Evet, Haluk Bilginer ve Türkan Şoray'ın oynadığı "Tatlı Hayat" hayat dizisindeki "Yorgo" değil bu Yorgo. Bu Yorgo Sayın Başbakanın dostu, Yunanistan'ın Başbakanı olan Yorgo. Ne diyelim "Allah birlikteliğinizi daim etsin?Sayın Başbakanın dostu Yorgo, Erzurum'daki açılış ve törenlere katıldı, kürsüye çıktı, konuştu, konuştu, konuştu? Türkiye'nin AB üyeliğine inandığını ifade etti. Hatta demokrasinin Hıristiyanlığa özgü bir değer olmadığını, küresel bir değer olduğunu itiraf etti (!) Herhalde demokrasiye güvenerek "Siz Kıbrıs'ta işgalcisiniz" dedi. Gerçi iktidara güvenerek de demiş olabilir?Türkiye'nin AB aşkının karşılıksız kalmasını üç sebebe bağladı; Türkiye'deki iç gelişmeler, bazı AB ülkelerinin itirazı, Kıbrıs. Özellikle de belirtiyor, Kıbrıs'ı çözmeden AB'ye giremezsiniz. Yani adam benim ülkemde, benim ülkem aleyhine denilebilecek ne varsa diyor. Dostu Erdoğan ise "Bizi anlamak isteyen Erzurum'a baksın" diyor.Ekonomisi çökmüş, adalarını (!) satılığa çıkarmış, halkı banka yağmalamaya başlamış bir ülkenin başbakanı benim ülkemde benim iç işlerime dil uzatma cüreti gösteriyor. Peki, bu cüreti kimden alıyor. Benim ülkemin yöneticileri tarihteki büyük devlet adamlarının verdiği cevabı verebiliyorlar mı? Hani benzer bu küstahlığı bir zamanlar Atatürk'ün huzurunda yapmaya kalkmıştı birileri, bakın ne cevap almıştı;Cumhuriyet'in ilanından sonra İstanbul'da bir resepsiyon verilir. Tüm dünya ülkelerinin elçileri ve ataşeleri de davet edilir.Davet güzel bir şekilde devam etmektedir. Fakat İngiliz ataşesi olan binbaşının bakışları Mustafa Kemal'in gözünden kaçmaz. Bütün davet boyunca kendisine dik dik bakmıştır ve bakmaya devam etmektedir.Ne olduğunu öğrenmek için yaverini gönderir. Yaver Mustafa Kemal'e şöyle der: Paşam kendisine neden ters bir tavır takındığını sordum, o da bana: Mustafa Kemal'in Çanakkale'de babasını öldürdüğünü söyledi.Bunun üzerine Mustafa Kemal şöyle der: Git sor bakalım babasının Çanakkale'de ne işi varmış?İşte bizde yunanlılara Batı Trakya'yı, Ege adalarını, Kıbrıs'ı, kıta sahanlığını vb. konuları gereği gibi sorabilseydik herhalde bu adamlar hadlerini aşmazdılar, aşamazdılar.Sonra Sayın Başbakan AB için "Dilin altındaki baklayı meydana çıkaramıyorlar. Biz anlayamıyor muyuz? Anlıyoruz. Ama biz istiyoruz ki onlar anlatsın ve dünya bazı gerçekleri görsün. Ama biz sabredeceğiz" diyor. Allah aşkına neyin sabrı bu? Neye sabır. Ağızlarında bakla mı kaldı? Gözünün içine baka baka senin anlamak istemediğini senelerdir demediler mi?Avrupa Birliği ülkeleri birlikten ayrılmak için fırsat kolluyor, sen de kapıda sabra yapışıyorsun. Adamlar, sen bizden olmadıkça senden memnun olmayız, diyorlar. Biz rüyalarda geziyoruz. Avrupa Birliği dağılıyor, dağılmak zorunda. Ey Başbakan enkaz altında mı kalmak istiyorsun?Hala şu tespiti göremiyor musun?"Şimdi bendeniz Avrupa'ya baktığım zaman Avrupa'nın yeraltı kaynaklarını ve nüfusunu bitirdiğini çok net görüyorum. Aynı zamanda Avrupa'da gençlik diye bir şey kalmadı. Bir coğrafyası var. Var olan topraklarında da bazı ülkelerin tarıma müsait bazılarını ise değil. Batı dünyasında insanlar ya patrondur veya işçidir. Bu ikinin arasında bir sınıf batıda yoktur. Eğer şirketler batarsa işçiler açıkta kalacak. Şu anda Avrupa patır patır dökülmeye başladı. Bankaları da çökmeye başladı. Böyle bir birliğin ila nihaye devam etmesi hiç mümkün değildir. Küresel kriz baş gösterdiği zaman dört Avrupa ülkesini liderleri bir araya geldiler. Almanya Başbakan'ı Sayın Merkel bu toplantıda "Herkes kendi başının çaresine baksın. Her koyun kendi bacağından asılır" dedi. Avrupa Birliği dağılacak. Bu dağılma AB için bir kaderdir. Yıllar önce 'ekonomik şartları oluşturmadan gerçekleştirilen bu şekildeki birliktelik Avrupa'nın yıkılışına sebep olacaktır' demiştik. Öngördüğümüz şekilde de gerçekleşti." (Prof. Dr. Haydar Baş Yeni Mesaj gazetesi 07.01.2011)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Öcalan-Kandil- DEM açık, AKP-MHP kapalı oynuyor / 29.08.2025
- Bugüne kadar hangi asker veya askerler anayasa yaptı? / 28.08.2025
- Gereğini yapmanız için daha kaç bin Müslümanın ölmesi lazım? / 27.08.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’ komisyonu ilk görevini tamamladı / 25.08.2025
- Filistin’den, Erdoğan’a 3 mektup / 24.08.2025
- Adaletin batsın dünya / 23.08.2025
- Gazze’de ‘Şükür Namazı’ ne zaman? / 22.08.2025
- 17 Ağustos’u hepsi unuttu / 20.08.2025
- Hünkar’ın huzurunda büyük terbiyesizlik / 19.08.2025
- Kuran’ı hayatımızdan çıkardık / 18.08.2025
- Bugüne kadar hangi asker veya askerler anayasa yaptı? / 28.08.2025
- Gereğini yapmanız için daha kaç bin Müslümanın ölmesi lazım? / 27.08.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’ komisyonu ilk görevini tamamladı / 25.08.2025
- Filistin’den, Erdoğan’a 3 mektup / 24.08.2025
- Adaletin batsın dünya / 23.08.2025
- Gazze’de ‘Şükür Namazı’ ne zaman? / 22.08.2025
- 17 Ağustos’u hepsi unuttu / 20.08.2025
- Hünkar’ın huzurunda büyük terbiyesizlik / 19.08.2025
- Kuran’ı hayatımızdan çıkardık / 18.08.2025