Endişeleri milletin teveccühü

Uluslararası Milli Ekonomi Modeli'ne (MEM) katılan Rus bilim adamları MEM'in sahibi Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e, "Hocam siz kendinizi yormayın, eninde sonunda dünyanın bütün ülkeleri sizin ayağınıza gelecektir. Çünkü sizin Modelinizden başka bir çözüm yok" demişlerdi. 

Ve katıldıkları programlarda tüm dünyaya, "Dünyanın Haydar Hocaya ihtiyacı var" diye haykırmışlardı.

Gerçekten de gerek Korona öncesi gerekse de Korona sonrası ülkemizde ve dünyada yaşanan gelişmeler, tüm dünya ülkelerinin, Sayın Baş'ın "alternatifi olmayan tek Model"ini uygulamasını zorunlu kılıyor.

Yapılan araştırmalar, uyguladıkları kapitalist sistem gereği milletlerine yeterli hizmet edemeyen devletlere olan güvenin dip yaptığını gösteriyor.

ABD merkezli uluslararası araştırma merkezi Pew, çeşitli ülkelerden insanların kendi devletlerine duyduğu güvenin değişip değişmediğini araştırdı. 

Buna göre 2002'den 2019'a devlete duyulan güven; Türkiye'de yüzde 79'dan 66'ya düşerken, İtalya'da yüzde 88'den 30'a, Almanya'da yüzde 86'dan 48'e, İngiltere'de yüzde 66'dan 44'e, ABD'de yüzde 65'ten 46'ya geriledi. 

Bu gerçeği gören ve bizzat yaşayan ülkeler, milletlerinin nezdinde yeniden güven kazanabilmek ve yaşanan ekonomik krizin etkilerini ortadan kaldırabilmek için tek çözüm Milli Ekonomi Modeli'nin projelerine sarıldılar.

Özellikle de MEM'in "para basmak" ve "Vatandaşlık Maaşı" projeleri, başta ABD olmak üzere, İspanya, Hollanda, Fransa, İngiltere, Almanya gibi ülkelerde gündeme alındı.

Türkiye'de de akademik çevrelerde tavsiye boyutunda MEM projeleri gündem edildi, hatta bazıları kopya çekilerek kısmen de olsa uygulanmaya çalışıldı ama bu yeterli olmadı.

Kısa dönem işsizlik ödeneği, dar gelirli vatandaşlara 1000 TL nakdi yardım, tarım köylüsüne bedava tohum verilmesi ve diğer teşvikler ve daha niceleri MEM'den kısmi olarak çekilen kopyalardır.

Dünyada ve ülkemizde Prof. Dr. Baş'ın fikirlerine ve Modeline bu zorunlu yöneliş elbette ki insanlık için büyük bir gelişmedir ama kısmen ve Modelin Sahibi'nin üstü örtülerek yapıldığı için kesin ve kalıcı bir sonuca götürmeyecektir.

Kesin bir sonuç için bu eşsiz Model, noktasından virgülüne kadar tümüyle uygulanmalı, bu bir; Prof. Dr. Baş'ın Modelin yıllarca bütün ayrıntılarını öğrettiği BTP kadrosuyla uygulanmalı, bu iki...

Türkiye'de bazı akademisyenler üstü örtülü de olsa MEM'den ve devrim niteliğindeki projelerinden bahsediyorlar.

Zaman zaman yazılarımızda bunları sizlere aktarıyoruz.

Bu noktada son açıklama, Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı'ndan geldi.

Sayın Odabaşı önce küresel salgınların tarihteki yıkıcı etkilerinden örnekler vererek şu değerlendirmeyi yapıyor:

"Salgınlar siyasi iktidarlarda değişikliklere yol açmışlardır. Bazen iktidarı değiştirmese de büyük halk isyanlarının çıkmasına sebep olmuş kimi zaman ise iktidarı değiştirmekle birlikte bir devletin sonunu da hızlandırmıştır."

Yukarıda aktardığımız Pew'in araştırma sonucunu da bu değerlendirmeyle bir kez daha düşünün.

Odabaşı, bu ikaz mahiyetindeki değerlendirmeyi yaptıktan sonra şu tespitlerde bulunuyor:

"Salgın, iktidarları değiştirip yeni siyasi iktidarlar ortaya çıkarabilir."

"Yeni ekonomik sistemler geliştirebileceğini de söylemek mümkün."

"Dünya çapında bakıldığında, aslında Covid-19'dan önceki bir gelişme olan küreselleşmenin çöküşü olgusunun salgınla belirginleşeceği söylenebilir."

"Globalizme karşılık glokalizmin (yerelleşme) yükselişi tetiklenebilir."

"Bu perspektiften hareketle de, salgın dolayısıyla yaşanan ekonomik gerileme de göz önünde bulundurularak, 'milli iktisat (ekonomi) modeli'nin yükselebileceği öngörülebilir."

"Ancak altı kalınca çizilmelidir ki, eğer böyle bile olsa 1930'ların devletçiliğinden ziyade 2000'lerin ruhuyla sentezlenmiş yeni bir devletçilik anlayışını beklemek daha yerinde olur."

Sayın Odabaşı'nın ifade etmediği gerçek ise; bu devlet anlayışının, bu milli iktisat modelinin 2005 yılında Prof. Dr. Baş tarafından zaten ortaya koyulduğudur ve bu tarihten bu yana da BRICS devletleri tarafından Sayın Baş'ın bu modelinin zaten uygulandığıdır.

Ama milletimiz zaten bu gerçeği biliyor ve gayet net bir şekilde görüyor.

Milletimiz; dünyadaki bütün gelişmelerin, Türkiye'de siyasilerin üstü örtülü uygulamalarının, akademisyenlerin yine üstü örtülü açıklamalarının hep, Prof. Dr. Baş'ın MEM'inin ve bu modeli uygulayacak tek kadro olan Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) döneminin başladığını gösterdiğini biliyor.

Korona öncesi Türkiye genelinde düzenlenen sosyal medya buluşmalarında Prof. Dr. Baş'a büyük bir teveccüh vardı, şimdi yaşanan son gelişmeler bunu daha da pekiştirdi.

Zaten Sayın Baş'ın vefatı ve sonrası yürütülen karalama ve iftira kampanyalarının asıl nedeni de Sayın Baş'a ve BTP'ye milletimizin yoğun teveccühü...

Ama istedikleri kadar uğraşsınlar, biz yine onlara hatırlatalım, "Güneş asla balçıkla sıvanamaz" ve "korktuğunuz mutlaka başınıza gelecek."

Şimdi BTP kadrosu, Hüseyin Baş Bey'in liderliğinde, Prof. Dr. Baş'ın ve Atatürk'ün emanet bıraktığı bağımsızlık ve milli ekonomi meşalesini daha yükseklere taşıyacak ve Türk milletini layık olduğu yere yükseltecek.