Diziler şiddete ilham oluyor
Dizi filmlerde işlenen ayrıntılı kadına yönelik şiddet sahneleri kadının travmasını etkileyip sindirici etki yapabildiği gibi ayrıca şiddeti uygulayan içinse bu durum bir ilham kaynağı olabiliyor
10.02.2012 00:00:00
Televizyonun uzak belleğimiz yani anılarımızı yeniden çağırabileceğini varsa travmalarımızı tetikleyebileceğini söyleyen Öztanrıöver, "Bazen de kendisi bir travma yaratabilir. Örneğin karanlıkta yatamayan ve bunun neye bağlı olduğunu bilmeyen bir kişi ile yapılan bir EMDR seansında zihnine, çoktan unutmuş olduğu, küçükken izlediği bir korku filmi sahnesi gelmişti. Şu anda hiçbir etkisi olmayan bu sahnenin, hayatını nasıl da etkilediğine çok şaşırmıştı. Bilinçaltı hiçbir şeyi unutmaz, sadece bastırır" diye konuştu.
Öztanrıöver, güncelliğini hiç yitirmeyen kadına yönelik şiddetin dizilerde sürekli işlendiğine dikkat çekerek şunları kaydetti: "Şiddet olaylarının dizi filmlerde nasıl işlendiğine bağlı olarak kişileri etkilediğini söyleyebiliriz. Ayrıntılı şiddet sahneleri, şiddet gören bir kadının travmasını tetikleyebilir ve sindirici etki yapabilir. Şiddet uygulayan kişi için ise bu durum bir onaylanmaya ve şiddetin normalleşmesine yol açabilir. Şiddet eğilimi olan bir kişi, dizilerde gördüğü durumlardan ilham alabilir, bunları bir tehdit unsuru olarak kullanabilir."
Ayrıntılı şiddetin, işkence sahnelerinin, hem özendirici olabileceğini hem de kişileri şiddete duyarsızlaştırabileceğinin altını çizen Öztanrıöver, "Duygusal taşma anlarında kişinin, geçmişte yaşadığı şiddet olaylarından, görmüş olduğu filmlerdeki şiddet sahnelerinden otomatik olarak zihnine geri gelebilir. Böyle bir 'öfkeden kendini kaybetme' deneyiminde, kişinin düşünen beyni devre dışı kalır, ilkel beyin kontrolü ele geçirmiştir. Bu durumda bir eleştiri, ölümcül bir saldırıymış gibi tepkiye yol açabilir. 'Öfkeden gözü dönmüş' bir davranış ile yaralamadan öldürmeye dek uzanan geniş bir yelpazede davranış değişikliklerini izleyebiliriz" dedi.
Öztanrıöver, gerçek hayatında mutsuz-doyumsuz olan ve bunu değiştirme sorumluluğunu almayan kişilerin sanal hayatlara-uyuşturuculara yöneldiğine işaret ederek şöyle devam etti: "Dizilerdeki karakterlerle yapılan özdeşim sonucu yaşayamadığı aşkı, hayatı onlar yoluyla hayalinde yaşama söz konusudur. Söyleyemediklerini söyleyen, yapamadıklarını yapan bu karakterler sayesinde doyum gerçekleşir. Bazen gerçek-hayal sınırı aşılır ve bir karakter öldüğünde kişi yas sürecine girebilir. Bu dizilerde aşkın yüceltilmesi, aldatmanın normalleşmesi, kişileri sorunlarını çözme yerine ideal aşk arayışına yöneltebilir. Bu durum da şiddete davetiye çıkarabilir." İHA
Öztanrıöver, güncelliğini hiç yitirmeyen kadına yönelik şiddetin dizilerde sürekli işlendiğine dikkat çekerek şunları kaydetti: "Şiddet olaylarının dizi filmlerde nasıl işlendiğine bağlı olarak kişileri etkilediğini söyleyebiliriz. Ayrıntılı şiddet sahneleri, şiddet gören bir kadının travmasını tetikleyebilir ve sindirici etki yapabilir. Şiddet uygulayan kişi için ise bu durum bir onaylanmaya ve şiddetin normalleşmesine yol açabilir. Şiddet eğilimi olan bir kişi, dizilerde gördüğü durumlardan ilham alabilir, bunları bir tehdit unsuru olarak kullanabilir."
Ayrıntılı şiddetin, işkence sahnelerinin, hem özendirici olabileceğini hem de kişileri şiddete duyarsızlaştırabileceğinin altını çizen Öztanrıöver, "Duygusal taşma anlarında kişinin, geçmişte yaşadığı şiddet olaylarından, görmüş olduğu filmlerdeki şiddet sahnelerinden otomatik olarak zihnine geri gelebilir. Böyle bir 'öfkeden kendini kaybetme' deneyiminde, kişinin düşünen beyni devre dışı kalır, ilkel beyin kontrolü ele geçirmiştir. Bu durumda bir eleştiri, ölümcül bir saldırıymış gibi tepkiye yol açabilir. 'Öfkeden gözü dönmüş' bir davranış ile yaralamadan öldürmeye dek uzanan geniş bir yelpazede davranış değişikliklerini izleyebiliriz" dedi.
Öztanrıöver, gerçek hayatında mutsuz-doyumsuz olan ve bunu değiştirme sorumluluğunu almayan kişilerin sanal hayatlara-uyuşturuculara yöneldiğine işaret ederek şöyle devam etti: "Dizilerdeki karakterlerle yapılan özdeşim sonucu yaşayamadığı aşkı, hayatı onlar yoluyla hayalinde yaşama söz konusudur. Söyleyemediklerini söyleyen, yapamadıklarını yapan bu karakterler sayesinde doyum gerçekleşir. Bazen gerçek-hayal sınırı aşılır ve bir karakter öldüğünde kişi yas sürecine girebilir. Bu dizilerde aşkın yüceltilmesi, aldatmanın normalleşmesi, kişileri sorunlarını çözme yerine ideal aşk arayışına yöneltebilir. Bu durum da şiddete davetiye çıkarabilir." İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.