Hükümet Telekom, Erdemir, Limanlar vs. satabildiği hemen her şeyi sattı.
Babalar gibi sattı.
Peki, bütün bu satışlara rağmen Türkiye’nin borçları azaldı mı?
Hayır, azalmadı, bilakis arttı. Bir taraftan bu kadar özelleştirme yapılıp gelir elde edilirken diğer taraftan Türkiye’nin borçları kat kat artıyorsa o zaman bu paralar nereye gitti diye sormak en doğal hakkımız değil midir?
Kayıp olan sadece Türkiye’nin varlıklarının haraç mezat satılmasından elde edilen gelir değil, aynı zamanda ülkede yanlış giden her şeyi sorgulayıp, çözüm üretmesi gereken Meclis’te temsil edilen muhalefet partileri de kayıp...
Gerçekleştirdiği özelleştirmelerden elde edilen gelirin nerelere harcandığını, ülkenin borçlarının kat kat nasıl artırdığının hükümete hesabını muhalefet bugün sormayacaksa ne zaman soracak?
Ülke tamamen iflas edince mi?
Meclis’te bulunmalarının gereği olarak muhalefet iktidarı sorgulamayınca dişine göre bir muhalefet bulan iktidar da Türkiye’nin şirketlerini, kuruluşlarını, topraklarını, madenlerini ve tüm zenginliklerini haraç mezat rahatça satabiliyor.
Madenlerimiz satılıyor, 2B yasasıyla birlikte ormanlarımız satılıyor. Zaten geriye satacak şirket bırakmadılar. Bu şekilde hiçbir sorunun çözülmeyeceğini anlamak için daha ne kadar beklemek gerekecek?
2012 yılı itibarıyla Türkiye’nin iç ve dş borç toplamı 800 milyar dolar sınırına dayandı. Devletin nesi var nesi yok satsak bu borçları ödemek mümkün olmaz.
Bütün 2B alanlarının satışından hükümet 25 milyar solar gelir bekliyor. 800 milyar dolarlık borcun faizine bile yetmez bu rakam.
Bu bağlamda neler satılırsa satılsın, istenirse babalar gibi satılsın. bu mantıkla bir yerlere varılması mümkün değildir.
Peki, yapılması gereken ne?
Türkiye’nin üretmesi lazım...
Türkiye’nin hammaddesi ülkemizde olan, işletmesi Türkiye’de olan ve mamül hale Türkiye’de getirilebilen ürünler üretip, dünyaya pazarlaması zaruridir.
Türkiye ancak bunu yaptığı takdirde kalkınabilir.
Bu dediğimizin yapılamaz olduğunu düşünenler çıkabilir. Onlara Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli adlı eserini mutlaka okumalarını tavsiye ederim. MEM’de bir ekonomide üretimin ve tüketimin nasıl desteklenmesi gerektiği etraflıca ortaya konuşmuştur.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın MEM’de ortaya koyduğu yatırımlar kalıcı yatırımlardır. Türkiye’yi dışa bağımlılıktan kurtaracak yatırımlardır.
Türkiye’nin dışa bağımlılıktan kurtulmasını istemeyen siyasiler Sayın Baş’ın projelerini uygulayıp Türkiye’yi kalkındırmak yerine ülkenin zenginliklerini ecnebilere satıp bir dönem daha koltukta oturabilmenin hesabını yapıyorlar.
Babalar gibi sattı.
Peki, bütün bu satışlara rağmen Türkiye’nin borçları azaldı mı?
Hayır, azalmadı, bilakis arttı. Bir taraftan bu kadar özelleştirme yapılıp gelir elde edilirken diğer taraftan Türkiye’nin borçları kat kat artıyorsa o zaman bu paralar nereye gitti diye sormak en doğal hakkımız değil midir?
Kayıp olan sadece Türkiye’nin varlıklarının haraç mezat satılmasından elde edilen gelir değil, aynı zamanda ülkede yanlış giden her şeyi sorgulayıp, çözüm üretmesi gereken Meclis’te temsil edilen muhalefet partileri de kayıp...
Gerçekleştirdiği özelleştirmelerden elde edilen gelirin nerelere harcandığını, ülkenin borçlarının kat kat nasıl artırdığının hükümete hesabını muhalefet bugün sormayacaksa ne zaman soracak?
Ülke tamamen iflas edince mi?
Meclis’te bulunmalarının gereği olarak muhalefet iktidarı sorgulamayınca dişine göre bir muhalefet bulan iktidar da Türkiye’nin şirketlerini, kuruluşlarını, topraklarını, madenlerini ve tüm zenginliklerini haraç mezat rahatça satabiliyor.
Madenlerimiz satılıyor, 2B yasasıyla birlikte ormanlarımız satılıyor. Zaten geriye satacak şirket bırakmadılar. Bu şekilde hiçbir sorunun çözülmeyeceğini anlamak için daha ne kadar beklemek gerekecek?
2012 yılı itibarıyla Türkiye’nin iç ve dş borç toplamı 800 milyar dolar sınırına dayandı. Devletin nesi var nesi yok satsak bu borçları ödemek mümkün olmaz.
Bütün 2B alanlarının satışından hükümet 25 milyar solar gelir bekliyor. 800 milyar dolarlık borcun faizine bile yetmez bu rakam.
Bu bağlamda neler satılırsa satılsın, istenirse babalar gibi satılsın. bu mantıkla bir yerlere varılması mümkün değildir.
Peki, yapılması gereken ne?
Türkiye’nin üretmesi lazım...
Türkiye’nin hammaddesi ülkemizde olan, işletmesi Türkiye’de olan ve mamül hale Türkiye’de getirilebilen ürünler üretip, dünyaya pazarlaması zaruridir.
Türkiye ancak bunu yaptığı takdirde kalkınabilir.
Bu dediğimizin yapılamaz olduğunu düşünenler çıkabilir. Onlara Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli adlı eserini mutlaka okumalarını tavsiye ederim. MEM’de bir ekonomide üretimin ve tüketimin nasıl desteklenmesi gerektiği etraflıca ortaya konuşmuştur.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın MEM’de ortaya koyduğu yatırımlar kalıcı yatırımlardır. Türkiye’yi dışa bağımlılıktan kurtaracak yatırımlardır.
Türkiye’nin dışa bağımlılıktan kurtulmasını istemeyen siyasiler Sayın Baş’ın projelerini uygulayıp Türkiye’yi kalkındırmak yerine ülkenin zenginliklerini ecnebilere satıp bir dönem daha koltukta oturabilmenin hesabını yapıyorlar.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023