Dünyada en çok toplu mezar bulunan ikinci ülke Avrupa'da!
İspanya'da Tarihi Belleği Yeniden Kazanma Derneği Başkanı Emilio Silva, "Kamboçya'dan sonra en çok toplu mezarın olduğu ülke İspanya'dır" dedi.
01.11.2025 09:17:00 / Güncelleme: 01.11.2025 09:20:53
HABER MERKEZİ/AA
HABER MERKEZİ/AA





İspanya'nın İç Savaş (1936-1939) ve diktatör Franco (1939-1975) dönemlerinde kurşuna dizilerek toplu mezarlara atılan 100 binden fazla kişinin kalıntılarının topraktan çıkartılarak, kimlik tespiti yapılması ve ailelere teslimi çalışmalarının başlamasının ardından 25 yıl geçse de çok az yol katedildi.
İspanya tarihinin en karanlık dönemlerinden biri olan diktatör Franco dönemi, halen gerek sosyal gerekse siyasi açıdan tabu olmaya devam ediyor.
İç Savaş döneminin kayıplarına ait ilk kalıntılar, 21 Ekim 2000'de İspanya'nın orta bölgelerindeki Leon kentinin Priaranza del Bierzo kasabasındaki bir toplu mezar kazısında ortaya çıkarıldı. Diktatör Franco'nun askerlerince kurşuna dizilen Cumhuriyetçi 13 İspanyolun kalıntısının olduğu bu toplu mezarın ortaya çıkarılması, "diktatörlük döneminin kayıplarının aranması çalışmalarında bilimsel metotlarla açılan ilk toplu mezar" olarak biliniyor.
Her yer toplu mezar kaynıyor!
Söz konusu toplu mezardan, 16 Ekim 1936'da kurşuna dizilen dedesinin kalıntıları da çıkan Emilio Silva, başkanlığını yürüttüğü Tarihi Belleği Yeniden Kazanma Derneği (ARMH) ile 25 yıldır verdikleri mücadeleyi anlattı.
Silva, "Kamboçya'dan sonra en çok toplu mezarı olan ülke, İspanya'dır" diyerek, geçen 25 yılda farklı kurumların ve devletin ülke genelinde yaptığı tüm çalışmalarda, İç Savaş dönemine ait 20 bin civarında insan kalıntısının çıkarıldığını söyledi. İç Savaş döneminin kayıplarla ilgili tek rakamın, eski Ulusal Mahkeme Savcısı Baltasar Garzon'un 2008'de açıkladığı 143 bin 353 kişilik liste olduğunu hatırlatan Silva, şunları kaydetti: "100 binden fazla sivil kayıp olduğunu biliyoruz ama tam kayıp sayısını asla bilemeyeceğiz. Çünkü dedemde olduğu gibi, öldürülen tüm siviller hukuki bir süreçten geçirilmeden faşist nişancılar tarafından kuruşuna dizildi. Onlara ait resmi hiçbir iz, belge yok. Diktatör Franco 1975'te öldükten sonra İspanya hükümeti, diktatörlüğün siyasi tutsaklarının sabıka kayıtlarının silinmesi bahanesiyle 3 yıl boyunca dağlar büyüklüğünde resmi belgeleri yaktı. Bu da gizlenmek istenenin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor."
Kimse geçmiş defterleri açmak istemiyor
İspanya'da demokrasiye geçiş anayasası öncesinde, 1977'de af çıkartılıp, İç Savaş döneminin tüm suçlularının hukuki açıdan aklandığını ve bu şekilde hukuki yolların kapatıldığını hatırlatan Silva, şöyle devam etti: "İspanya'da diktatörlükten demokrasiye geçiş dönemi' diye bir şey yok çünkü hiç kimse bu tarihle ilgili ailesinde sorun istemiyor. Sağ veya sol görüşlü olsun fark etmez, bizi yöneten birçok siyasetçinin ailesinde, Franco dönemiyle bir bağlantı ya da mal varlığı var. Şu andaki birçok büyük şirket, Franco döneminin desteklediği ailelerden geliyor. Bunları gizlemek, demokrasiye bir hakarettir."
Silva, İspanya hükümetinin, son 6 yılda devletin finansmanıyla yürütülen kazı çalışmalarında 8 bin 941 insan kalıntısı çıkardığını aktararak, "Ancak şimdiye kadar bunlardan sadece 70'inin kimlik tespiti yapılabildi. Yani yüzde 0.78 civarında ve bu çok düşük bir oran" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.

















































































