İçerdiği antioksidanlar sayesinde vücudun savunma sistemini güçlendiren narın cilt kanserine ve erkeklerde prostat kanserine karşı koruyucu bir etkisi buluduğu kaydediliyor Nar ile ilgili yapılan araştırmalarda bu meyvenin, cilt kanserine ve erkeklerde prostat kanserine karşı koruyucu etkisinin görüldüğünü söyleyen İstanbul Cerrahi Hastanesi'nden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Elem Kaya, portakal, mandalina, limon gibi C Vitamini deposu meyvelerin yanısıra narı da taze şekilde veya suyunu sıkarak tüketmenin önemli olduğuna dikkat çekiyor.Uzmanlar, narın en önemli özelliklerinden birinin genel damar sağlığını, özellikle de kalbi koruması olduğunu kaydediyor. Günde bir bardak nar suyu içinNarın, damar tıkanıklıklarını % 44 oranında gerilettiğini söyleyen Dr. Ayça Elem Kaya, "Narın, 'ACE' denilen enzimi engelleyerek tansiyon düşürücü etkisinin de olduğu ortaya konmuştur. Bu bağlamda, günlük bir bardak nar suyu tüketmenin koruyucu etkisinin olduğu söylenebilir" diyor. Narın adeta bir ilaç olduğunu ve bu doğal antibiyotiğin sofralardan eksik edilmemesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar, nar suyunun özellikle damar sertliğine karşı güçlü etkisinin olduğunu şöyle dile getiriyor: Her derde deva "Nar tanelerinden ziyade, tüm meyveden üretilen nar suyunun diğer meyvelere nazaran üç kat daha güçlü antioksidan etkiye sahip olduğu bulundu. Meyve kabuğu alkaloit, tanen ve glikozitler içerir. İshal kesici ve kurt düşürücü özelliği vardır. Kanlı ishalde kullanılır. Meyve kabuğu ekstresinin güçlü virüs ve mikrop öldürücü özelliği de var. Cilt üzerinde enfeksiyon ve yara iyileştirici etki de gösterir. Meyve kabuğu tanenlerinin antioksidan ve antitümör etkileri de biliniyor". Nar çiçeğinin (Gülnar), Hindistan'da şeker hastalığında kullanıldığını da ifade eden uzmanlar, soğukta sıkılmış nar tohumu yağında en az % 70 oranında punisik asit ve türevlerinin bulunduğunu, bu yağın da güçlü antioksidan özelliğe sahip olduğunu sözlerine ekledi. Narın, beslenmemizde mutlaka yer alması gerektiğini, özellikle de enfeksiyon hastalıkları açısından risk altında olduğumuz zamanlarda bol bol nar tüketmeyi öneren İstanbul Cerrahi Hastanesi'nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Esra Serinan ise, güçlü bir savunma sistemi için sebze ve meyve tüketiminin şart olduğunu vurguluyor:Hastalıklardan narla korunun"Yapılan araştırmalara göre narda, serbest radikallere karşı güçlü etkisi olan çeşitli vitaminler, mineraller, enzimler, antioksidanlar var. Serbest radikallerle en iyi mücadele yolu bu antioksidanları tanımak ve dışarıdan doğru besinleri seçerek bunların etkinliğini en üst düzeyde tutmaktır. Bugün için bilinen en güçlü antioksidanlar; C ve E vitaminleri, glutatyon, lutein, NAcetylcystein, keratonoidler, flavonoidler, koenzim Q10, alfa lipoik asit ve selenyumdur. Nar suyu da doğal antioksidanlardan biridir." Nar meyvesini yemek her ne kadar zor ve zahmetli olsa da vücudumuza birçok faydaları bulunur. Narda, kansere karşı koruyucu antioksidanlar bulunur. Antioksidanlar, oksitlenmeyi önleyici maddelerdir. Kendilerini feda ederek hücrelerimizi oksitlenmekten korurlar. Bunu, vücudumuzdaki bazı enzimleri arttırıp savunma mekanizmamızı daha da güçlendirerek yaparlar. Kan yapıcı ve enerji verici özelliği bulunuyorNarın idrar söktürücü, kan yapıcı, enerji verici ve tansiyon düşürücü özelliği bulunuyor. İshale karşı da tüketilebilir. Nar mevsiminde suyu sıkılarak salataya sos olarak kullanıldığında nefis tat ve renk verir. Nar aynı zamanda bağırsak paraziti tenyanında baş düşmanıdır. Bu amaçla yenildiğinde birkaç saat sonra müshil de alınması gerekir. Nar, potasyum ve demir açısından da çok zengindir. Aynı zamanda C vitamini deposudur. Nar pekmezi (ekşisi) yapmak için 2 kg nar sıkılır. 1 kg şeker, 1 bardak su ve 2 limon karıştırılıp kaynatılırsa nefis bir salata veya kısır sosu elde edilmiş olur.