Dünya Milli Ekonomi Modeli'ne koşuyor (4)

Küresel kriz döneminde MEM'in projelerini 150'yi aşkın ülkenin uygulamasında hiç şüphesiz 8 uluslar arası MEM kongresine birçok ülkeden katılan 500'ü aşkın bilim adamının rolü var. Çünkü onlar MEM kitabını okudular, kongrelerde modeli sahibinden dinlediler, model hakkında Prof. Dr. Haydar Baş'a sorular sordular, beklediklerinden de öte cevaplar aldılar, hem modele hem de Sayın Baş'a hayran oldular ve de gittikleri ülkelerde kendilerini adeta MEM'in gönüllü temsilcisi olarak kabul ettiler.Zaten kongrelere katılan bilim adamları zaman zaman bunu ifade etmişlerdir ve de kendi hükümetlerine MEM'in çözümlerini sunduklarını açıklamışlardır.Artık MEM'in tartışılma dönemi geçmiş, 2005 yılından bu yana uygulama aşamasında da her maddesinin bir çözüm olduğu ispatlanmış bir modeldir.MEM'i 2006 yılından bu yana uygulayan Rusya'nın lideri Putin'e tüm dünya halkları hayranlık duyarlarken, ABD halkı bile onu dünya lideri olarak seçmiştir.Amerikan Forbes derginde yayınlanan haberde "Dünyanın en etkili isimleri" listesinde 2013 yılının da, 2014 yılının da birincisi Putin seçilmiştir.Düşünebiliyor musunuz, ABD halkı kendi lideri Obama'yı değil, Putin'i seçiyor. Bu, "ABD halkı için kapitalizm mi, MEM mi?" sorusunun cevabıdır.Konuyla alakalı ikinci yazımızda ABD'deki MEM uygulamalarını anlatırken, Obama'nın seçimleri MEM projeleriyle kazandığını da ifade etmiştik. Aslında ABD halkının oyu Obama'ya değil, MEM'in projelerineydi.Fakat Obama kapitalizmin küresel prangaları sebebiyle vaad ettiği bu MEM projelerini hayata geçiremedi. ABD halkı Obama'da görmek istediğini Putin'de görünce onu dünya lideri seçti; Obama'ya ve bundan sonraki siyasetçilere de mesaj vermiş oldu.Benzer bir durum Fransa'da yaşandı. Malum, geçtiğimiz yıl yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Fransız Cumhurbaşkanı Hollande'ın partisi ciddi bir oy kaybına uğramış ve seçimlerin galibi, 2017 cumhurbaşkanlığı seçimlerini de kazanacak kişi olarak görülen Marine Le Pen olmuştu. Le Pen'i Fransız halkı gözünde yücelten sebebin ne olduğunu ise kendisinin şu ifadelerinden net olarak anlıyoruz:"Dünyada ekonomik modellerin savaşı yaşanıyor; ABD'nin dayattığı kapitalizmle, Rusya'nın uyguladığı vatansever model arasında?"AP seçimlerinde aldığı mağlubiyetten sonra açıklama yapan Hollande," Fransız halkının bize vermek istediği mesajı aldık" demiştir.Aldı mı almadı mı derken, Charlie Hebdo saldırısı sonrası yaptığı açıklamalar, anma törenlerindeki duruşu ve ondan sonra yaptığı icraatlar gerçekten bu mesajı aldığını gösteriyor.Anma törenlerine ABD'nin gelmemesi, İsrail'in davet edilmemesi, Batılı ülkeler ısrarla terörün İslami bir terör olduğu konusunda vurgu yapmaalrına rağmen Hollande'ın "Bu terör eyleminin İslam'la Müslümanlarla hiçbir alakası yok" diyerek ABD'nin BOP hevesini kursağında bırakması, mesajı aldığının göstergesidir.Ve bence en önemli ispat ise ABD Ukrayna ve NATO üzerinden savaş tellallığı yaparken, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ve Almanya Başbakanı Merkel'in Putin'in mektubu üzerine Moskova'ya gitmeleri ve 5 saat görüşmeden sonra ABD'siz bir barışa evet demeleriydi.Ardından Bulerus'un Minsk şehrinde yapılan 17 saatlik bir müzakerenin arından Putin, Merkel, Hollande ve Poroşenko'dan oluşan dörtlü zirve Ukrayna krizine son noktayı koydu.Bu, Alman ve Fransız halkının Rusya'nın uyguladığı vatansever modele olan hayranlığının bir neticesiydi. Telekulak skandallarıyla Almanya ve Fransa nezdinde ABD'ye güven kalmamıştı, AB projesi ise bitmişti; MEM projeleriyle başı dik hale gelen Yunanistan AB'nin tamamından daha güçlü hale gelmişti ve Rusya'nın MEM'le kazandığı barış duruşu cezp ediyordu.Alman ve Fransız halkının kayıtsız kalmadığı bu gelişmelere liderleri de kayıtsız kalamazdı.Yarın devam edeceğiz.