Doların ateşi fakirleştiriyor
Türkiye başta ekonomi olmak üzere bağımlılığın acı faturasını ödüyor. Dünyanın en kırılgan 5 ülkesinden birisi olmamız, doğal olarak finansal maliyetimizi de artırıyor. Yaşanan tüm olumsuzluklarda paramız değer kaybı yaşıyor. Paramızın değersizleşmesi, dolara ve ithalata bağımlı olan ülkemiz için maliyetlerin artması, yüksek enflasyon, daha fazla cari açık ve borç, pahalılık ve sonuç olarak milletimizin fakirleşmesi anlamına geliyor.
Dolar kritik seviyenin üstünde
Bugün dolar 16.34 lira seviyesinde işlem gördü. 4 Mayıs'tan bugüne dolar/TL paritesindeki yükseliş yüzde 9'u aşarken, yılbaşından bu yana yüzde 20'nin üzerinde artış kaydetti. Dolar kurundaki bu yükseliş Merkez Bankası'nın rezervlerinin erimesine neden oluyor. MB'nin toplam rezervi 13 Mayıs itibarıyla 102 milyar doların altına, uluslararası net rezervler ise 11.5 milyar dolara geriledi. Swap hariç rezervler ise aynı dönemde eksi 52 milyar dolara kadar gerileyerek daha önce büyük siyasi ve ekonomik değişimleri beraberinde getiren eksi 60 milyar dolara bir kez daha yaklaştı. MB ihracatçı döviz gelirlerinin yüzde 40'ını, hizmet ihracatı döviz gelirlerinin bir kısmını ve kur korumalı TL mevduat uygulamasının döviz kısmını rezervlerine katsa da bankanın rezervleri aynı oranda artmıyor. Bütün bu döviz gelirlerine rağmen net rezervlerin son 4 haftada 7.6 milyar dolar eridiği belirtiliyor.
Yoksulluk 20 bin liraya dayandı
Dolara endeksli bir finansal ve üretim sistemimiz olduğu için, dolar en önemli maliyet unsurlarımızdan. Ülkemizde yaşanan yüksek enflasyonun en temel nedenlerden birisi kurlarda yaşanan bu fahiş artış. Pandemi, tedarik sorunu, Rusya-Ukrayna savaşı gibi etkenler de eklenince ülkemizde maliyetler had safhaya çıkıyor ve sürekli artan bir yüksek enflasyona maruz kalıyoruz. Geliri aynı oranda artmayan vatandaşlarımızın alım gücü düşmeye devam ediyor. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Araştırma Merkezi Kamu-Ar'ın Mayıs ayına ilişkin "Açlık Yoksulluk Araştırması" bu tabloyu gözler önüne serdi. Kamu-Ar'ın araştırmasına göre, Mayıs 2022'de 4 kişilik bir ailenin dengeli ve sağlıklı beslenebilmesi için gereken gıda harcaması miktarı (açlık sınırı) 6 bin 465 liraya, yoksulluk sınırı ise 19 bin 406 liraya yükseldi. Buna göre, milyonlarca ailenin aylık geliri durumunda olan 4 bin 253 liralık asgari ücret, açlık sınırının 2 bin 212 lira gerisinde kaldı. Ayrıca 4.5 asgari ücretli, bir yoksul yapıyor. Diğer bir ifadeyle asgari ücretli için yoksulluk bile hayal oldu.
İcra dosyaları kabarıyor
Vatandaşların açlık sınırına bile ulaşmayan aylık maaşları, temel ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olan aileleri borçlanmaya itiyor. Fakat bu gelir yetersizliği sürekli her ay yaşandığı için borçlar ödenemiyor ve vatandaşlar icralık duruma düşüyor. Bu tablo Adalet Bakanlığı verilerine yansıyor. 2021 sonunda 22 milyon 571 bine çıkan icra dosyası sayısı, 24 Mayıs 2022 itibarıyla, yılbaşından bugüne yaklaşık 1 milyon artarak 23 milyon 497 bin 126'ya ulaştı. İcra dosyası sayısı 2017 yılı sonunda 15 milyon 846 bin, 2018 sonunda 18 milyon 680 bin, 2019 sonunda 20 milyon 312 bin, 2020 yılı sonunda ise 22 milyon 196 bindi. İcra dosyalarının sürekli artan bir durumda olması dikkat çekiyor.