamak gücünden yoksunsa,
3. Bir terekede mirasçılık hakları henüz belli değilse veya ceninin menfaatleri gerekli kılarsa,
4. Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa,
5. Bir hayır işi veya genel yarar amacı güden başka bir iş için halktan toplanan para ve sair yardımı yönetme veya harcama yolu sağlanamamışsa.
2. İstek üzerine
MADDE 428- İsteğe bağlı kısıtlama sebeplerinden biri varsa, ergin bir kişiye kendi isteği üzerine bir kayyım atanabilir."
Yasanın ilgili bölümünü kaç kere okuduğumu ve kaç hukuk adamına sorduğumu tahmin edemezsiniz!
Sakın ha! "Zenginin malı, züğürdün çenesi?" diye algılanmasın ve yorumlanmasın!
Erzurum ve Kars yörelerinde; "Hele ayağıma yer edim, gör sene neler edim!" derler!
Korkarım ki, ayağına yer eden ve kimlere ne edeceğini, sıraya koyan Uzun Adam, kendinin uymadığı, saygı da duymadığı ama kafasına göre uyguladığı yasalarla can yakmaya devam edecek!
Ana-Muhalefet'in Gandi Kemal, "Yavru Muhalefet"in "Oturan Bilge" olduğu; TBMM'nde üçüncü büyük partinin dokunulmazlaştırılmış PKK'nın olduğu bir memlekette, Uzun Adam, neyi isterse istediği gibi yapamaz ki? Allah sonumuzu hayr'etsin!
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN"
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017