Eğitim her çocuk için haktır. Devletler için ise bir yükümlülüktür. Bu yükümlülüğün nasıl yerine getirileceği uluslararası hukuk ile düzenlenmektedir.
Birleşmiş Milletler hukukunda eğitim hakkı, ekonomik, sosyal, kültürel haklar içerisinde yer almaktadır; öncelikle bireyin yetenekleri ve kapasitesini geliştirmesi ile ilgilidir. Ancak eğitim aynı zamanda sosyal bir haktır, toplumla ilgilidir ve aslında bireyin gelişimi üzerindeki etkisi nedeniyle önemli bir ideolojik bir aygıttır. Bu, yapısı itibariyle de otoriter yönetimler açısından çok cazip bir çalışma alanıdır. Herkes toplumun bütün bireylerini kendi meşrebince doğru gördüğü biçime sokmak ister. Ne var ki, bir insanın bir başka insanı, bir devletin bütün vatandaşlarını istediği biçime sokmaya çalışmasındaki etik hatanın varlığı unutulmamalıdır.
Devletlerin eğitim hakkını sağlamaya yönelik yükümlülükleri, hem eğitimin kapsam ve amacına dair hükümler hem de insan hakları ve çocuk haklarının temel ilkeleri ile belirlenir. Türkiye Cumhuriyeti de bütün bu sözleşmelere taraf olduğu için bütün bu söylenenler Türkiye için de geçerlidir. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti için çocuklara yönelik eğitimin amacı şunlar olmalıdır:
Çocuğun kişiliğinin, yeteneklerinin, zihinsel ve bedensel yeteneklerinin mümkün olduğunca geliştirilmesi;
İnsan haklarına ve temel özgürlüklere, Birleşmiş Milletler Antlaşması'nda benimsenen ilkelere saygısının geliştirilmesi;
Çocuğun ana-babasına, kültürel kimliğine, dil ve değerlerine, çocuğun yaşadığı veya geldiği menşe ülkenin ulusal değerlerine ve kendisininkinden farklı uygarlıklara saygısının geliştirilmesi;
Çocuğun anlayışının barış, hoşgörü, cinsiyetler arası eşitlik ve ister etnik, ister ulusal, ister dini gruplardan, isterse yerli halktan olsun, tüm insanlar arasında dostluk ruhuyla, özgür bir toplumda, sorumlulukla yaşamayı üstlenecek şekilde hazırlanması;
Doğal çevreye saygısının geliştirilmesi.
Eğitim, bütün çocuklara fırsat eşitliği temelinde sunulmalı, ilköğretim herkes için zorunlu ve parasız olmalı, meslek eğitimini içerecek biçimde ortaöğretim de parasız hale getirilmeli, her çocuğa yetenekleri doğrultusunda yüksek öğretim yapma olanağı sağlanmalıdır.
Eğitimin kalitesi, fırsat eşitliği temelinde sunulması, erişilebilirlik gibi birçok tartışma konusu yanında eğitimin amacı ve buna bağlı olarak da kapsamına ilişkin tartışmalar biraz geri planda kalmaktadır. Çünkü bu tartışma asıl olarak kendini çocuğun sahibi gibi gören iki kurum olan aile ile devlet arasında geçmektedir.
Özetle, çocuğun neler öğreneceği, nerede öğreneceği, nasıl öğreneceği, onun özellikleri, görüşü doğrultusunda belirlenmelidir. Anne-baba çocuğu, yeteneklerinin gelişmesini sağlama ilkesine uygun biçimde ve haklarına saygılı olmak koşulu ile yönlendirebilir. Devletin yapması gereken ise, ülkesinde yaşayan çocukların özelliklerini, ihtiyaçlarını ve görüşlerini dikkate alarak, eğitim faaliyetlerini planlamak ve yürütmek, bütün çocukların bu eğitim olanağından eşit biçimde yararlanabilmesi için çocuğa gerekli asgari yaşam standardını sağlamak, eğitimi parasız yapmak dahil bütün önlemleri almaktır.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023