Doğru tercihler

Yılsonu yaklaştı. Yavaş yavaş ekonomik veriler ortaya çıkmaya başladı. İşsizlik uzun bir aradan sonra iki haneli rakamlara ulaştı. Enflasyon artıyor. Piyasalar durgun, nakit sıkıntısı çok fazla. Komşu ülkeler kaynıyor. Bizim içimiz kaynıyor. YAŞ toplantısı 7,5 saat sürmüş. Söylenilenlere göre Türk Ordusu'nun savaşa ne kadar hazır olduğu konusu uzun uzadıya masaya yatırılmış. Savaş kapıda. Yargı sistemi iflas ettirilmiş. Halkın adalete güveni yok. Milletlerarası arenada itibarımız yerle bir olmuş. Sağlık, eğitim deseniz daha da beter durumda. Ancak televizyonunuzun başına geçin ve kanallarda bir gezinin. Yabancı bir ülkeden gelmiş olsanız ve Türkiye'nin bu halini bilmiyor olsanız, sanırsınız ki ülkede her şey güllük gülistanlık. 'Allah!' dersiniz 'bu ne güzel, ne mutlu bir ülke!'Eğer sabah saatiyse kadın programları çıkar karşınıza. Vur patlasın çal oynasın tarzında. Eğlence en üst seviyede. Süslü püslü teyzeler ön sıralara oturmuş, müzik çaldıkça oynarlar. Kimse bilmez ki onlar yevmiyeli işçi gibi o kanal senin bu kanal benim gezerler ve bunu kendilerine geçim kapısı yapmışlardır. Öğleden sonra ise evlilik programları başlar. Bir türlü karşısındakinden elektrik alamayıp şirket ortağı arar gibi eş arayanlar. Eş adayının maaşı, evi, arabası baş konusudur tartışmaların. Huyu suyu nedir? Dürüst müdür? İman ehli biri midir? diye kimse sormaz. Akşamüzeri ise tarzını beğendim beğenmedim programları başlar. "Bu kombin hiç olmamış" diyen kadınlar birbirlerinin saçını başını, eteğini bluzunu eleştirip dururlar. Sonra bir anda müzik başlar ve hep beraber dans etmeye başlarlar. Haber saatleri geldiğinde ise Türkiye'de ya da dünyada ne olup bittiğini öğrenemezsiniz. 'Alo, Fatih' deyip neyin nasıl yayınlanmasına izin verildiyse onu izleyebilirsiniz. Haberlerden sonra ise yabancı dizilerin, yanında çok edepli kaldığı, kimin kiminle nasıl bir ilişki içinde olduğu belli olmayan diziler başlar. Eğer yok ben dizi izlemeyeceğim derseniz, sizi iki seçenek bekler. Ya tam bir cambaza bak oyunu haline gelen yetenek yarışmalarını izlersiniz ya da daha ciddi bir program istiyorsanız,  tartışma programlarını tercih edebilirsiniz. Fakat bunlar da  'Alo, Fatih' tarafından dikte edilmiş, hükümet politikalarının halka hazmettirildiği, yandaş gazetecilerin konuştuğu programlardır. Yani yine pek bir şey öğrenemezsiniz, ya da izlerken zevk alamazsınız. Hâlâ başka kanal arayışında iseniz bütün gece herkesin göbek attığı eğlence programları ya da dini(!) sohbet programları kalıyor geriye ki onları tercih ettiğinizde de değişen pek bir şey olmaz. Çünkü zaten bütün gün eğlenceden bıkmışsınızdır ya da dini yayın diye izleyeceklerinizin yapılan birçok yanlışa kılıf uydurulan programlar olmaktan öte gitmediğini görmek, ya da çok net olan İslami bakış açısına aykırı bazı yorumların yapıldığını, insanlara gerçekle örtüşmeyen farklı bir bakış açısının empoze edildiğini görmek sinirlerinizi bozacaktır. Belki de bu medya kullanılarak bir çeşit hipnotize etme metodu ve farklı uyaranlar tarafından sürekli aynı etkiyle karşılaştığınızda artık ya tepki vermez oluyorsunuz ya da uyarıyı gönderenin istediği tepkiyi veriyorsunuz. Siz farkında olmadan bu size öğretiliyor. Oysaki bize bunu yapmalarına izin vermeyebiliriz. Öncelikle o kanalları izlemeyerek izin vermeyiz. Biz tepki koyar izlemezsek yayın politikalarını değiştirmek zorunda kalacaklardır. Bu kaçınılmaz. Belki de bizdeki dirayeti görünce onlar da üzerlerindeki baskıya direnç gösterme gücünü bulacaklardır kendilerinde.Tabii burada şunu da söylemeden geçemeyeceğiz. İstisnai olarak, doğru, dürüst yayıncılıktan taviz vermeyen, kesilen cezalara, reklam gelirlerinin engellenmesine rağmen yine de yayıncılık politikasını değiştirmeyen, halkı aydınlatmaya, Türk örf, adet, aile kavramlarını, dini hassasiyetleri önemseyerek yayın yapmaya devam eden nadir kanallar da mevcut. Bunların başında da Meltem TV ve gruba ait diğer kanallar geliyor. Kendilerini tebrik etmeyi burada bir borç olarak görüyoruz. Artık bizim de tercihimizi doğrudan yana yapmayı öğrenmemiz gerekiyor. Buna en azından izlediğimiz kanalı doğru seçerek başlarsak inşaallah bu idarecilerimizi, siyasilerimizi doğru nedenlerle seçmeye doğru da gidecektir diye umut ediyoruz?