Doğru sözü kim söylerse söylesin, doğru söz alınır, kabına bakılmaz. Biz de öyle yapacağız ve Rus kökenli Yahudi yazar İsrael A. Shamir'in, "Türkiye ve Dünyada Yarın" dergisinde yazdığı, "Ey Osmanlı Geri Dön" başlıklı makalesinden bazı kısımları nakledeceğiz. Shamir şöyle diyor: "Eğer Osmanlı yaşasaydı, ne Yahudi Devleti denen canavar, ne de tecrit duvarı ardına sürülen milyonlarca toprağın yerlisi, aynı derecede ezilmiş ve gecekondulara doldurulmuş göçmen işçiler ve karşılarında malikaneler içinde birkaç zengin Yahudi olmayacaktı. Aynı şekilde çaresiz bir Irak'a ABD saldırısı ve sonuçta yüzbinlerce ölü ve acı hiç olmayacaktı, çünkü Irak güçlü imparatorluğun parçası olacaktı". Osmanlı'nın, zehirli ulusçuluk meyvesini, lafazan Batılı üstadlarından alan, toy yerel elitler yüzünden yıkıldığını vurgulayan Yahudi yazar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kopan ülkelerin hiçbiri başarılı bir devlet kuramadı ve Batılı yırtıcılar, giderek daha ve daha da küçük gruplar arasına kavga ekmeye devem ettiler. Şimdi Türkiye ve Irak'taki Kürt hadiselerinde görüldüğü gibi". Yahudi yazarın AB ile ilgi tespitleri de şöyle: " Kimi Türk liderler AB'ye girmek hülyalarıyla kendilerini avuturken, belki de artık Osmanlı'yı geri getirmeyi düşünmeye başlamamızın tam sırası". Gerçekten, dünyanın ve özellikle de Ortadoğu'nun huzuru, Türkiye'nin, Osmanlı'nın boşluğunu doldurmasına bağlıdır. Türkiye'yi idare edenlere sorarsanız, Osmanlı'nın dış politikasını uygulamak, başı belaya sokmaktır. Halbuki gerçek tam bunun tersidir. Türkiye, tarihi rolünü oynamadığı için, komşularının iştihasını artırmaktadır. Komşularımıza bakınız, hiçbir dönemde büyük olmadıkları halde, büyüklükten söz ediyorlar. Örnek, Yunanistan, Ermenistan ve İsrail. Türkiye, kendine düşen görevi yapmayınca, bu devletler, cesaret buluyor ve toprağımıza göz dikiyorlar. Türkiye küçülmeden, onlar büyüyemeyeceğine göre, demek ki, hedeflerinde Türkiye'yi bölmek ve parçalamak var. Peki, Türkiye tarihi rolüne dönerse ne olur? Bu devletlerin hepsi siner, kendi kabuğuna çekilir.Eğri durup doğru konuşan Yahudi yazar, aynı dergide Irak işgali arifesinde de önemli değerlendirmelerde bulunmuş ve şöyle demişti: "Şimdi Irak, ardından Suriye, İran, Suudi Arabistan ve Afrika'dan Pakistan'a uzanan bütün bölge işgal edilecektir". İngiliz Guardian gazetesi, Shamir'i doğruladı ve şu haberi verdi: "ABD Başkanı George Bush, Irak işgalinden önce Irak'la sınırlı kalmayacağını İngiltere Başbakanı Tony Blair'e bildirmişti". Bush, bu niyetinden vazgeçti mi? Tabii ki hayır. Irak'ta beklemediği bir direnişle karşılaşınca, plânını şimdilik erteledi. Yahudi yazar, korkunç plânı şöyle açıklıyor: "Bu plân yıllar önce General Şaron tarafından hazırlandı. Richard Perle ve Douglas Feith tarafından gözden geçirildi. ABD politikasını yürüten bu kişiler, Kudüs'teki El-Aksa Camii'nin alınmasını ve Harem-i Şerif'in altın kubbesinin yıkılmasını istiyorlar". Nitekim, Cumhuriyetçi partiden Amerikan Kongresi üyesi Tom Tacerodi de, bu görüşü seslendirdi. ABD Başkanı Bush'a, "ABD'ye yönelik her hangi bir terör saldırısına cevap olarak Kâbe'nin yıkılmasını" teklif etti. Shamir, tüyler ürperten bu ifşaatlarına şunu da ilâve etti: "Tüm bu olanlar ve olacaklar Türkiye'nin göz yumması ile, onun 'İslâmcı' hükümetinin göz yumması ile icra edilecektir". İşte burası çok mühim. AKP hükümeti, ABD'nin şer plânlarına göz yummakla kalmadı, daha da ileri gitti. Tezkerenin reddine rağmen, ABD'nin taleplerinin hepsini karşıladı. AKP hükümeti, bu korkunç, bu vahim plânı, duymazdan, bilmezden ve görmezden geliyor. Gündeme hep başka şeyleri taşıyor ve kamuoyunu meşgul ediyor. Mesela, ne yapıyor? Başbakanın kendi ağzından dinleyelim: "Dünyanın tüm girişimcileriyle görüşürüm. Bakan arkadaşlarıma da her yerde görüşmelerini tavsiye ederim. Çünkü ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim". Evet, Başbakan pazarlıyor, alıcılar kapışıyor, konuşması gerekenler susuyor, millet feryat ediyor. Kısacası, manzara çok kötü. Ama biz yine de ümitliyiz. Çünkü milletin içerisinde Molla Kasımlar hâlâ mevcut.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018