Ekonomide büyüyoruz, enflasyon düşüyor, halk niye fakir?

04.09.2025 00:00:00

Murat Çabas
mcabas @ yenimesaj.com.tr

Hükümete bağlı kurumların istatistik verilerine ve hükümet yetkililerinin açıklamalarına bakıldığında Türkiye ekonomisi gayet güzel, işler tıkırında, vatandaş bolluk ve bereket içinde, hiçbir sıkıntı yok(!)

Ama işçiye, emekliye, memura, esnafa, sanayiciye, tarım köylüsüne, yaşlıya gence, kadına erkeğe mikrofon uzattığınızda, ekonomik durumlarının düne göre son derece kötü olduğundan bahsedip, şikayetlerini bir bir sıralıyorlar.

Hani bayramlar için deniyor ya "Ah o eski bayramlar" diye, vatandaşlar ekonomik anlamda da aynen "Ah o eski günler" diyor.

Hükümet mi başka ülkeden bahsediyor, vatandaşlar mı başka ülkenin vatandaşları belli değil. Aynı ülke; yukarıdan farklı, aşağıdan farklı anlatılıyor.

TÜİK, ağustos ayı enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre, enflasyon aylık yüzde 2,04, yıllık yüzde 32,95 olmuş. Eskiden enflasyon fiyatlardaki artış olarak tanımlanırdı, AKP hükümetleri dönemlerinde fiyatlar artıyor ama enflasyon fiyat artışları kadar artmıyor. Akademisyenlerin oluşturduğu ENAG ise, aylık enflasyonu yüzde 3,23, yıllık enflasyonu yüzde 65,49 olarak açıkladı.

Vatandaşlar artan fiyatlardan dolayı marketleri ve pazarları da müze gezer gibi gezer oldu, sadece seyredip iç geçiriyor, resmi enflasyon oranında artan gelirle artık en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz duruma geldi.

Ama ekonomi yönetimi tablodan gayet memnun.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dezenflasyon sürecinin kesintisiz sürdüğüne işaret ederek, ağustosta yıllık enflasyonun geçen yılın mayıs ayına göre 42,5 puan gerileyerek yüzde 33'ün altına indiğini belirtti.

Şimşek, zirai don ve kuraklığın da etkisiyle uzun dönem ortalamasının oldukça üzerinde fiyat artışı gerçekleşen gıda grubunun aylık enflasyona etkisinin 0,7 puan olduğunu vurguladı ve ekledi: Sürdürülebilir büyüme ve toplumsal refah artışı için ön koşul olan fiyat istikrarını kalıcı şekilde sağlamak için mali disiplini ve yapısal adımlarımızı aynı kararlılıkla sürdüreceğiz."

Bu açıklama karşısında biz vatandaşlara da "Eyvah" demek düşer.

Mali disiplin ve yapısal adımlar aynı kararlılıkla devam edecekse, vatandaşların vergi yükü daha da artacak, kemerler daha da sıkılacak ve gelir daha da azalacak demek. Lütfen hükümetin yaptığı açıklamaları doğru okuyalım.

Enflasyonla mücadelenin odak noktasının "talebi baskılamak" olduğu bir ekonomide vatandaşa gerçek manada bir refah düşmez.

Ekonomide bir diğer tozpembe veri büyüme rakamları… TÜİK, 2025 yılının ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisinin yüzde 4,8 oranında büyüdüğünü açıkladı. İşin garip tarafı, büyümenin lokomotif sektörü ise yüzde 10,9 ile inşaat sektörü. Bu arada tarım sektörünün yüzde 3,5 daraldığının altını çizelim.

İnşaat firmalarının ve müteahhitlerin açıklamalarına bakıyorsunuz, yüksek faizler sebebiyle konut satışları yerlerde sürünüyor. Ama inşaat sektörü yüzde 10,9 büyümüş, nasıl? Elbette ki deprem konutları, kentsel dönüşüm inşaatları bu kapsamda değerlendiriliyor. Peki, depremde yıkılan ya da kentsel dönüşüm kapsamında yıkılan binaları milli gelirden düşüyor musunuz?

Üretime, vatandaşa yansımayan bir büyüme kimin faydasına?

Bakın, enflasyon düştü, büyüdük denilen ekonomide gerçek durum nasıl?

Türkiye'nin en önemli üretim ve ihracat kalemlerinden biri olan tekstil ve hazır giyim sektörü, 2025'in ilk yarısında derin bir krizle karşı karşıya kaldı.

Sosyal Sigortalar Kurumu verilerine göre, 2024 sonunda 59 bin 101 olan sektörün şirket sayısı, 2025'in ilk yarısında 55 bin 803'e düştü. Böylece 3 bin 298 firma kapanırken, çalışan sayısı da 959 bin 395'ten 903 bin 555'e geriledi.

Yani sadece altı ayda 55 bin 840 kişi işsiz kaldı.