Düşürülen helikopterle ilgili şüpheler

Malum, önceki gün saat 14.24'te sınır ihlali yaptığı tespit edilen M-17 tipi bir helikopter Türk F-16'ları tarafından düşürüldü.Bu konuyla alakalı birçok iddialar ortaya atıldı. Kimisi, bu hadisenin, 22 Haziran'da bir Türk F-4 uçağının düşürülmesinin misillemesi olduğunu iddia etti. Kimisi, paraşütle atlayan pilotların muhaliflerce öldürüldüğünü iddia etti.Daha birçok iddialar ortalıkta dolaşıyor. Bütün ihtimalleri düşünerek değerlendirme yapmaya çalışalım.Öncelikle, Suriye Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklaması önemliydi.Açıklamada, helikopterin Lazkiye'de keşif uçuşu yaparken kaybolduğu belirtilirken, bölgedeki muhalifleri izlemekle görevlendirilen helikopterin teknik bir arıza yüzünden Türk hava sahasına girdiği kaydedildi.Uçağın arızalı ve kaybolduğu belirtiliyor. Acaba arızadan dolayı helikopter mecburi bir iniş yapmış ve bu esnada teröristler tarafından ele geçirilmiş ve provokasyon amaçlı olarak kullanılmış olabilir mi?Beni bu düşünceye iten sebep, Suriyeli pilotların neyle karşılaşacağını bile bile böyle bir hava ihlali yapacağı pek aklıma yatmıyor.Helikopterin kaybolması ve arızalı olması böyle bir ihtimali akla getiriyor.Suriye'yi kan gölüne çeviren teröristlerin, uluslar arası toplumdan pek umudu kalmayınca, Türkiye'yi işin içine çekme gayretlerine gireceği gerçeği asla unutulmamalı.Eğer yaşanan helikopter hadisesi böyle değilse bile emin olun ki bu tür provokatif eylemleri mutlaka deneyeceklerdir.Paraşütle atlayan pilotların muhaliflerce öldürüldüğü iddialarına gelince, ajanslara yansıdığı kadarıyla bu da kesin değil. Paraşütle atlayan birileri var, oraya koşan birileri var ve silah sesleri duyulmuş ama bölgeye intikal edenler ne bir pilota rastlamış ne de cesedine?Gayet iyi biliyoruz ki, böyle bir katliam olsaydı, teröristler bunun göstere göstere reklamını yapardı.Diğer ihtimalleri de düşünelim.Diyelim ki, helikopter teknik arızadan dolayı, yanlışlıkla sahamızı ihlal etti.Böyle bir hadisede verilen tepki, asla 22 Haziran'ın bir misillemesi olamaz. Neden mi?Çünkü F-4 keşif uçağımız Türkiye sınırından Suriye'ye giriş yapmadı, İsrail tarafından deniz üzerinden giriş yaptı. Ve benzer üretim oldukları için Suriye radarlarının onu bir İsrail uçağı olarak algılaması gayet doğal. Hatta benzer nedenlerden dolayı Suriye savaş uçakları bile o güzergahtan gelmiyorlar.Suriye helikopteri ise Suriye üzerinden geliyor, sınırımızı 1 dakika ihlal ediyor, uyarılardan sonra tekrar Suriye sınırına dönüyor ve resmi kaynaklarımızın açıklamasına göre, 2 km derinlikte yani Suriye tarafında vuruluyor.  Türkiye, hava sahamızı defalarca ihlal eden, jetlerimizi sürekli taciz eden, it dalaşı yapan Yunan uçaklarına benzer bir uygulamayı bir kere dahi yapmış mıdır?Nedir bu haçlı sevdası, nedir bu Müslüman düşmanlığı?Emekli diplomat Yalım Eralp, "Bana kalırsa helikopter yolunu kaybetmiş. Hiçbir ülke helikopterini kaybetmek istemez. Hava sahaları kolayca ihlal edilebilir. Doğal olmayan kısım Türkiye-Suriye ilişkileri. Doğal olsa helikopter düşürülmezdi" ifadelerini kullanıyor.Yani Türkiye istese bu helikopteri vurmayabilirdi.Ki, bence uluslar arası platformda ABD, Rusya, Fransa, İngiltere gibi ülkelerin Suriye'de barış süreci konusunda ortak bir kanaata vardıkları bir atmosferde bu tarz gerilimler üretmek hiç de akıl karı değil. Türkiye, "Yurtta sulh, cihanda sulh" prensibinin gereği, gerilimin değil, her zaman, her ülkeden fazla barışın tarafı olmalıdır.