Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, asgari ücrete ilişkin soru üzerine ekonomik verilerin iyi gittiğini ifade ederek, "Aralık ayındaki düşüncemiz ne ise aynı şekilde devam ediyor. Enflasyonla ilgili verilerimiz oldukça güzel geliyor. Hiç bir ara zam gündemimizde yok" cevabını verdi.
O zaman Çalışma Bakanımıza sormamız lazım…
Madem ekonomi çok iyi, neden vergi oranları bu kadar yüksek?
Mademki ekonomi çok iyi, akaryakıt fiyatları neden el yakıyor?
İddia ettiğiniz gibi ekonomi iyi olsaydı asgari ücrete zam yapılması gerekmiyor muydu?
Asgari ücretli resmen sefilleri oynarken ekonomi nasıl iyi olabilir?
Sayın Bakan, dediğiniz doğruysa bu daha büyük bir vahameti ifade etmiyor mu?
Hem ekonomi iyi diyeceksiniz hem de asgari ücretliye zam yapmayacaksınız! Bu en hafif ifadesi ile vicdansızlık değil mi?
Asgari ücrete ve emeklilere zam yapılmamasının temel sebebi hükümetin IMF sıkı para politikaları çerçevesinde krizin sorumlusu olarak bu kesimleri görmesinden kaynaklanmaktadır.
Bu görüşe göre eğer asgari ücretliye ve emekliye zam yapılmazsa ekonomi çok iyi olacak demektir!
Sayın Işıkhan bu yanlış düşünceden yola çıkmış olacak ki, asgari ücrete zam yapmamanın ekonomiyi düze çıkaracağına kendini iyice inandırmış. Fakat buradan Sayın Bakanımıza kötü bir haber vermek istiyorum.
Asgari ücretliye zam yapmamak ekonomiyi daha da iyi yapmaz, daha da batırır.
Ücret-fiyat sarmalı saçmalığından vazgeçip bir an önce ihtiyaç sahibi olan ve yaklaşan Kurban Bayramı'nda bırakınız kurban kesmeyi et yemekten bile mahrum kalan bu kesimleri rahatlatın.
Türkiye'nin en büyük sorunlarından bir tanesi gelir düzeylerindeki inanılmaz farklardır.
Zenginin çok daha zenginleşmesine karşın fakirin çok daha fazla fakirleşmesi ekonominin köküne kibrit suyu dökmektir.
Bırakınız bu liberalizm IMF karışımı sakat düşünceleri de Milli Ekonomi Modeli'ne lütfen bir göz atın.
Milli Ekonomi Modeli, tüketimin kaynak olduğunu her platformda ispat eden yegâne modeldir.
Milli Ekonomi Modeli'ni okuduğunuzda asgari ücreti yoksulluk sınırın üstüne çıkarmanın ve emeklilere geçinebildikleri maaşları ödemenin ekonomiyi batırmak bir tarafa sistemin bir gereği olduğunu kolaylıkla anlayacaksınız.
Milli Ekonomi Modeli'ne göre tüketim bir kaynaktır.
Tüketim çılgınlığı ile tüketimin kaynak olması arasında hiçbir ilişki yoktur.
Tüketim çılgınlığı, kapitalizmin gelir dağılımını en üst tabakanın lehine doğru devamlı bozduğu toplumlarda olur.
Bu toplumlarda tüketim öyle bir hale gelmiştir ki, bir tarafta dünyanın en lüks arabaları kapış kapış satılırken diğer tarafta insanlar çöpten yiyecek ararlar.
İşte bu toplum, tüketim çılgınlığının temsil edildiği çirkin tabloları yaşatmakta oldukça cömerttir.
Tüketimin kaynak olduğu ekonomilerde ise bir denge söz konusu olup aşırılıkları yaşamayan, itidalde barış ve güvenlik içerisinde yaşam süren mutlu insanları görürsünüz.
Profesör Doktor Haydar Baş'ın üretmiş olduğu kavramlar bile liberalizmin, kapitalizmin ve IMF'nin reddedildiği ve kendi jargonu ile konuştuğu bir ekonomi modelinin yapı taşlarıdır
Her çağ kendi üstadını okuduğu gibi her üstat da kendi kavramları ile konuşur.
- İç cephe nasıl tahkim edilir? / 04.11.2024
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024