'Dün salonlara sığmadık, yarın sandıklara sığmayacağız'

Pazar günü Ankara'da gerçekleştirilen Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) 9. Olağan Büyük Kongresi, tam bir şölen havasında oldu. 

Büyük bir coşku ile hep bir ağızdan tek bir gönülle söylenen milli marşlar, icra edilen folklör gösterileri, Prof. Dr. Haydar Baş'ın fikirlerini yansıtan sinevizyon gösterisi ve daha niceleri gerçekten mükemmeldi.

Kongrenin yapıldığı Taha Akgül Spor Salonu hınca hınç doldu, salonun dışı da doldu, taştı. Birilerinin büyük salon vermeyerek BTP'yi zayıf gösterme sinsi planı ters tepti, on binlerce BTP sevdalısı bunlara gereken tokat gibi cevap verdi.

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, önce dışarıda Ankara'nın soğuğunda bekleyen vatandaşlara miting havasında hitap etti ve düşman çatlatırcasına şunları söyledi: "Dışarıda kaldınız, soğukta kaldınız. Biz çok büyük salonlar istediğimiz hâlde tahsis etmediler. Defalarca başvurduk, bize 'Yok' dediler. Bu tablo sizin eseriniz. İzleyin görün, Bağımsız Türkiye salonlara sığmıyor."

Esasen Mehmet Ali Kulat da güzel söyledi: "BTP bundan sonraki kongrelerini artık meydanlarda yapmalıdır."

Hüseyin Baş sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda da şu ifadelere yer verdi: "Dün salonlara sığmadık, yarın sandıklara sığmayacağız. İstikbal Biziz, Biz Geleceğiz! Teşekkürler Bağımsız Türkiye."

BTP kongresine 81 ilden gelen vatandaşlar önce Anıtkabir'i ziyaret ettiler. Anıtkabir'in girişinde saat 08.00'den itibaren öylesine mahşeri bir kalabalık oldu ki, oluşan giriş kuyruğu 10 Kasım'ları, milli bayramları aratmadı.

BTP lideri Hüseyin Baş'ın kongre konuşmasında söylediği şu sözler bu konuda dikkat çekiciydi:

"Bakın, buraya hepiniz Anıtkabir'den geldiniz. Bizim yolumuz Ata'dan başlar, Ata'da son bulur. Biz, Atatürk'ün çizdiği yolda bu ülkeyi ayağa kaldıracak bir nesiliz. Bizim gencimiz bilinçli, çalışkan, dürüst ve üretkendir. Bu gençlik varken vallahi bütün sorunları çözeriz, billahi bütün sorunları çözeriz." 

BTP'nin kongre için belirlediği slogan "İstikbal Biziz, Biz geleceğiz."

BTP lideri Hüseyin Baş bunun sebebini şu sözlerle anlattı:

"'Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak olan sizlersiniz.' Atamızın bu emrine, bu çağrısına biz de kulak verdik ve dedik ki: 'İstikbal Biziz, Biz geleceğiz!'"

Atatürk, büyük zorluklarla, fedakarlıklarla kurdukları Cumhuriyeti gençlere emanet etmişti. Türkiye'nin en genç siyasi parti lideri Sayın Hüseyin Baş da, Ata'mızın bu büyük emanetini baş tacı ederek, bu görevi üstlenmek adına mükemmel bir slogan ortaya koydu. Esasen bu slogan ve sebebi BTP liderinin ve BTP'nin siyasi misyonunu ortaya koyuyor.

Ne demişti Ata'mız Gençliğe Hitabe'sinde: "Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir."

İşte misyon bu...

BTP lideri Hüseyin Baş, hükümetin, her türlü olumsuz icraata rağmen sık sık "güçlü Türkiye" vurgusu yapmasını da şu sözlerle değerlendirdi:

"'Güçlü Türkiye' diyorsanız, o güçlü Türkiye Türk milletinin güçlü olmasından geçer. Millet fakru zaruret içindeyken devlet güçlü olamaz. İstediğiniz kadar anlatın; pasaportun sağda solda geçmiyorsa, cebinde paran yoksa, sözün dinlenmiyorsa güçlü devlet olamazsın."

İktidar sık sık Şeyh Edebali'nin, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın " sözünü hatırlatıp duruyor ama kendileri milleti yaşatıyorlar mı?

Açlık sınırının altında milyonlarca asgari ücretlinin ya da emeklinin insanca yaşayabilmesi sizce mümkün mü? Halkın yüzde 90'ından fazlasının sağlıklı bir yaşam süremediği ekonomik bir ortamda bırakın güçlü bir devleti, var olan devleti ayakta tutabilmeniz, koruyabilmeniz mümkün mü?

Aralık ayındayız ve asgari ücret bu ay belirlenecek, vatandaşta bu konuda bir umut kaldı mı? Umudu sıfırlanmış bir milletin yaşadığından ya da yaşatıldığından bahsedebilir miyiz? Maalesef hayır.

BTP liderinin konuşmasındaki en önemli bölümlerinden birisi, demokrasi ve hukukla ilgili yaptığı değerlendirmelerdi. Şu tespitleri yaptı Sayın Baş:

"Bugün Ankara'dayız. Sayın (Mansur) Yavaş belki bugün aramızda olacaktı, kendisine davette bulunduk. Ama malum, O'nun da üzerinden bir 'çorba soruşturması' var. Dedim ki: Milleti bir kase çorbaya muhtaç edenler tutup belediye başkanına 'niye millete çorba dağıtıyorsun?' diye hesap soruyorlar, işe bak!"

"Türkiye'de gazeteci içeride, siyasetçi içeride, iş insanları içeride. Türkiye'de itiraz eden, konuşan veya Türkiye'ye bir şeyler söylemek isteyen herkes içeride. Ondan sonra ne diyorlar: Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir." 

"Yahu Türkiye bir hukuk devleti olsa, yılda 50 kere bunu söylemek zorunda kalmazsınız herhalde. Biz onu anlardık, yaşardık."

"Kusura bakmayın ama demokrasi yüzde 51'in yüzde 49'a tahakküm ettiği sistem değildir. Demokrasi muhalefet edenin hakkının yok sayıldığı sistem değildir. Demokrasi, devletin bekası diye diye, milletin zekası ile dalga geçmek değildir."

"Sizin bizim sesimizi duymanız için daha ne yapmamız lazım? Şikayetimiz var, hukuktan şikayetimiz var, adaletten şikayetimiz var, eğitimden şikayetimiz var, ekonomiden şikayetimiz var, bizim geleceğimizden endişemiz var. Bunu duymanız için ne yapmamız lazım?"

Ekonomide vatandaşların sorunlarına da değinen BTP lideri Baş, şunları söyledi:

"Özel bir firma altın madeni bulmuş. Mübarek, memleketin her yerinden altın fışkırıyor, vatandaş meteliğe kurşun sıkıyor."

"Bu ülke o kadar güçlü bir ülke ki, bu ülke o kadar zengin bir ülke ki, bu ülkenin bütün meselelerini çözmemiz şu kadronun bir yılını almaz. Vallahi çözeriz, billahi çözeriz. O yüzden Türkiye'nin ihtiyacı olan şey Milli Ekonomi Modeli'dir. Biz BTP olarak Milli Ekonomi Modeli'ni hayata geçireceğiz."

Tüm delegelerin oyunu alarak yeniden genel başkan seçilen Hüseyin Baş, her biri manşetlik daha birçok değerlendirmede bulundu.

Kendisine ve yeni yönetim kadrosuna başarılar diliyorum.

Genç lideri ve liyakat sahibi kadrosuyla BTP bu ülkenin geleceğidir ve emin olun ki milletimizin tüm birlik unsurlarını barındıran, bu manada tek "merkez parti" olan BTP mutlaka bir gün gelecektir.