En fazla sığınağa sahip ülke İsviçre!
"Barış istiyorsan, savaşa hazırlan" demişler. Öyle de oluyor... En azından İsviçre'de. İsviçre Alpleri'nin uçsuz bucaksız derinliklere uzanan sert kayaları, sivil ve askeri kullanıma yönelik nükleer silaha dayanıklı yüzlerce sığınakla dolu labirent benzeri bir tünel ağını gizliyor.
30.08.2025 17:25:00
HABER MERKEZİ
HABER MERKEZİ





"Barış istiyorsan, savaşa hazırlan" demişler. Öyle de oluyor... En azından İsviçre'de.
İsviçre Alpleri'nin uçsuz bucaksız derinliklere uzanan sert kayaları, sivil ve askeri kullanıma yönelik nükleer silaha dayanıklı yüzlerce sığınakla dolu labirent benzeri bir tünel ağını gizliyor.
Girişleri tümseklerin, ormandaki küçük kapıların, hatta ev gibi görünen ama aslında iki metre yüksekliğinde beton duvarları ve tüfekleri yerleştirmek için delikli pencereleri olan binaların altında kamufle edilmiş durumda. 8.8 milyonluk nüfusuyla İsviçre, dünyada kişi başına en fazla nükleer sığınağa sahip ülke. 370 binden fazla nükleer sığınağı var. Son rakamlar, sığınak sayısının aslında nüfustan fazla olduğunu gösteriyor.
1963 tarihli bir yasa, yabancılar ve mülteciler de dahil olmak üzere tüm vatandaşların, kendi ülkelerinde veya komşu bir ülkede savaş veya nükleer felaket durumunda güvenli bir yere sahip olmasını garanti altına alıyor. Bu alan kişi başına en az bir metrekare olmak zorunda. Dahası evlerinden en fazla 30 dakika yürüyüş mesafesinde olmalı. Dağlık alanlarda bu süre 60 dakikaya çıkabiliyor. Kısa mesafeler, yalnızca ülkenin büyüklüğünden değil, aynı zamanda apartman sahiplerinin tüm evlerin altlarına sığınak inşa etmek zorunda olmalarından da kaynaklanıyor. Sığınaklar, silahlı çatışmalarda kullanılmak üzere tasarlanmış ve bu nedenle modern silahların etkilerine dayanıklı. Nükleer, biyolojik ve kimyasal silahlar gibi tehlikeli maddelerin yanı sıra konvansiyonel silahlara karşı da koruma sağlayacak şekilde yapılmışlar. Bu, askeri bir savunmadan ziyade sivil savunma kültürünü yansıtıyor. Sivil Savunma Ofisi, "Sığınağın dışı, metrekare başına en az 10 ton basınca dayanabilir, bu da üzerine bir bina çökse dahi sağlam kalması anlamına geliyor" diyor. Örneğin bir depremden sonra sığınaklar acil durum barınağı gibi kullanılabilir ve kirli dış havayı temizleyen filtreleri sayesinde biyolojik ve kimyasal silahlara karşı da koruma sağlayabilir.
Bu ağın varlığı, ülkenin Hitler'in Nazi Almanyası, Benito Mussolini'nin Faşist İtalya'sı ve kendi tarafsızlık arzusu arasında sıkışıp kaldığı İkinci Dünya Savaşı'na kadar uzanıyor. İsviçre 1815'ten beri savaşlar sırasında tarafsızlığını koruyor. Soğuk Savaş dönemi bu tesislerin hem kamu hem de vatandaşlar tarafından inşa edilmesini daha da teşvik etti. Hepsinin her 10 yılda bir denetimden geçmesi ve sertifika alması gerekiyor. Şimdi ise bu alanların çoğu geçici kilerlere, kalabalık depo alanlarına dönüştü. Bazıları müze, otel veya restoran olarak kullanılıyor. Federal Sivil Savunma Ofisi müdür yardımcısı, "Amaç, yapısını değiştirmeden sadece iç alanı kullanmak. Kullanım zamanı geldiğinde, vatandaşların bodrum katının o kısmını orijinal haline, yani sığınağa geri döndürmeleri için iki günlerinin olacağını umuyoruz" şeklinde konuştu. Diğerleri ise yıllarca kullanılmadıkları için kötü durumda, ancak hepsinin her 10 yılda bir denetlenmesi ve her şeyin düzgün olduğuna dair sertifika alması veya onarım için ödeme yapması gerekiyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.