Değişim döneminde öngörünün önemi

Dünyada, belli dönemlerde devletler bazında büyük değişiklikler yaşanır. Bu dönemlerde büyük devletler parçalanır, küçük devletler büyür ve yeni devletler ortaya çıkar. Böylece dünyada yeni bir devir daim olur. Söz konusu değişim dönemlerinde devletlerin başında öngörü sahibi idarecilerin olması çok önemlidir. Çünkü öngörü sahibi idareciler, olacak olanları önceden görür. Bunun yanında olanları da doğru olarak okur ve ona göre gereken tedbirleri alır. İşte; bu idareciler; değişim dönemlerinde devletini büyütür veya en azından onu yıkılmaktan ve büyük tehlikelerden korur: O bakımdan önemli idareciler, daha doğrusu büyük liderler, değişim dönemlerinde ve tehlikeli ortamlarda belli olur.Değişim döneminde yaşadığımız konusunda, herkes hemfikirdir. Bunun tek istisnası ABD işbirlikçileridir. Onlara göre ABD, hâlâ yıkılmaz ve karşı konulamaz süper güçtür. Hâlbuki ABD'li bilim ve siyaset adamları bile, ABD'nin yıkılmaya yüz tuttuğunu açık seçik yazıyor ve konuşuyorlar.Malumdur ki, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra dünyada büyük bir değişim yaşanmış ve yeni bir düzen oluşmuştu. Güneş batmayan Britanya İmparatorluğu; yerini ABD'ye bırakmıştı: Şimdi sıra ABD'ye gelmiştir. ABD; bu gerçeği gizlemek ve ömrünü uzatmak için, İslâm ülkelerine, o ülkelerdeki işbirlikçi idarecilere ve kurduğu terör örgütlerine, ümit ve bel bağlamıştır.  Tabii olarak bu, onun kurtulmasına değil, daha hızlı ve kötü batmasına vesile olacaktır.ABD; zannedildiği gibi güçlü değildir: Çünkü üzerine bina edildiği temel çok zayıftır; hatta hayalidir: O hayali gücün dolar olduğunu ve onun nasıl yerle bir edeceğini; çok şükür; Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli sayesinde tüm dünya öğrendi. BRICS ülkeleri olarak adlandırılan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika ülkeleri; şu an isteseler; doları paçavraya çevirebilirler: Niçin yapmıyorlar? Herhalde bildikleri ve bekledik bir şey vardır. Paul Craig  Roberts diyor ki: "BRICS  ülkeleri kendi uluslararası ödemeler ve finans sistemini tesis edebilir ve istedikleri zaman dolar standardını bırakabilirler. Niçin bekledikleri merak ediliyor. ABD doları inanılmaz miktarlarda basılıyor ve artık rezerv birimi olma niteliği yoktur. ABD doları tamamen değersiz olmanın eşiğindedir."BRICS ülkeleri böyle bir güç elde ettikleri halde, neden bunu ABD'ye karşı kullanmıyorlar? Bu konuda bazı yazarlar şöyle diyorlar: "ABD'nin kendi kendine yıkılmasını bekliyorlar. Ona karşı güçlerini kullanırlarsa ABD, saldırganlaşır ve dünyaya büyük zarar verebilir. ABD'nin, bu gücü ve kendi güçsüzlüğünü bilerek yaşaması dünya için daha güvenlidir." Bu tespitlerinin doğruluğunu Suriye konusunda bizzat yaşadık ve gördük. Diplomatik manevralara ve diplomatik dile takılıp kalmaz ve aldanmazsak,  Suriye gerçeğinin şu olduğunu görürüz: BRICS ülkelerinin lideri konumunda olan Rusya, ABD'ye "Suriye'ye vuramazsın" dedi ve ABD de vuramadı.Alman ekonomist Helmut Reisen, "BRICS ülkelerini birleştiren faktör ABD ve Batı karşıtlığıdır" diyor. ABD ve Batı karşıtı olmak, kötü bir şey mi? Hayır, böyle bir karşıtlık, insanlığın gereğidir ve insanlığın hayrınadır. Yan Fu'nun deyimiyle, "Batı'nın son üç yüz yıllık dönemi dört kelimeye indirgenebilir: Bencillik, katliam, utanmazlık ve yolsuzluk." Demek ki, Batı'nın temsilcisi ABD'nin yıkılmasıyla sadece dünya değil, ABD halkı da kurtulmuş olacaktır. Zira ABD, insanlık dışı uygulamalarını kendi halkına karşı da sürdürmektedir. CIA yetkilisi olan John Kiriakou, ABD'nin kendi kanunlarını ve uluslararası hukuku ihlâl ederek tutuklulara işkence yaptığını ifşa etti. Etti ama o da haksız yere tutuklandı ve hapishaneyi boyladı. Velhasıl dünya bir değişim geçiriyor. Bu, öngörü değil, yaşanan bir gerçektir. Bunun yanında haysiyetli bilim adamları şunu da itiraf ediyorlar: Dünyanın bu değişiminde Milli Ekonomi Modeli, öncü rol oynamıştır.