ERDO'AN'IN İRAN İLE SURİYE'YE DÜŞMANLIK GEREKÇESİ

Sahi  yakın geçmişte ABD'nin İran'a  ambargo için yaptığı onca baskıya direnen Tayyip Erdoğan ne oldu da şimdi tam tersi davranıyor? Hatırlayın Washington Tahran'a  ambargo diye baskı yaparken Erdoğan ile Davutoğlu uluslararası meşruiyeti olmayan ambargonun ilkel bir metot ve hatta zalimlik olduğunu söylemiş ve o yönde tutum takınmışlardı. Oysa aynı Erdoğan ve Davutoğlu bugün Suriye'ye ambargo konmasını tek çözüm gibi sunuyorlar? Bu müthiş çelişkiyi izah edebilecek bir argümanları da yok! Evet ne oldu da Tayyip Erdoğan ya da  hükümeti habire tornistan yapıyor? Cevap net, AKP ve lideri ilkeler ve ülke çıkarları üzerinden değil, şahsi ikbal hesabı ve korkularla hareket ediyor! Değilse cevap versinler bölgemizde ne değişti de 7-8  ay öncesinin tam tersi bir seyir içindeler? Bunlar değil miydi Suriye ile stratejik ortaklık belgesini imzalayan? Bunlar değil miydi, Asi Nehri üstünde ortak baraj temelini atan? Bunlar değil miydi ortak Bakanlar Kurulu Toplantıları yapan? İlişkiler o noktada iken bugün gelinen noktayı nasıl izah edecekler? Dikkat edin kırılma CIA'nın önceki Başkanı, yeni ABD Savunma Bakanı Leon Panetta'nın 5 gün süren sır Ankara ziyareti sonrasında gerçekleşti. CIA Başkanı Türkiye'deki muhataplarının önüne neleri koydu da bizimkiler kendilerini inkar edecek adımları atar oldular? "Libya'da NATO'nun ne işi var" diyen Erdoğan'ın bu sözünün hemen ertesinde Libya'ya asker için TBMM'den  tezkere bile çıkmadan Türk savaş gemilerini göndermesi ve kendini o saldırının önderi  konumuna sokması anlaşılır şey midir? Uzatmayalım fotoğraf net, Recep Tayyip Erdoğan adeta rehin alınmış gibi bir görüntü veriyor! Suriye bağlamında gelinen noktaya bakar mısınız? Tayyip Bey  ölçüsüz bir şekilde atıp-tutarken Rusya ve Çin Şam'ı sahiplendi! Erdoğan'ın diplomasiyi inkar eden üslubunun ilk faturası ise Suriye'nin ihracatımıza topyekün durdurmasıdır. Peki o milyar dolarlık zararlar ne olacak, ABD ödeyecek mi? Bir başka şey, Tayyip Bey kendince meydan okudu da Suriye'ye bir şey mi yapabilecek? Yapamayacaksa Türkiye'yi bu duruma düşürmek niye? Efendim insanlara orada zülum yapılıyor, sessiz mi kalsaydık falan demeyin, Suriye'deki hadise sadece CIA'nın Ortadoğu'da yeni harita çizmeyi amaçlayan operasyonudur! Hem zülme bu kadar karşı idiniz de, Irak'da bir buçuk milyon Müslüman katledilirken katliamcıları lanetlemek ve bugünkü gibi tavır almak yerine neden onlara başarılı olsunlar diye dualar ettiniz? Bu arada "Suriye'ye ambargo" diye vaveylalar koparan Erdoğan güya her gün kavga(!) ettiği İsrail ile ticari ilişkileri neden kesmiyor, cevap istiyorum İsrail'e ambargo niye yok? Evet Tayyip Erdoğan ses bombaları ve imajlarla politika yapmayı dustur haline getirdi ama o tür metotlar içerde yandaşların üfürmesiyle rağbet gördüğü gibi dışarıda kabul görmez!.. Farkında mısınız Erdoğan boyuna gürleyerek ama hiç yağmayarak Türkiye'nin caydırıcılığına onunmaz zararlar veriyor! GÜL'DEN NOBEL İÇİN ERMENİYE PEŞKEŞ! Tayyip Erdoğan ile hükümeti epey bir süre Abdullah Gül'e uluslararası bir görev aradı ve bunun için BM Genel Sekreterliğine gözünü kestirdiler ama hesap tutmadı. Plan şuydu.. Abdullah Bey'e önce Nobel aldırmak ve o havayla BM'ye göndermek, Peki Nobel'e nasıl mı erişilecekti? Güya büyük bir barışa imza atarak! Gül'ün apar-topar Ermenistan'a gitmesi ve Sarkisyan'ı kucaklaması bunun içindi. Dahası, İsviçre'de atılan imzalarla verilen tavizler de bunun içindi. Ne var ki Azerbaycan'ın gösterdiği haklı infial hesapları alt-üst etti ve Tayyip Erdoğan geri adım atmak zorunda kaldı! Abdullah Gül Nobel alsın diye Ermeniye yapılan peşkeşe bakar mısınız? BU KONU GÜL İLE ERDO?AN'IN ARASINI AÇACAK ! Cumhurbaşkanı Gül kendini ziyarete gelen Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak'a şunu söylüyor: "Parlamentoda sonuç ne olursa olsun yeni Anayasayı halka yani referanduma götüreceğim." Böyle bir yaklaşım Erdoğan ile Gül'ün arasını açar zira Tayyip Bey'in hedefi Meclis'te 367'yi bulmak ve o şekilde başkan olmaktır. Erdoğan 367'ye AKP, BDP ve bazı CHP'lilerle erişeceğini düşünürken, halk oylamasında PKK'lılarla işbirliği yapmasından ötürü toplumdan vize alamayacağı kanaatinde. Dolayısı ile Tayyip Bey referandumdan yana değil, bu itibarla da Cumhurbaşkanı Gül ile ilişkileri gerilecektir. Peki Abdullah Bey niçin mi referandumu istiyor? Kendisi iskartaya çıkmamak için. Gül, Erdoğan başkan olursa kendisinin emekli olacağını hesap ediyor, dolayısı ile bu durumu önlemeye çaşııyor. MİLYAR DOLARLIK TEZGAHA DİKKAT !Malum Türkiye ile Rusya arasında Batı güzergahında bir boru hattı daha var. Rahmetli Özal döneminde realize ettirilen bu "hat"a büyük kaynaklar harcanmıştı. Derken AKP iktidarı apar-topar bu hat bağlamında Rusya ile sözleşmeyi askıya aldı. Hayır Rusya'dan gaz alınmaya devam edilecek ama Botaş, Batı hattından çekiliyor. Peki bu hat çürümeye mi terk ediliyor? Edilmiyor yine Rus gazını taşıyacak. AKP'li Enerji Bakanının ifadesine göre bunu devlet yani Botaş değil, özel sektör yapacak! Tam bu noktada soralım hazır olan ve işleyen bir  boru hattını özel sektöre devretmek peşkeş değil de nedir? Belli ki bu iş birilerine tezgahlandı ve bu hat ona peşkeş çekilecek!