Türk milletinin kadim zamanlarda uzun yaşantı deneyimlerinden süzülüp gelen, evrensel nitelikli durumları örnekler üzerinden aydınlatan bazı anlatıları vardır. Bunlar masal, destan, efsane, mitoloji gibi adlar alır. Onlardan biri:Vaktiyle bir padişahın güzel bir kızı varmış. Kıza 2 delikanlı talip olmuş. Birisi çok zengin bir ailenin oğlu, diğeri de sadrazamın oğlu imiş. Ama kız bunları değil de bizzat kendi tercihiyle, fakir ama çok güzel kaval çalan bir çobana âşık olmuş. Çoban da ona âşık olmuş. Ancak kız babasından korktuğu için çobanla gizli gizli görüşüyormuş. Kız çobana bulundukları şehirden yüzerek 2 saatte gidilen bir adada görüşme teklifinde bulunur. Çoban kabul eder. Ancak çoban, adaya doğru yüzerken çıkan fırtınalarla boğuşur. Sonunda adaya çıkmayı başarır ve evlenirler.Basit gibi görünen, aslında sehl-i mümteni olan bu hikâyenin bazı motiflerinin simgesel karşılıklarına bakalım. Kızın zengin ve yüksek mevki sahibi taliplerini kabul etmemesi, mutluluğun ve asıl değerin para ve mevki olmadığıdır. Fakir ama çok güzel kaval çalan çobana âşık olması ise, insan ruhunun ve kalbinin maddeye, mevkiye ve şöhrete değil; sanata, manevî, soyut değerlere, madde yerine manaya, eğreti dünyalık değerlere değil de sanatsal, ruhanî değerlere eğilimli olduğunu gösterir. Ada cennetin, mutluluğun, ödülün simgesidir. Adaya yani padişah kızına ulaşmak için 2 saat süreyle dalgalarla boğuşarak yüzmek ise mutluluk, huzur ve cennete kavuşmak için hayat boyu büyük bir mücadele etmek, zorluklara göğüs germek gerektiğinin simgesidir.Padişah kızı mutluluk ve cennetin simgesidir.Sıradan, basit bir hikâye gibi görünür ama aslında evrensel İslamî ve insanî hayat anlayışını, çarpıcı bir kurgu içinde sunması bakımından dikkate değer. Günümüzde egemen dünya görüşü haline gelen materyalist, seküler ve modernist hayat algısının insanı boğan yavan ve sığ ortamına karşı biraz nefes almayı vaad eden gerçek hayat anlayışını, sanat, duygu, ruh, mana, din, iman, zarafet, incelik temelli yeni bir hayat inşasını mümkün kılan bir zemine ihtiyacımız var. Yeryüzünün katı, karanlık, siyah ve alçak zeminine çakılıp kalma mahkumiyetine karşı gökyüzünün şeffaf, aydınlık, nuranî, engin ve yüksek sonsuzluğuna çıkarak kurtuluşa ermek. Çağdaş insanın iç muhasebesinin buradan başlaması gerekiyor.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015