Bin bir türlü fitne faaliyetleriyle İslam dünyası üzerinde asırlardır oynanan oyunlar sürekli kan zulüm ve bölünmeyi beraberinde getirmiştir. Yaşana süreç içerisinde Dini bir, dili bir, ırkı bir, milletler dahi bu oyunlardan nasibini almış küçük küçük kabile devletler haline getirilmiştir.
Böylece daha kolay yutulacak lokma, daha kolay etki altına alınabilme konumuna getirilmişlerdir.
Bu devletçiklerin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini gördükçe iştahı kabaran haçlı batılılar, kendi kaynaklarının darlığından kaygılanmış, gittikçe daha zalim ve daha sömürgeci bir hale gelmişler; hak hukuk tanımadan başkalarının mal ve can emniyetini hiçe sayarak onların toprak bütünlüğüne kast etmeye başlamışlardır.
Haçlı batılılar, yıllarca zaten kukla yönetimler tarafından yönettikleri topraklara direk olarak sahip olmak için başlattıkları sözde halk hareketlerini organize etmiş, sahte ve aldatıcı isimler ve yollar kullanarak dünya kamuoyunu dahi aldatmışlardır.
Başlattıkları sözde Arap baharı olaylarına dünya ve bizdeki aymazlar dahi halk hareketi gözüyle bakmış ya da baktırılmıştır.
Bir tek kutlu ve doğru ses Prof. Dr. Haydar Baş, Arap baharı adı altında başlatılan bu hareketlere hemen tepkisini koymuş ve o ülkelerin vatandaşlarını ve bizdeki aymazları uyarmaya çalışmış, hatta iktidar sahiplerine “sakın bu hareketlere taraf olmayın bu bir girdaptır sizi de bizi de onları da yutar.” Diye uyarıda bulunmuştur.
Ama maalesef görmesi gereken ve gerçekleri göremeyen halkların da aldanışı ile kendi vatanlarını yakmış, yıkmış, yönetimlerine karşı gelmiş, kardeş kavgalarına meydan vermişlerdir.
Kendi içinde paramparça olan İslam ülkelerinin yer altı ve yer üstü kaynakları haçlı batılılar ve onların taşeronları tarafından ele geçirilmiş, şimdi o ülkelerde ne mal, ne can, ne de namus emniyeti kalmamıştır.
Libya’dan gelen son haber, İslam ülkelerinde meydana gelen sözde halk hareketlerinin Arap baharı değil Arap bölünmesi için planlandığını meydana çıkartmıştır.
Libya’nın petrol kaynaklarının yoğunlukla bulunduğu Sirenayka bölgesinde milis komutanlardan bir kısmı ve bazı aşiret liderleri özerkliklerini ilan ederek Libya’nın bölünmesine ilk adımı attılar. İç karışıklığın önlenemediği Libya’da bölünme sürecine başka bölgelerin de katılacağı endişesi bulunmaktadır. Ancak artık iş işten geçmiş Libya için güçlü devlet ve güçlü millet kavramı hayalden öte bir şey olmayacaktır.
Dün Irak, bugün Libya, yarın başka İslam ülkelerini aynı akıbet beklemektedir. Bu süreci durduracak ve bu süreci doğru okuyabilecek tek lider; Prof. Dr. Haydar Baş’tır.
Diğerlerinin işi; “ya havanda su dövmek” ya da “birilerinin değirmenine su taşımaktır.”
Böylece daha kolay yutulacak lokma, daha kolay etki altına alınabilme konumuna getirilmişlerdir.
Bu devletçiklerin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini gördükçe iştahı kabaran haçlı batılılar, kendi kaynaklarının darlığından kaygılanmış, gittikçe daha zalim ve daha sömürgeci bir hale gelmişler; hak hukuk tanımadan başkalarının mal ve can emniyetini hiçe sayarak onların toprak bütünlüğüne kast etmeye başlamışlardır.
Haçlı batılılar, yıllarca zaten kukla yönetimler tarafından yönettikleri topraklara direk olarak sahip olmak için başlattıkları sözde halk hareketlerini organize etmiş, sahte ve aldatıcı isimler ve yollar kullanarak dünya kamuoyunu dahi aldatmışlardır.
Başlattıkları sözde Arap baharı olaylarına dünya ve bizdeki aymazlar dahi halk hareketi gözüyle bakmış ya da baktırılmıştır.
Bir tek kutlu ve doğru ses Prof. Dr. Haydar Baş, Arap baharı adı altında başlatılan bu hareketlere hemen tepkisini koymuş ve o ülkelerin vatandaşlarını ve bizdeki aymazları uyarmaya çalışmış, hatta iktidar sahiplerine “sakın bu hareketlere taraf olmayın bu bir girdaptır sizi de bizi de onları da yutar.” Diye uyarıda bulunmuştur.
Ama maalesef görmesi gereken ve gerçekleri göremeyen halkların da aldanışı ile kendi vatanlarını yakmış, yıkmış, yönetimlerine karşı gelmiş, kardeş kavgalarına meydan vermişlerdir.
Kendi içinde paramparça olan İslam ülkelerinin yer altı ve yer üstü kaynakları haçlı batılılar ve onların taşeronları tarafından ele geçirilmiş, şimdi o ülkelerde ne mal, ne can, ne de namus emniyeti kalmamıştır.
Libya’dan gelen son haber, İslam ülkelerinde meydana gelen sözde halk hareketlerinin Arap baharı değil Arap bölünmesi için planlandığını meydana çıkartmıştır.
Libya’nın petrol kaynaklarının yoğunlukla bulunduğu Sirenayka bölgesinde milis komutanlardan bir kısmı ve bazı aşiret liderleri özerkliklerini ilan ederek Libya’nın bölünmesine ilk adımı attılar. İç karışıklığın önlenemediği Libya’da bölünme sürecine başka bölgelerin de katılacağı endişesi bulunmaktadır. Ancak artık iş işten geçmiş Libya için güçlü devlet ve güçlü millet kavramı hayalden öte bir şey olmayacaktır.
Dün Irak, bugün Libya, yarın başka İslam ülkelerini aynı akıbet beklemektedir. Bu süreci durduracak ve bu süreci doğru okuyabilecek tek lider; Prof. Dr. Haydar Baş’tır.
Diğerlerinin işi; “ya havanda su dövmek” ya da “birilerinin değirmenine su taşımaktır.”
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- ‘Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz!’ / 28.03.2024
- İkiyüzlü siyaset kaldığı yerden / 27.03.2024
- Siyaset deccalları / 26.03.2024
- Oyları bölün! / 25.03.2024
- Atatürk’ün her ilkesi önemlidir / 23.03.2024
- Yerelden genele değişimi başlatalım / 22.03.2024
- Sayılı gün çabuk geçer / 21.03.2024
- Atatürk diyor ki! / 20.03.2024
- Haydi, artık karar verin! / 19.03.2024
- Çanakkale geçildi mi, geçilmedi mi? / 18.03.2024
- İkiyüzlü siyaset kaldığı yerden / 27.03.2024
- Siyaset deccalları / 26.03.2024
- Oyları bölün! / 25.03.2024
- Atatürk’ün her ilkesi önemlidir / 23.03.2024
- Yerelden genele değişimi başlatalım / 22.03.2024
- Sayılı gün çabuk geçer / 21.03.2024
- Atatürk diyor ki! / 20.03.2024
- Haydi, artık karar verin! / 19.03.2024
- Çanakkale geçildi mi, geçilmedi mi? / 18.03.2024