İktisatta, ihtiyaçlar sıralamasında güvenlik ihtiyacı ilk sırada yer alır.Diğer ihtiyaçların sıralamada ki yerleri, konuyu inceleyen bilim adamlarına göre bazen farklılık arz etse de, güvenliğin ilk sırada yer alması gerektiği hususunda tam bir fikir birliği vardır.Yeme, içme, giyinme, barınma, eğlenme, bir topluma aidiyet hissetme gibi ihtiyaçların gerçekleşmesi için can güvenliğinin mevcut olması şarttır.Buna bir örnek vermek gerekirse, düşman askerleri su kuyusunun başındayken, onları o sırada bertaraf edemeyecek her kişi yada topluluk suyu almak için gitmelerini bekleyecektir.Devlet fikrinin oluşmasının altyapısını, daha kalabalık, daha güçlü insanlara yada insan topluluklarına karşı diğerlerinin, güvenliklerini maksimize etme güdüsü oluşturmuştur.Gerçekleştirilen her organizasyon, diğer topluluklarda, buna karşı daha iyisini vücuda getirme gereği olarak algılanmış, beylikler, feodal devletler, imparatorluklar biçiminde tarihteki yerini almıştır.Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan'ın AB ile ilişkilerde baş müzakereci olarak seçilmesini, yukarıdaki ihtiyaçlar sıralamasına aykırı bir bilinçaltının seçimi olduğu perspektifinden ele almak istiyorum.Günümüzde, güvenlik üreten en güçlü kurum olan yapılar devletler ve bu devletlerin zaman zaman bir araya gelerek meydana getirdikleri birliklerdir.Devletlerin güvenlik üretebilmeleri için kullandıkları dal ise siyasettir.AKP Hükümeti Ali Babacan tercihiyle aslında, sayın Başbakan'ın daha önce belirtmiş olduğu "Biz bir medeniyet tercihi yaptık" tespitinin fiyatının pazarlığını yapacağını itiraf etmiş oldu.Sayın Babacan'ın iki yıl önce Yaşar Yakış'la birlikte gittiği ve fırçalandığı ABD temaslarında ki müzakere gücü, IMF programlarını, en ufak bir itiraz dahi göstermeden, tatlı kaşığıyla millete yedirmesi önümüzde ki günlerde ne gibi tavizlerin hangi kolaylıklarla verilebileceği konusunda herkese bir fikir vermeli.Bir ekonomi bakanının kendi başarısının ölçüsü sayılan, IMF'nin ev ödevi rakamlarını tutturabilmek için, yetkisi ve hakkı olmadığı halde siyasi dayatmaları kabul etmeleri için hükümetini, kamuoyunun gözü önünde nasıl sıkıştırdığını "Kemel Derviş döneminden acı hatıralar" romanından hatırlıyoruz.AKP Hükümeti'nin bu seçiminin vehamet derecesi ancak bu açıdan anlaşılabilir.Ali Babacan'ın baş müzakereci olarak seçilmesine en çok sevinen şüphesiz AB olmuştur.Bunun sebebi, direnme gösterilebilecek noktalarda, yapılacak ince ekonomik tehditleri en çabuk anlayacak ve bu tehditlerden en çok korkacak kişinin Türk Ekonomisi'nin nasıl bir sığ ve kırılgan yapıya sahip olduğunu bilen ve alternatif bir plana sahip olmadığı için direnme gücü sıfıra yakın olacak birinin seçilmiş olmasıdır.Müzekereler sırasında, "sıcak paranız fazla geldi galiba" türünden dokundurmaları şimdiden görür gibiyim.AB bir siyasi tercihken, Ali Babacan'ın bu göreve uygun görülmesine, "AB ile müzakere edilecek hususların çoğu ekonomik meseledir" diyerek izah getirenlere sorulacak soru ise, Baş Müzakereci Ali Babacan'ın, Türkiye'nin güvenliğini ilgilendiren, Kıbrıs, Sur içi Ortodoks devleti, Ege, Güneydoğu'yu ayrıştırma çabaları v.b. hususlarda bir ekonomik kaos tehdidini göğsünde söndürüp söndüremeyeceğidir.Özetle deriz ki, Türkiye'nin şu anda yaşadığı sorunların en az yarısının sebebi olan AB ilişkilerinde ipler görevi icabı en tehlikeli makama verilmiştir.Yarın borç isteyeceği birisiyle kim bugün sıkı bir pazarlık yapabilir? Tabi ki böyle bir hata, rotasını batı olarak belirlemiş, medeniyet tercihini müthiş bir dönüşümle iki buçuk yılda defalarca ispat etmiş bir hükümet için devede kulak bile değil.Bu sebeple, bu hatanın da düzeltileceğine ihtimal vermiyorum.
KONU / Serdar PEKER
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012