Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katılan Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy, "Fransa'nın güvenliğinin garantisi olan nükleer silahlardan vazgeçmeyeceğini" belirterek, "Bu silahtan ancak, dünyanın istikrarlı ve güvenli olduğuna emin olduğum bir gün vazgeçebilirim" dedi.O zaman Sarkozy'e neden İran'ın nükleer çalışmalarına karşı olduğunu sormak lazım.Fransa elinde nükleer silahlar bulundurarak kendini güvende hissediyorsa aynı hisse İran ya da bir başka ülkenin de sahip olmak istemesinden daha doğal bir şey olabilir mi?Sarkozy'e göre fazla düşmanı olmayan ve İran kadar da topun ucunda olmayan Fransa için dünya henüz istikrarlı ve güvenli değil. Yani Fransızlar kendilerini güvende hissetmiyorlar.İran için de düşündüğümüzde aynı endişenin fazlasıyla var olduğunu kim inkâr edebilir? Avrupa'da bir ülke kendini güvende hissetmediği için nükleer silahlardan vazgeçmiyorsa o zaman İran'ın nükleer silah sahibi olmaya çalışmasına kimse bir şey diyemez/dememeli?Ama maalesef başta ABD ve Fransa olmak üzere batılı tüm ülkeler kendi sözleriyle bile çelişerek İran'a karşı çifte standart uyguluyorlar.Sadece İran için söz konusu değil elbette bu çifte standart. Pakistan ya da Türkiye olsun bütün İslam ülkeleri İran'ın bulunduğu noktada olsalar aynı tazyikle hatta daha fazla baskıyla karşılaşmak zorunda kalacaklardır.Aslında Sarkozy için endişe kaynağı olan dünyanın istikrar ve güvenden yoksun olmasının en büyük sorumlusu içinde Fransa ve ABD'nin bulundu Batı dünyasıdır.Ne hazindir ki dünyanın içinde bulunduğu durumun suçlusu olan batılı devletler bu güvensiz ortamda kendini korumak için savunmasını geliştirmek isteyen İran gibi devletlere büyük zorluklar çıkarıyorlar.Bu zorluk çıkarmaları aslında Batılı devletlerin Ortadoğu'da ve dünyanın diğer bölgelerinde geçmişte akıttıkları kanla henüz tam olarak doymadıklarının da bir göstergesi?Son yüzyılda sömürmekte ve kan dökmekte adeta tekelleşen ABD, başta olmak üzere 1830'da Cezayir'i işgal eden Fransa Senegal, Gine, Tunus, Mali, Cad, Nijer ve Sudan gibi Afrika ülkelerini adeta kan gölüne çevirmişti. Afrika'nın sömürgeleştirilmesinde en büyük paya İngiltere sahip olurken Almanya, Portekiz, İspanya, Belçika ve İtalya gibi ülkeler de kan dökmekte bu ülkelerle yarışa girmişlerdi.Yavuz hırsız ev sahibini bastırır kabilinden bir tavırla eli kanlı Batı dünyası elindeki nükleer güç tekelini kaybetmek istemiyor. Kaybetmek istemediği gibi özellikle İslam ülkelerinin nükleer güç olabilmelerinin önüne süresiz geçebilmek için Batılı ülkeler yeni yeni entrikalar peşinde.Nükleer Güvenlik Zirvesi'nin ana hedefi de bence buydu.Pakistan'ın elindeki nükleer bombaları bu ülkeden alabilmek, İran'a nükleer çalışmalarında engel olabilmek ve asıl önemlisi de Pakistan ve İran'ın takip ettiği yola diğer İslam ülkelerinin girmesinin önüne geçebilmek. Zirvedeki gündemin bence özeti buydu?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024