Sözü baştan söyleyelim: Diyanet İşleri Başkanlığı, Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi'nde ortakçılık, Vatikan'ın Dinlerarası Diyalog furyasında misyon ve Medeniyetler İttifakı'nda eş başkanlık üstlenen AKP hükümetine toplum nezdinde meşruiyet kazandırma kurumu değildir.Türk milleti, vatan topraklarımızı çöreklenip Sevr projesi ile paramparça eden İngilizlere ve işgalci Haçlı dünyasına teslim olmuş Sadrazam Damat Feritleri gördü.Bu aziz vatan, başkanı ajan Rahip Frew olan İngiliz Muhipler Cemiyeti'nin öncüsü ve kurucu üyesi Şeyhülislam Mustafa Sabri'lere ve aynı İngiliz Cemiyeti'nin ikinci başkanı Nakşi Said Molla'lara da şahit oldu.Anadolu'daki İngiliz işgaline, Fransız ve Yunan mezalimi karşı direnen Kuvay-ı Milliye kadrosu hakkında "katli vacip" fetvalarını mevkutelerinde yayınlayan, yayınlamakla kalmayıp Yunan uçaklarıyla Anadolu semalarından halka dağıttıran Teâlî-i İslâm Cemiyeti / Cemiyet-i Müderrisîn öncüleri, yanısıra İngiliz Muhipler Cemiyeti muhib ve üyeleri Said Nursi ve İskilipli Atıfları da gördü? Ne oldu?Ne kendileri eyledi rahat, ne halka verdiler huzur;Yıkıldı gittiler cihandan, dayansın ehl-i kubur!İngiliz muhibbi, Yunan ve Fransız işgalcilerinin teşrifatçısı bu Şeyh, Şeyhulislam ve hocaların dünyaları da, ahiretleri de harap olup gitti.Bunların karşı olduğu Ehl-i Beyt yolundan ve soyundan Gazi M. Kemal Paşa ve Kuvay-ı Milliye kadrosu ise, işgal ve Kurtuluş Mücadelesi yıllarının en ağır şartlarında Türkiye Cumhuriyeti devletini kurdular. Türk milletinin hürriyetini, vatanını, namusunu, din ve imanını muhafaza altına aldılar.M. Kemal ile tek yürek-tek bilek olan ilk Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi hoca başta olmak üzere on binlerce alim, seyyid, şerif, şeyh, müftü ve hoca efendi ise vatan ve iman sınavlarını hakkıyla verdiler. Geçen hafta canlı yayında Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bu yüce zevatı milletimize hatırlatarak hayırla yad etti.Bu güzel insanları Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu'nun iki ciltlik Milli Mücadelede Din Adamları adlı çalışmasından görebilirsiniz.İşte Diyanet İşleri Başkanlığımız, can, vatan ve iman sınavını veren bu yüce kadronun iman, ilim, irfan ve İslam ocağıdır.Diyanet İşleri Başkanımız, hocalarımız, müftü ve imamlarımızın örnek almaları gereken kimseler İngiliz muhipleri ve Yunan-Fransız işgalcilerinin fetvabazları ve teşrifatçıları değildir, olmamalıdır; bilakis Ehl-i Beyt başta olmak üzere din, vatan, namus ve millet yolunda hakkı tebliğ ve temsilden geri durmayıp feda-i can eden kimselerdir.Sayın Başkan Görmez ve kadrosunun yapması gereken iş, işgalci Amerika ve Vatikan projelerinde görev ve misyon üstlenen, bu eksende binlerce yanlış ve batıl icraatlar yapan, İslam coğrafyasından milyonlarca Müslümanın katledildiği BOP furyasına lojistik destek sağlayan idareci ve siyasetçilere hakkı ve hakikati hatırlatmaktır. Bu siyasilerin, toplum nezdinde kendilerine meşruiyet sağlamak adına yaptıkları İslam-din kisveli istismarcı manevralarına alet olmamaktır.Bu bağlamda Başkan Görmez'in, oluşumu, adab ve erkanı İslam kaynaklarından olmadığı erbabı tarafından ortaya konan ve imal edildiği günden bugüne İngiliz emperyalizmiyle kolkola gelen Nakşibendilik akımı ve İmam Rabbani hakkındaki söylem ve yaklaşımları, ilimden, hak ve hakikatten uzak, "İslam'ı istismar ederek halkı avlayan işbaşındaki siyasal İslamcılar"ın cambazlıklarına açık son derece mahsurlu bir vaziyet arz etmektedir.Görmez, milletvekili olma arzusu taşıyabilir; hiç kimse kendisini kınayamaz. Fakat halk nezdinde, "hükümetin vekili, AKP'nin bürokratı veya Nakşi teşrifatçısı" şeklinde algılanabilecek bir Diyanet duruşu sergilemesi, inanıyorum ki, elbette kendisinin bile kabul etmeyeceği bir haldir. Sözümüz bu mahsurlu algı sebebiyledir.Sayın Görmez'in Rabbanî sempozyumundaki vaziyetiyle devam edelim?
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019