Dokunulmazlıkların kaldırılması resmi parçalanmayı getirecek

Dokunulmazlığın kaldırılması konusunda siyasilerden birçok açıklama duyduk, bu konuda medya basın organlarında birçok değerlendirme yapıldı ama hiçbirisi Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın değerlendirmesi gibi olmadı.
Prof. Dr. Baş, alicengiz oyunlarıyla bize gösterilmek isteneni değil, propagandalarla gizlenmek istenilen perde arkası gerçek niyetleri öngörüyor ve bu konuda milletimizi ayıktırıyor. Geçtiğimiz Pazar günü Ankara'da gerçekleştirilen BTP 6. Olağan Kongresi'nde bu konuya da yer veren Sayın Baş şunları ifade etti:
"Dokunulmalığa bunlar dokundular. Ben bu işin sonunda çok büyük bir tehdit görüyorum. Bu bilerek oynanan bir oyun. Bu dokunulmazlık kalksın diyen kim biliyor musunuz? PKK kamplarında 'dokunulmazlık kalktı, iyi oldu' diyorlar. Onların istediği kaos. İstedikleri bu. Dokunulmazlıkları kaldırıp onları içeri tıkınca ne olacak? Olayların önüne geçmek için mi bunu yapacaksın? Böyle bir niyet yok. Niçin kalkacak dokunulmazlık? Bunlar federatif yapıyı kuramadı. Dokunulmazlığa dokundular şimdi kafalarına göre kavgayı başlatacaklar. İnşallah akıllarını başlarına alırlar da bu oyuna kurban gitmezler."
Malum, geçtiğimiz hafta TBMM'de 2 turla yapılan oylamayla milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına yönelik Anayasa değişikliği teklifi, referanduma gerek kalmayacak şekilde, muhalefet partilerinin de desteğiyle oybirliğiyle kabul edildi.
Kanunun yürürlüğe girmesiyle, hakkında fezleke olan vekillerin dokunulmazlık zırhı kalkmış olacak ve yargılanma süreci başlamış olacak.
16 Mart tarihi itibarıyla Meclis Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon'a ulaşan fezlekelerin sayısı 506?
Bu fezlekelerin büyük bir bölümü HDP'li milletvekilleri hakkında düzenlendi. Meclis'te bulunan 59 HDP'li milletvekilinden 41'i hakkında 278 ayrı fezleke var. Hakkında en çok fezleke düzenlenen HDP'li ise 57 fezleke ile Selahattin Demirtaş?
Diğer partilerin milletvekilleri hakkında da fezlekeler var. Örneğin CHP'li 33 vekil hakkında 116 fezleke, AKP'li 22 vekil hakkında 41 fezleke, MHP'li 6 vekil hakkında 12 fezleke dosyası var. Var ama bunların dokunulmazlığın kaldırılması konusunda verdikleri desteğe bakılırsa bu konuda pek korkuları yok. Yanlış anlamayın hiçbir suçları olmadığından değil, siyasallaşmış ve bağımsızlığını kaybetmiş yargıya duydukları güvenden dolayı?
Dokunulmazlıkların kaldırılmasının hedefinde başta Selahattin Demirtaş olmak üzere HDP'li vekiller var. 
İşte Prof. Dr. Baş, konuşmasında bu noktaya dikkat çekiyor. Demirtaş ve ekibi, Meclis'te siyaset yapma kararı alınca, doğal olarak bu Kandil'in önünü tıkamış oldu. HDP'li vekiller güneydoğulu seçmenin oylarıyla, onların desteğiyle Meclis'e girdi.
Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla, HDP'nin Meclis'te siyaset yapma şansı kalmıyor ve Kandil bu konuda haklı çıkmış oluyor. Bunun sonucu; çatışmaların daha da artması ve Ankara'da aradığını bulamayanların Irak'ın kuzeyinde olduğu gibi Güneydoğu'da alternatif bir Meclis oluşturma çabalarının artması olacaktır.
Acaba bu AKP siyasetinin de işine geliyor mu? Çünkü Meclis aritmetiğiyle başkanlık sistemine, federatif yapıya geçemeyenler acaba bu sefer, bu şekilde bölünmenin neticesinde gerçekleşecek bir federatif yapıyla mı sistemi başkanlığa zorlayacak?
Böyle bir bölünmenin, Irak merkezi yönetimine ve de Suriye yönetimine hiçbir fayda vermediğine şahit olduk. Bugün Irak'ın kuzeyinde Barzani, Suriye'nin kuzeyinde ise Barzani'ye bağlı PYD bağımsızlıktan bahsediyor ve bunun en büyük destekçisi de İsrail?
Dokunulmazlıkların kaldırılması; yargının siyasallaştığı, yanlış politikalarla terörün halka mal olduğu, insanların haklarının verilmediği, seçtiklerinin siyaset hakkını bulamadığı bir atmosferde çok büyük kaosa, çatışmalara ve de bunun neticesinde bölünmeye, parçalanmaya neden olacağı aşikar görünüyor.
Bu yanlış tablo, ancak ve ancak BTP'nin baba devlet temelli sosyal devlet projeleriyle devletle milletin yeniden kenetleşmesiyle düzelebilir.
Telafisi zor, büyük bir uçuruma yuvarlanırken son çıkış olan BTP kapısından çıkıp kurtulmamız da mümkün; aynı yanlışlara, aynı körlüğe ve duyarsızlığa devam edip tarih sahnesinde yok olup gitmek de?
Karar Türk milletinindir.