Eceline susamış AKP

Hayatı kör sokaklarda, yanlış işlerde geçen, en yakınlarının nasihatlerine kulak asmayıp can yakmaya devam eden kişilerin öldüğünü duyunca milletimiz, 'eceline susamıştı', 'su testisi su yolunda kırılır' deyişleriyle hayıflanarak öte dünyaya uğurlar.Bugünlerde AKP'nin sözümona Yeni Türkiyesi bu akıbete düçar olmuş vaziyette.Hükümet, 2002 Irak işgalinden bu yana Ortadoğu'da aldığı pozisyon gereği kötü işler yaptı. Haçlı Batılı güçlerle ittifak ederek Müslüman komşularına çullandı. Batılı işgal ordularına uç beyliği yaptıkça Batılılar Ortadoğu'yu ateşe verdiler. Cehennem zebanileri gibi örgütler türettiler. Ortadoğu'da AKP'nin elleri ile tutuşturduğu ateş sınırlarımıza dayanmışken, AKP eceline susamış azgın saldırgan edasında, hem de ateşe koşan zavallı kelebek sevinci ile pupa yelken bela mahalline koşmaktadır.AKP'nin bu sarhoş haline bakınca insanın kendi düşen ağlamaz, al belanı buldun işte diyesi geliyor ancak AKP bu bataklığa başta Türk Ordusu olmak üzere milletimizin tamamını sürüklediğinden bunu diyemiyoruz.Bilaloğlanlar gemiciklerini yürütürken millet çocuklarının tabutlar içinde yürüyecekleri gerçeği ile ürperip 'Allah devletimize akıl versin' demek mecburiyetinde hissediyoruz.Öyle bir bataklık ki dost kim düşman kim belli değil? IŞİD mi terörist YPG mi belli değil.Suriye mi dost, Biden güdümündeki Amerika mı belli değil? Askerin düşman algısı ile AKP'nin düşman algısı aynı mı belli değil. ABD ve diğer müttefiklerin yok etmek istediği düşman ile AKP'nin kafaya taktığı düşman aynı değil.AKP'nin IŞİD'den çok Esad'ı hedefleyen duruşu ile ABD'nin IŞİD'le mücadele adı altında Irak ve Suriye'nin Kürt ağırlıklı haritasını çizmeye çalışan çıkarları altında çıkarılan tezkere ile Suriye bataklığına sürülmek istenen Türk ordusunun kim vurduya gitme ihtimali büyük.Erdoğan ile Joe Biden arasındaki tiyatroyla perdelenen, AKP ile HDP arasında sokaklara taşan gerilimli mizansenle gizlenen gerçek apaçık: Türkiye dün Çekiç Güç gafleti ile başlayan Irak'ta Kürt devleti kurma gafletine bugün Suriye'de yeniden düşürülmek isteniyor.Milletçe son birkaç yıldır dejavu yaşıyoruz. Geçmişte yaşadığımız her yanlış birkaç yılda bir sadece yer ve zaman değişerek tekrar ediyor. Merhum Akif'in 'eğer ibret alınsaydı tekerrür eder miydi tarih' isyanını haklı çıkarırcasına tarihi yanlışları işlemeye devam ediyoruz.Bütün gürültü patırtının sebebi Büyük İsrail'i palazlandıracak küçük biraderlerden oluşan Kürt devletçiklerini inşa edip birbirine bağlamak. İsrail, Türkiye gibi ucuz taşeron bulmuşken elini sıcak sudan soğuk suya sokmadan Arzı Mevud'unu inşa ediyor.Yolsuzluk ve hukuksuzlukla sallanan AKP iktidarının Türk ordusunu Suriye bataklığına sokarak ABD nezdinde son kullanma tarihini uzatması, içerde ekonomik krizi unutturması, bu karambolde seçime giderek rehine olayında olduğu gibi 'aman savaştayız, bu bir milli mesele' deyip milleti uyutması anlaşılabilir durum. Ancak Mustafa Kemal Atatürk gibi bir dahinin, dahili ve harici bedhahlara meydan okuyan kurmay zekanın terbiyesinden geçmiş bir ordunun bu ihanete kurbanlık koyun gibi teslim olması normal değil.Suriye'nin vatan toprağının bir taşı çekilince başta Güneydoğumuz olmak üzere Türkiye'nin vatan toprağının üstümüze mezar olacağını hala görmüyor muyuz? Devlet aklı esir alınmış, Türk askeri Amerika'nın bölgesel taşeron askeri pozisyonuna mecbur edilmiş, yönünü kaybetmiş ülkenin yön tayini için Atatürk pusulasına yeniden sarılması, Prof. Dr. Haydar Baş'ın milli duruş ufkuna tutunmasından başka çare yok.Rusya'nın gösterdiği basireti Türk milleti ve de devleti gösteremez, BTP lideri Haydar Baş Hocamızın Bağımsız Türkiye Gemisinden başka sağlam sığınağın kaldığını idrak edemezse yandığımızın resmidir.