Çoğunluk yönetimidir demokrasiden anlaşılan. Oy toplama şampiyonları memleketi yönetiyor olsalar da asıl yönetici düşüncedir. Siyasal iktidarda olmasa bile bugün bir lider, içine kapanmış ve AKP'leşme yolundaki Türkiye'yi kendine getirecek dinamoyu ateşlemiştir. Tevfik Fikret'in söylemiyle: "Bir gün şu hastalıklı vatan canlanırsa?" Evet, canlanmayı sağlayan, milletin ortak paydası Atatürk'ün gerçeğiyle halkı yüzleştiren bilge adam Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
10 Kasım'da milletimiz gerçek Atatürk'ün kimliğini Haydar Baş'tan öğrenmiş olarak bir başka sevgi ve heyecanla anmanın ötesine geçen anlama programlarına katılmıştır.
Halk egemenliği budur! Öylesine ki, siyasal iktidardaki AKP hükümetine, çoğunluk kanaati kılavuzluk yapmış, ATATÜRK'e yönlendirmiştir.
İktidar kerhen mi, sehven mi Atatürk diyor?
Yoksa gerçeği mi gördü? Zaman gösterecek?
Ancak bu arkadaşların sabıka kaydında sehviyat (yanlışlar, hatalar) var; FETÖ için yanıldık derken, Barzani için de aynı şeyi söylediler.
Şu kerhen ve sehven kavramlarına bakalım;
Kerhen: İstemeyerek, iğrenerek; istemeye istemeye, zorla.
Bu kavramı fi tarihte MSP lideri Necmettin Erbakan, Süleyman Demirel hükümetine verdiği güvenoyu için söylemiş, kerhen destek verdik, yani istemeyerek evet dedik, demiştir. Erbakan'ın öğrencileri olan bugünün yöneticileri de, hocaları gibi mi davranıyorlar; istemeye istemeye mi Atatürk diyorlar, Allah (c.c.) bilir.
Sehven kavramına gelince; yanlışlıkla, yanlış olarak, anlamındadır. Bunun çoğulu da, "sehviyat" tır.
Baştan söyledik; bu devlet erkânının sabıka kaydında sehviyat var; yanılmışız da diyebilirler.
Yine yukarıda söyledik, "bir ihtimal daha var" o da gerçek mi, ne dersiniz?
Tevfik Fikret'e gönderme yaptık, Ziya Paşa'nın hatırı kalmasın: "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz".
Ey AKP tayfası şunları yapın, görelim kaç gram Atatürkçüsünüz:
-Önce şu fesli arkadaşı yanınızdan uzaklaştırın, tabii diğer Atatürk düşmanlarını da,
-İçinizde barınanlar varsa onları da,
-Sevr paranoyaklarını da,
-Lozan Barış Sözleşmesi'nin kıymetini bilin,
-Atatürk'ün kazandırdıklarını koruyun, daha da ileriye götürün,
-"Bağımsızlık benim karakterimdir" diyen Atatürk'ten ders alın bağımsızlık savaşı verin,
-Ekonomiyi millileştirin; özelleştirmeyi değil, devletçiliği ve sosyal devleti öne çıkarın,
-"Yurtta sulh cihanda sulh" ün gereğini yapın,
-Dünya yolsuzluk liginde yerimiz olmasın,
-Siyasetten etkilenmesin diye Yargıtay'ı Ankara dışında kuran Atatürk'ü örnek alıp
Yargıyı siyasallaştırmayın,
-Demokrasiyi içtenlikle benimseyin, içini boşaltarak hukukun üstünlüğünü ve hukuk devletini yok saymayın, sadece yandaşlarınızın çıkarlarını değil, insan haklarını ve ülke çıkarlarını gözetin,
-Türkçe bilmeyenlere İngilizce öğretmeyin,
-Yırtılan hukuk düzenini torba yasalarla yamalı bohçaya çevirmeyin,
-Yırtık ve yamalarla uğraşma yerine çarşafı değiştirin;
Çarşafa dolanmamak için:
Prof. Dr. Haydar Baş'ın MEM (Milli Ekonomi Modeli) eserini ve illâki "Hoş Geldin Atatürk" kitabını okumayın, sindirin!
Bizim metal yorgunluğumuz var, bunlara gücümüz ve nefesimiz yetmez, ancak yamalı bir toplumsal düzen (!) için durumu idare ederiz, diyorsanız;
ATATÜRK'ü ağzınıza almayın. O'nu ağızlarında değil, yüreklerinde taşıyanlar görev için hazırdır!
10 Kasım'da milletimiz gerçek Atatürk'ün kimliğini Haydar Baş'tan öğrenmiş olarak bir başka sevgi ve heyecanla anmanın ötesine geçen anlama programlarına katılmıştır.
Halk egemenliği budur! Öylesine ki, siyasal iktidardaki AKP hükümetine, çoğunluk kanaati kılavuzluk yapmış, ATATÜRK'e yönlendirmiştir.
İktidar kerhen mi, sehven mi Atatürk diyor?
Yoksa gerçeği mi gördü? Zaman gösterecek?
Ancak bu arkadaşların sabıka kaydında sehviyat (yanlışlar, hatalar) var; FETÖ için yanıldık derken, Barzani için de aynı şeyi söylediler.
Şu kerhen ve sehven kavramlarına bakalım;
Kerhen: İstemeyerek, iğrenerek; istemeye istemeye, zorla.
Bu kavramı fi tarihte MSP lideri Necmettin Erbakan, Süleyman Demirel hükümetine verdiği güvenoyu için söylemiş, kerhen destek verdik, yani istemeyerek evet dedik, demiştir. Erbakan'ın öğrencileri olan bugünün yöneticileri de, hocaları gibi mi davranıyorlar; istemeye istemeye mi Atatürk diyorlar, Allah (c.c.) bilir.
Sehven kavramına gelince; yanlışlıkla, yanlış olarak, anlamındadır. Bunun çoğulu da, "sehviyat" tır.
Baştan söyledik; bu devlet erkânının sabıka kaydında sehviyat var; yanılmışız da diyebilirler.
Yine yukarıda söyledik, "bir ihtimal daha var" o da gerçek mi, ne dersiniz?
Tevfik Fikret'e gönderme yaptık, Ziya Paşa'nın hatırı kalmasın: "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz".
Ey AKP tayfası şunları yapın, görelim kaç gram Atatürkçüsünüz:
-Önce şu fesli arkadaşı yanınızdan uzaklaştırın, tabii diğer Atatürk düşmanlarını da,
-İçinizde barınanlar varsa onları da,
-Sevr paranoyaklarını da,
-Lozan Barış Sözleşmesi'nin kıymetini bilin,
-Atatürk'ün kazandırdıklarını koruyun, daha da ileriye götürün,
-"Bağımsızlık benim karakterimdir" diyen Atatürk'ten ders alın bağımsızlık savaşı verin,
-Ekonomiyi millileştirin; özelleştirmeyi değil, devletçiliği ve sosyal devleti öne çıkarın,
-"Yurtta sulh cihanda sulh" ün gereğini yapın,
-Dünya yolsuzluk liginde yerimiz olmasın,
-Siyasetten etkilenmesin diye Yargıtay'ı Ankara dışında kuran Atatürk'ü örnek alıp
Yargıyı siyasallaştırmayın,
-Demokrasiyi içtenlikle benimseyin, içini boşaltarak hukukun üstünlüğünü ve hukuk devletini yok saymayın, sadece yandaşlarınızın çıkarlarını değil, insan haklarını ve ülke çıkarlarını gözetin,
-Türkçe bilmeyenlere İngilizce öğretmeyin,
-Yırtılan hukuk düzenini torba yasalarla yamalı bohçaya çevirmeyin,
-Yırtık ve yamalarla uğraşma yerine çarşafı değiştirin;
Çarşafa dolanmamak için:
Prof. Dr. Haydar Baş'ın MEM (Milli Ekonomi Modeli) eserini ve illâki "Hoş Geldin Atatürk" kitabını okumayın, sindirin!
Bizim metal yorgunluğumuz var, bunlara gücümüz ve nefesimiz yetmez, ancak yamalı bir toplumsal düzen (!) için durumu idare ederiz, diyorsanız;
ATATÜRK'ü ağzınıza almayın. O'nu ağızlarında değil, yüreklerinde taşıyanlar görev için hazırdır!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023