Din dersi kitaplarındaki fecaati yorumlayan BTP Genel Başkanı Haydar Baş, "İktidardan beklenen çocuklarımıza din dersinin milletin adetine, örfüne, geleneğine uygun olarak öğretilmesidir" dedi
l Millet ne bekliyordu, ne oldu!
BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, mevcut siyasi kadro iktidar olduğu zaman herkes, bunların manevi değerlere ehemmiyet verdiği anlayışıyla en azından nesillerimiz bozulmayacak, verecekleri bilgilerle milletimiz geçmişiyle köprü kurarak adeta bir dirilme dönemine girecek diye beklerken milletin ters köşeye yatırıldığını, milletle alakası olmayan çok yeni bir mantalite ile icraatlar içine girildiğini, Avrupalı olmak adına ne olduğu belli olmayan bir kimlik ortaya konmaya çalışıldığını söyledi.
Mevcut iktidarın, eğitim-öğretim politikasında ortaya koyduğu uygulama fecaatlerine dikkat çeken BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, özellikle din dersi eğitim-öğretimindeki affedilmez hatalara dikkat çekerek, gaflet, dalalet, hatta ihanet sayılabilecek bu hatalardan bir an önce dönülmesi uyarısında bulundu.
Din dersi kitabındaki fecaat
Şimdiye kadar benzerine rastlanmadık şekilde Cenab-ı Peygamber Efendimiz'in minyatür resimlerinin yer aldığı din dersi kitaplarının derhal toplatılması gerektiğini söyleyen BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle konuştu: "Din dersi kitaplarına Cenab-ı Peygamber Efendimiz'in minyatür resimlerini koymuşlar. Ortada yüz yok. Sen kimi tarif ediyorsun, anlatıyorsun? Farkında mısın? O Muhammed ki Allah onun hakkında 'Sen olmasaydın bu âlemi yaratmazdım' buyuruyor. 'Ben seni âlemlere rahmet olarak gönderdim' buyuruyor. Âyette, 'Allah ve melekleri Muhammed'ine sâlât ve selam okur. Ey iman edenler siz de ona sâlât ve selam edin' buyuruyor. Yani 'saygı duyun, selam verin' buyuruyor. O peygamber, bu derece Cenab-ı Allah'ın sevdiği ve saygı duyduğu bir insan. Böyle bir insanı sen kendi kafanda öyle bir yere oturtuyorsun ki zaten çocuğa din dersi adında verdiğin bilgiler hiç bir şey olmadığı için çocuğun kafasında öyle bir Muhammed hâsıl olur ki izahı mümkün olmaz. Sayın Bakanın bundan haberi yokmuş. Talim Terbiye'nin, Bakanın, milletvekilinin haberi yok. Peki siz kimin sorumlususunuz? Siz mükellefsiniz. 'Benim haberim yok' demek kurtarmaz. Sayın Bakanın derhal bu kitapları eğitim ve öğretimden kaldırması, milletin adetine, örfüne, geleneğine uygun bir stille milletin çocuklarına dinini öğretmesi lazımdır."
Uygulamasız din
dersi eğitimi olmaz
Mevcut siyasi kadro iktidar olduğu zaman herkes, bunların manevi değerlere ehemmiyet verdiği anlayışıyla en azından nesillerimiz bozulmayacak, verecekleri bilgilerle milletimiz geçmişiyle köprü kurarak adeta bir dirilme dönemine girecek diye beklerken milletin ters köşeye yatırıldığına, milletle alakası olmayan çok yeni bir mantalite ile icraatlar içine girildiğine, Avrupalı olmak adına ne olduğu belli olmayan bir kimlik ortaya konmaya çalışıldığına işaret eden BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Ben de öğretmenlik yaptım. Trabzon Lisesi'nde iken çocuklar gusül abdestini bilmiyorlardı. Hayret ettim. Burada Milli eğitimin kabahati yoktu. Öğretilmemişti. Ben o tarihte hem gusül abdestini, hem Yasin suresini, Haşir suresinin son ayetlerini, imamlık, müezzinlik nasıl yapılır, öğrettim. Bir engelle karşılaşmadım. Çocuklar da bayram havasında öğreniyorlardı. Biz o lisede 70-80 m2'lik bir mescit yaptık. Orada uygulamalı din dersi verdim. Sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsı, bayram, cenaze namazları nasıl kılınır, hepsini öğrettik. Sağ dönemde de, sol dönemde de hocalık yaptım. Hiç bir dönemde engelle karşılaşmadım. O günkü siyasilerden Allah razı olsun. Şimdiye geliyoruz; 'uygulama olamaz' deniliyor. Niçin olamaz? Modern eğitimde uygulama şarttır. Din dersinin uygulaması ise surelerin ezberlenmesi, yapacağı ibadetin uygulanmasıdır. Nasıl yapılacağının ona gösterilmesidir. Bu olmadıktan sonra o eğitim eğitim değildir."
Ne yapılmak isteniyor?
"Şimdiki din dersleri kitaplarını aldım, inceledim. Bugüne kadar böyle kitap yazılmadı. Burada çok farklı bir niyet ve maksat görülüyor. Musevilik, İsevilik, İslam öğretiliyormuş, çocuğun da takdirine bırakılıyormuş. Sayın Bakan'a, sayın kadroya soruyorum: Siz hangi milleti öne çıkartmaya çalışıyorsunuz? Bunları kime öğretiyorsunuz? Bunlar Ay'dan gelmedi. Yerden bitmedi. Bunların adı Müslüman Türk. İstisnalar elbette olur. Ona da kendi dinini öğret. Zaten bu seçmelidir. Çocuk kendi dinini seçer onu da öğretirsin. Bu hatalar affedilemez hatalardır. Bu hatalardan acilen dönülmesi şarttır."
Eğitim böyle olur
Konu den dersi eğitimi olunca din dersinde eğitimin bu milletin inançları istikametinde çocuğu eğitmek, o kurallar dahilinde insanı milletin menfaatine kazanmak olduğunu söyleyen BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, şunları ifade etti: "Önce çocuğa bir kimlik vereceksin. Müslüman bir Türk kimliği vereceksin. O delikanlı, o hanımefendi ortaya çıktıktan sonra eğitim ikinci vazifesine başlayacak. Farklı derslerle ona bilgi elbiseleri giydirecek. Onu fizikçi, kimyacı, biyolojici, doktor, hakim yapacak. O sıfatlar, o kimliğe binecek. İşte o zaman orası muazzam bir Türk toplumu olur. Yoksa sıkıştığın zaman hatırına Türklük gelir de bu 5-6 gün sürerse bunun adı hiç bir şey olmaz. Tükürdüğünü sana yalatırlarsa bunun adı hiç bir şey olmaz. Temelli ve köklü kalacak o kişilik kazanıldığı zaman o ne tükürür, ne de tükürdüğü zaman yalar. Bu karakteri kazandırmaktır eğitimin gayesi. O insan, yarının Başbakanı, Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı, çöpçü, hamal, bakkal, hoca, hacı ama Türk toplumunun bir bireyidir. Eğitim bu ideal insanı yetiştirecek. Hamalına baktığın zaman seni mest edecek. Çöpçüsüne baktığın zaman 'aman bu ne medeniyet' dedirtecek. Herkesin birbirini koruduğu, birbirine destek olduğu, biri diğerinin ayağının altını oymadığı bir yapı olacak. Toplumun kurumları bir vücut anatomisindeki organlar gibi bir araya gelmesi gibi olacak. 'Ben filan medeniyetle olacağım' diye kendi medeniyetini yok edemezsin. Rahmetli Akif'in, 'Alınız ilmini Garp'ın alınız san'atını / Veriniz hem de mesainize son sür'atini' dediği gibi bizim Batı dünyasından alacağımız, varsa ilmi, varsa sanatıdır. Yoksa çiğneyip, posasını çöp tenekesine attığı örfünden, adetinden bize bir hayır gelmez. Böyle üstün bir kimliği, Türk milletini yarınlara taşıyacak benliği bu millete hediye etmek aslında büyük bir şereftir. Biz sayın siyasetin böyle bir nasibe ermesini tavsiye ediyoruz."
l Millet ne bekliyordu, ne oldu!
BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, mevcut siyasi kadro iktidar olduğu zaman herkes, bunların manevi değerlere ehemmiyet verdiği anlayışıyla en azından nesillerimiz bozulmayacak, verecekleri bilgilerle milletimiz geçmişiyle köprü kurarak adeta bir dirilme dönemine girecek diye beklerken milletin ters köşeye yatırıldığını, milletle alakası olmayan çok yeni bir mantalite ile icraatlar içine girildiğini, Avrupalı olmak adına ne olduğu belli olmayan bir kimlik ortaya konmaya çalışıldığını söyledi.
Mevcut iktidarın, eğitim-öğretim politikasında ortaya koyduğu uygulama fecaatlerine dikkat çeken BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, özellikle din dersi eğitim-öğretimindeki affedilmez hatalara dikkat çekerek, gaflet, dalalet, hatta ihanet sayılabilecek bu hatalardan bir an önce dönülmesi uyarısında bulundu.
Din dersi kitabındaki fecaat
Şimdiye kadar benzerine rastlanmadık şekilde Cenab-ı Peygamber Efendimiz'in minyatür resimlerinin yer aldığı din dersi kitaplarının derhal toplatılması gerektiğini söyleyen BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle konuştu: "Din dersi kitaplarına Cenab-ı Peygamber Efendimiz'in minyatür resimlerini koymuşlar. Ortada yüz yok. Sen kimi tarif ediyorsun, anlatıyorsun? Farkında mısın? O Muhammed ki Allah onun hakkında 'Sen olmasaydın bu âlemi yaratmazdım' buyuruyor. 'Ben seni âlemlere rahmet olarak gönderdim' buyuruyor. Âyette, 'Allah ve melekleri Muhammed'ine sâlât ve selam okur. Ey iman edenler siz de ona sâlât ve selam edin' buyuruyor. Yani 'saygı duyun, selam verin' buyuruyor. O peygamber, bu derece Cenab-ı Allah'ın sevdiği ve saygı duyduğu bir insan. Böyle bir insanı sen kendi kafanda öyle bir yere oturtuyorsun ki zaten çocuğa din dersi adında verdiğin bilgiler hiç bir şey olmadığı için çocuğun kafasında öyle bir Muhammed hâsıl olur ki izahı mümkün olmaz. Sayın Bakanın bundan haberi yokmuş. Talim Terbiye'nin, Bakanın, milletvekilinin haberi yok. Peki siz kimin sorumlususunuz? Siz mükellefsiniz. 'Benim haberim yok' demek kurtarmaz. Sayın Bakanın derhal bu kitapları eğitim ve öğretimden kaldırması, milletin adetine, örfüne, geleneğine uygun bir stille milletin çocuklarına dinini öğretmesi lazımdır."
Uygulamasız din
dersi eğitimi olmaz
Mevcut siyasi kadro iktidar olduğu zaman herkes, bunların manevi değerlere ehemmiyet verdiği anlayışıyla en azından nesillerimiz bozulmayacak, verecekleri bilgilerle milletimiz geçmişiyle köprü kurarak adeta bir dirilme dönemine girecek diye beklerken milletin ters köşeye yatırıldığına, milletle alakası olmayan çok yeni bir mantalite ile icraatlar içine girildiğine, Avrupalı olmak adına ne olduğu belli olmayan bir kimlik ortaya konmaya çalışıldığına işaret eden BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Ben de öğretmenlik yaptım. Trabzon Lisesi'nde iken çocuklar gusül abdestini bilmiyorlardı. Hayret ettim. Burada Milli eğitimin kabahati yoktu. Öğretilmemişti. Ben o tarihte hem gusül abdestini, hem Yasin suresini, Haşir suresinin son ayetlerini, imamlık, müezzinlik nasıl yapılır, öğrettim. Bir engelle karşılaşmadım. Çocuklar da bayram havasında öğreniyorlardı. Biz o lisede 70-80 m2'lik bir mescit yaptık. Orada uygulamalı din dersi verdim. Sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsı, bayram, cenaze namazları nasıl kılınır, hepsini öğrettik. Sağ dönemde de, sol dönemde de hocalık yaptım. Hiç bir dönemde engelle karşılaşmadım. O günkü siyasilerden Allah razı olsun. Şimdiye geliyoruz; 'uygulama olamaz' deniliyor. Niçin olamaz? Modern eğitimde uygulama şarttır. Din dersinin uygulaması ise surelerin ezberlenmesi, yapacağı ibadetin uygulanmasıdır. Nasıl yapılacağının ona gösterilmesidir. Bu olmadıktan sonra o eğitim eğitim değildir."
Ne yapılmak isteniyor?
"Şimdiki din dersleri kitaplarını aldım, inceledim. Bugüne kadar böyle kitap yazılmadı. Burada çok farklı bir niyet ve maksat görülüyor. Musevilik, İsevilik, İslam öğretiliyormuş, çocuğun da takdirine bırakılıyormuş. Sayın Bakan'a, sayın kadroya soruyorum: Siz hangi milleti öne çıkartmaya çalışıyorsunuz? Bunları kime öğretiyorsunuz? Bunlar Ay'dan gelmedi. Yerden bitmedi. Bunların adı Müslüman Türk. İstisnalar elbette olur. Ona da kendi dinini öğret. Zaten bu seçmelidir. Çocuk kendi dinini seçer onu da öğretirsin. Bu hatalar affedilemez hatalardır. Bu hatalardan acilen dönülmesi şarttır."
Eğitim böyle olur
Konu den dersi eğitimi olunca din dersinde eğitimin bu milletin inançları istikametinde çocuğu eğitmek, o kurallar dahilinde insanı milletin menfaatine kazanmak olduğunu söyleyen BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, şunları ifade etti: "Önce çocuğa bir kimlik vereceksin. Müslüman bir Türk kimliği vereceksin. O delikanlı, o hanımefendi ortaya çıktıktan sonra eğitim ikinci vazifesine başlayacak. Farklı derslerle ona bilgi elbiseleri giydirecek. Onu fizikçi, kimyacı, biyolojici, doktor, hakim yapacak. O sıfatlar, o kimliğe binecek. İşte o zaman orası muazzam bir Türk toplumu olur. Yoksa sıkıştığın zaman hatırına Türklük gelir de bu 5-6 gün sürerse bunun adı hiç bir şey olmaz. Tükürdüğünü sana yalatırlarsa bunun adı hiç bir şey olmaz. Temelli ve köklü kalacak o kişilik kazanıldığı zaman o ne tükürür, ne de tükürdüğü zaman yalar. Bu karakteri kazandırmaktır eğitimin gayesi. O insan, yarının Başbakanı, Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı, çöpçü, hamal, bakkal, hoca, hacı ama Türk toplumunun bir bireyidir. Eğitim bu ideal insanı yetiştirecek. Hamalına baktığın zaman seni mest edecek. Çöpçüsüne baktığın zaman 'aman bu ne medeniyet' dedirtecek. Herkesin birbirini koruduğu, birbirine destek olduğu, biri diğerinin ayağının altını oymadığı bir yapı olacak. Toplumun kurumları bir vücut anatomisindeki organlar gibi bir araya gelmesi gibi olacak. 'Ben filan medeniyetle olacağım' diye kendi medeniyetini yok edemezsin. Rahmetli Akif'in, 'Alınız ilmini Garp'ın alınız san'atını / Veriniz hem de mesainize son sür'atini' dediği gibi bizim Batı dünyasından alacağımız, varsa ilmi, varsa sanatıdır. Yoksa çiğneyip, posasını çöp tenekesine attığı örfünden, adetinden bize bir hayır gelmez. Böyle üstün bir kimliği, Türk milletini yarınlara taşıyacak benliği bu millete hediye etmek aslında büyük bir şereftir. Biz sayın siyasetin böyle bir nasibe ermesini tavsiye ediyoruz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.