Ehli kitap kime karşı birleşiyor?

Geçtiğimiz hafta Cuma günkü yazımda değindiğim Vatikan'ın açıklaması çok taşları yerinden oynatacak gibi. Vatikan'ın Bologna Başpiskoposu Kardinal Carlo Caffara'nın "İslam'la dinler arası diyalog yapılamaz" açıklamasının içeriğinde pek çok mesaj verilmekte. Dünkü yazımda ayrıntısına girmediğim bugüne bıraktığım Kardinal Caffara'nın önemli bazı cümlelerini irdeleyelim.Caffara der ki;"İslam ile ancak insani yaşam, akıl meselesi, yaşam anlayışı ve eğitim gibi konular etrafında konuşabiliriz. Ama Hıristiyan olarak İsrail ile olan bağlarım, diğer dinlerle kurabileceğim ilişkiyle hiçbir suretle kıyaslanamaz. Hıristiyanlık dinsel açıdan sadece Yahudilikle sıkı bir bağ içerisindedir. Bence, Yahudi olmadan Hıristiyan olunamayacağı gerçeği her geçen gün daha net biçimde ortaya çıkıyor. Gerçek anlamda dinler arası diyalog da sadece Yahudilikle mümkün olabilir. Zira ben bir Hıristiyan olarak manevi anlamda İsrail soyundanım. Aziz Pavlus da, bizlerin Yahudi olmamakla birlikte, manen İbrahim'in oğulları olduğumuzu söylemektedir."Papa'nın İstanbul ziyaretiyle aziz kemiklerinin Patrikhane'ye iade edilmesiyle başlayan süreç çok önemli bir sonuca varıyordu ve 1000 yıldır ayrılık içerisinde olan Hıristiyanlar, tekrar ve yine Türklere karşı beraberliğe adım atıyorlardı.Bu sefer geçmişte olduğundan farklı olarak Yahudiliğe de mavi boncuk dağıtıyor, Hıristiyan âlemi. İslam âlemi karşısında Ortodoks-Katolik-Yahudi ittifakını bulacak bu günden sonra. Bugüne kadar ayrı değillerdi bu dünya. Hele İslam âlemi söz konusu olduğunda aynı noktada buluşuyorlardı. O zaman bu açıklamalar ne için yapılıyor?Bu soruya şu cevabı verebiliriz.Bugüne kadar İslam dünyası karşısında birlikte hareket etmiş olan Batı artık tepedeki yöneticiler arasında sağladığı beraberliğin geniş halk kitlelerine de mal edilmesini istiyor. Avrupalı ya da Amerikalı sıradan insan da Vatikan'daki kardinal gibi düşünsün, İslam'a ve Müslümanlara aynı gözle baksın, Müslümanların peygamberini ve İslam'a ait her şeyi Papa'nın gözüyle değerlendirsin isteniyor.Bu amaç için atılan adımlar neticesini vermiştir ki, Batı dünyasında geçmişe nazaran çok daha fazla İslam karşıtlığı vardır ve her geçen gün bu karşıtlık şiddetlenmektedir.Batı insanı maksatlı bir şekilde bir amaca doğru yönlendiriliyor. Batı kendini gücünü doruğunda görürken İslam dünyasını ise önemli kaynakların üzerinde oturan zayıf ve güçsüz topluluklar olarak görmekte. Bu zihniyette olan Batı İslam dünyasının üzerine topyekûn çullanmamak için kendine hâkim olmakta hayli zorlanmaktadır. Ama geçmişte karşılaştığı direnişler ve tattığı yenilgilerden ders almış olmalı ki, yoğurdu üfleyerek yeme cihetine gitmektedir. Emin olmadan hiçbir adım atmamakta ve işini kesinlikle şansa bırakmamaktadır.Batı dünyası Haçlı seferlerine hazırlanmaktadır. Bu Haçlı seferleri eskisinden çok daha güçlü ve çok daha şiddetli olacaktır. Zaten bu Haçlı seferlerinin aslında uzun zamandır devam ettiğini savunanların sayısı da hiç de az değildir.İslam dünyası ise darmadağın ve birlik olmaktan çok uzak bir noktada bulunmaktadır. Batı dünyasına asıl cesaret veren şey de İslam dünyasının bu darmadağın halidir.Batının sağlanamayacağına inandığı birlikteliği ancak Türk milleti sağlayabilecektir. Ama önce Türk milleti ayağa kalmalı ve zincirlerinden kurtulmayı bilmeli?