Türk milletinin bugünü ve geleceği adına çok riskli ve ağır bir süreçten geçtiğimiz aleniyet kandı. Artık herkes bu ağır tabloyu konuşuyor, yazıyor, çiziyor.
Topyekun devlet ve millet olarak büyük ve karmaşık bir fitne dönemi yaşıyoruz her sahada.
Ölçüsüzlük, kimliksizlik, şahsiyet budalalığı, cehalet, inat, kör taassup, haddini bilmezlik, görgüsüzlük, sonradan görmüşlük, haram lokma yemek, faizcilik, harama uçkur açmak, tembellik, şımarıklık, menfaat ve şehvet-perestlik… vs. illetler, fert ve toplumu adeta bir veba gibi sarmış durumdadır. Bu illetler, devlet ve milleti adete sarıp sarmalayarak, iyice paketleyerek fitne çukuruna sürüklüyor.
Ancak bütün bu marazları bir şekilde tedavi etmek, fert ve topluma verdiği zararları telafi etmek mümkündür.
Aklını, gönlünü ve yüreğini ecnebilere kaptırmış olmanın, yabancıların adamı olma zilletinin çaresi yok denecek derecededir!
Telafisi zor ve belki fitneyi kabarttıkça kabartan gerçek budur. Asıl can alıcı nokta burası olsa gerektir… Toplumumuzun çeşitli alanlardaki öncü ve idareci sınıfının, devlet ve milletimiz üzerinde hesabı olan ecnebilerin güdümünde ve onlara bağımlı halde olmaları... Haçlı dünyasına emir kulu, Avrupa ve Amerika’ya bağlı ve bağımlı olmalarıdır.
Ekonomide bu “asıl illet” hali var.
Politikada bu “temel maraz” yaygınlaşmış.
Dinde bu “ahir zaman fitnesi” almış başını gidiyor.
Sosyal, kültürel hayatta ve medyada “ecnebilere kimliğini ve aklını kaptırmışlık” kol geziyor.
Tarihten bugüne İslam coğrafyasını kana bulamayı değişmez ideal belleyen ve bu uğurda elinden geleni ardına komayan işgalci Haçlı dünyasından, AB ve ABD’den icazet ve himmet dilenerek ikbal devşiren politikacılardan devlet ve millete hayır gelmez!
Varoluş sebebi dünyayı sömürmek ve insanlığı kendine modern köle yapmak olan küresel sermayedarlara, IMF’ye, Dünya Bankasına ve Dünya Ekonomik Forum aktörlerine aklını ve zihnini kaptırmış yönetici, iktisatçı ve ekonomistten, Türk evladı asla fayda görmez.
Papalıktan şerbetlenmiş hoca efendiden veya Vatikan’ın Papalık Konseyi misyonunun gönüllü elemanı olduğunu bizzat kendisi huzurda deklare etmiş hacı efendiden veya Dünya Kiliseler Birliği ve Moon Teşkilatından mayasını ve harçlığını almış ilahiyatçı ve İslamcıdan, Müslüman Türk milletine hayır gelmez, hayır beklenmez.
Türkiye ve İslam coğrafyası tablosunda bu asıl illetleri fark edip görmedikçe, iflah olmayız!
Devlet ve milletimizi yokluğa sürüklemekte olan “kesintisiz fitne”yi bunlar besler, bunlar “fitnenin kaynağı”ndan beslenir, semirirler.
Dağılmaktan, batmaktan ve yok olmaktan kurtulmak isteyen toplumun, öncelikle ve acilen bu “fitne kaynağı”nı kurutması, bu fitne kaynaklarından kurtulması gerekiyor.
Hz. Peygamber’in yüce ikazıyla “Bunlar dinlerini-değerlerini dünya menfaatleri karşılığında satacaklardır. (Toplumu avlamak üzere) yumuşak görünmek için kuzu postuna bürünmüşlerdir. Dilleri şekerden tatlı (laf yapar), fakat kalpleri kurt kalbi gibi vahşice (Müslümanlara karşı bileğli) olacaktır” (Tirmizi, Zühd, 60; Darimi, Sünen, 2, 531; Müslim, İman 186, (118); Tirmizi, Fiten 30, 33, (2205); Ebu Davud, Fiten 2, (4259, 4262; Müttaki, Kenz’ul Umal, X / 490, XIV / 287).
İslam dünyasının asıl fitne ve marazı, Hz. Peygamberin haber verdiği işte bu her sahadaki karaktersizlik, bu iç erozyon, bu satılmışlık ve ecnebilere emir kulu olmaktır.
Devlet ve milletimiz üzerindeki fitne ve büyük oyun, ancak bu noktadan hareketle fert ve toplumu, devlet ve milleti ayıktırarak bozulabilir.
Böylesi bir tabloyu hayra çevirmek, çok büyük bir gayret, yüce bir himmet, samimiyet ve nasip sahibi insanların yüce Türk milline hizmeti olabilir.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın proje, program, model ve yoğun faaliyetleriyle ekonomiden siyasete, dini hayattan sosyal hayata, birlikten kardeşliğe her alanda yapmaya çalıştığı, işte böyle ulvi bir hizmeti yaygınlaştırmak, hep beraber topyekun kurtuluştur.
Topyekun devlet ve millet olarak büyük ve karmaşık bir fitne dönemi yaşıyoruz her sahada.
Ölçüsüzlük, kimliksizlik, şahsiyet budalalığı, cehalet, inat, kör taassup, haddini bilmezlik, görgüsüzlük, sonradan görmüşlük, haram lokma yemek, faizcilik, harama uçkur açmak, tembellik, şımarıklık, menfaat ve şehvet-perestlik… vs. illetler, fert ve toplumu adeta bir veba gibi sarmış durumdadır. Bu illetler, devlet ve milleti adete sarıp sarmalayarak, iyice paketleyerek fitne çukuruna sürüklüyor.
Ancak bütün bu marazları bir şekilde tedavi etmek, fert ve topluma verdiği zararları telafi etmek mümkündür.
Aklını, gönlünü ve yüreğini ecnebilere kaptırmış olmanın, yabancıların adamı olma zilletinin çaresi yok denecek derecededir!
Telafisi zor ve belki fitneyi kabarttıkça kabartan gerçek budur. Asıl can alıcı nokta burası olsa gerektir… Toplumumuzun çeşitli alanlardaki öncü ve idareci sınıfının, devlet ve milletimiz üzerinde hesabı olan ecnebilerin güdümünde ve onlara bağımlı halde olmaları... Haçlı dünyasına emir kulu, Avrupa ve Amerika’ya bağlı ve bağımlı olmalarıdır.
Ekonomide bu “asıl illet” hali var.
Politikada bu “temel maraz” yaygınlaşmış.
Dinde bu “ahir zaman fitnesi” almış başını gidiyor.
Sosyal, kültürel hayatta ve medyada “ecnebilere kimliğini ve aklını kaptırmışlık” kol geziyor.
Tarihten bugüne İslam coğrafyasını kana bulamayı değişmez ideal belleyen ve bu uğurda elinden geleni ardına komayan işgalci Haçlı dünyasından, AB ve ABD’den icazet ve himmet dilenerek ikbal devşiren politikacılardan devlet ve millete hayır gelmez!
Varoluş sebebi dünyayı sömürmek ve insanlığı kendine modern köle yapmak olan küresel sermayedarlara, IMF’ye, Dünya Bankasına ve Dünya Ekonomik Forum aktörlerine aklını ve zihnini kaptırmış yönetici, iktisatçı ve ekonomistten, Türk evladı asla fayda görmez.
Papalıktan şerbetlenmiş hoca efendiden veya Vatikan’ın Papalık Konseyi misyonunun gönüllü elemanı olduğunu bizzat kendisi huzurda deklare etmiş hacı efendiden veya Dünya Kiliseler Birliği ve Moon Teşkilatından mayasını ve harçlığını almış ilahiyatçı ve İslamcıdan, Müslüman Türk milletine hayır gelmez, hayır beklenmez.
Türkiye ve İslam coğrafyası tablosunda bu asıl illetleri fark edip görmedikçe, iflah olmayız!
Devlet ve milletimizi yokluğa sürüklemekte olan “kesintisiz fitne”yi bunlar besler, bunlar “fitnenin kaynağı”ndan beslenir, semirirler.
Dağılmaktan, batmaktan ve yok olmaktan kurtulmak isteyen toplumun, öncelikle ve acilen bu “fitne kaynağı”nı kurutması, bu fitne kaynaklarından kurtulması gerekiyor.
Hz. Peygamber’in yüce ikazıyla “Bunlar dinlerini-değerlerini dünya menfaatleri karşılığında satacaklardır. (Toplumu avlamak üzere) yumuşak görünmek için kuzu postuna bürünmüşlerdir. Dilleri şekerden tatlı (laf yapar), fakat kalpleri kurt kalbi gibi vahşice (Müslümanlara karşı bileğli) olacaktır” (Tirmizi, Zühd, 60; Darimi, Sünen, 2, 531; Müslim, İman 186, (118); Tirmizi, Fiten 30, 33, (2205); Ebu Davud, Fiten 2, (4259, 4262; Müttaki, Kenz’ul Umal, X / 490, XIV / 287).
İslam dünyasının asıl fitne ve marazı, Hz. Peygamberin haber verdiği işte bu her sahadaki karaktersizlik, bu iç erozyon, bu satılmışlık ve ecnebilere emir kulu olmaktır.
Devlet ve milletimiz üzerindeki fitne ve büyük oyun, ancak bu noktadan hareketle fert ve toplumu, devlet ve milleti ayıktırarak bozulabilir.
Böylesi bir tabloyu hayra çevirmek, çok büyük bir gayret, yüce bir himmet, samimiyet ve nasip sahibi insanların yüce Türk milline hizmeti olabilir.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın proje, program, model ve yoğun faaliyetleriyle ekonomiden siyasete, dini hayattan sosyal hayata, birlikten kardeşliğe her alanda yapmaya çalıştığı, işte böyle ulvi bir hizmeti yaygınlaştırmak, hep beraber topyekun kurtuluştur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019