Şanlıurfa'da ziyaret ettiği mülteci kampında yerel Arap kıyafetleri giyen Başbakan Erdoğan, isyancılarım temsilcini de yanına alarak Suriye devlet başkanı Beşar Esad'a "defol" dedi.
Sayın Erdoğan'ın komşu bir ülkenin devlet başkanına "ülkenden defol, git" yetkisini ve hakkını kimden aldığını çok merak ediyorum doğrusu.
Acaba bunun kaynağı eş başkanlık vazifesi olabilir mi?
Ben şahsen Erdoğan'ın bu defol çıkışını Irak'ı işgal ederek yaklaşık 1.5 milyon müslümanı katleden ABD'ye yapmasını beklerdim, ama O "Kahraman kadın ve erkek Amerikan Askerlerinin sağ salim evlerine dönmeleri için dua ediyorum?" diyor. (2003-WSJ)
Bu defol çağrısını Türkiye'yi adeta parsel parsel kontrol altına alan NATO'ya yapmasını isterdim ama O, "Türkiye NATO toprağıdır" diyor.
Bu defol çağrısını Türkiye madenlerini, limanlarını vs. yok pahasına satın alan İsrail şirketlerine yapmasını isterdim ama O, bu satışların bir bölümüne dur diyen yargıyı eleştiriyor..
Yani bu beklentilerin her zamanki gibi hiç bir karşılığı yok!
Başbakanımız müthiş bir propaganda uzmanı, bu anlamda Hitlerin Gobels'ini bile geride bırakabilir.
Şimdi gelin bir kez daha Suriye analizi yapalım ve Erdoğan'ın nasıl bir yanlış yola girdiğini ortaya koyalım.
Suriye’deki kirli ittifak ve Türkiye
Bildiğiniz gibi Suriye muhalefeti ABD tarafından yeniden dizayn edildi.
Ulusal Konsey başkanlığına kendisini iyi bir Hristiyan olarak tanımlayan George Sabra seçildi.
Terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD'de de konseye kabul edildi.
Amaçları aynı; Esad yönetimini alaşağı etmek.
Düşmanımın düşmanı dostumdur mantığıyla hareket ediyorlar.
Ama hepsi birer piyon!
Asıl oyun sahipleri ise kendilerini sahneye sürenler.
ABD 2. başkanı Biden'in el ve eldiven açıklamasını hatırlayın.
Esad gittikten, merkezi otorite yok olduktan sonra ise güya kendi planlarını uygulamaya başlayacaklar.
PYD'nin amacı belli.
Suriye'nin kuzeyinde tıpkı Irak'ın kuzeyinde olduğu gibi özerk bir bölge oluşturmak.
En büyük hamileri ise Peşmerge lideri Mesut Barzani.
Özerklik yolunda epey de mesafe aldılar.
PYD bölgede karakollar, konseyler ve mahkemeler kurdu.
Suriye'de Irak'ın kuzeyindeki Barzani yönetiminin bir kopyası oluşturuluyor.
Suriye Kürtlerini önce Şam yönetiminden ayırıp, sonra da Irak’ın kuzeyi ile birleştirmek istiyorlar.
Irak’taki özerk yönetim de benzer bir süreç sonunda oluşmuştu!
PKK'nın Suriye kolunun şu aşamada isyancılarla birlikte hareket etmekten başka bir düşüncesi olamaz.
Zira Esad başarılı olur da ülke genelinde kontrolü tekrar sağlarsa bu planlar da tarih olacak.
Suriye'de isyancıların arasında daha başka kimler var, hatırlayalım.
-El Kaide terör örgütü
-Libya'dan transfer edilen paralı çeteler.
-İslam dünyasının içine truva atı misali sokulan batı güdümlü Müslüman(!) Kardeşler örgütü. (Liderleri olan Kardavi çoluk, çocuk demeden Esad yanlısı herkesi katletme fetvası verdi)
-CIA ve MOSSAD ajanları
-Özgür Suriye Ordusu çetesi
Bunlar içinde El Kaide'nin durumu ilginç. Bu örgüt ABD'nin Afganistan işgalinde en büyük bahanelerden biriydi, şimdi Suriye'de aynı saftalar.
Tüm bu grupların organizatörlüğünü ise Suriye Ulusal Konseyi yapıyor onun da liderliğine bir Hristiyan olan George Sabra getirildi.
***
Şimdi de Suriye'de ki isyana siyasi, ekonomik ve askeri destek veren ülkelere bakalım.
- ABD
- İsrail
- Avrupa Birliği ülkeleri.
Evet... Suriye'deki manzara bu.
Teröristi, ajanı bir George'nin liderliğinde toplanmışlar Suriye'de darbe yapmanın hesaplarını yapıyor, mücadelesini veriyor.
Peki ne adına, kimin adına?
Elbetteki ABD ve İsrail adına!
Malum Suriye'deki olaylar Büyük Ortadoğu Projesinin yeni bir versiyonu olan Arap Baharı kapsamında.
Projenin sahibi de belli; ABD ve İsrail.
Gelelim Türkiye'ye.
Ankara'nın tavrı belli, izaha hiç gerek yok.
Mevcut durumda Suriye'de ABD, İsrail ve hatta PKK ile de aynı safta yer alan bir Türkiye tablosu var karşımızda.
Bir soru ile bitirelim, sİzce yukarıdaki manzarada Türkiye'nin yeri neresi olmalı?
Sayın Erdoğan'ın komşu bir ülkenin devlet başkanına "ülkenden defol, git" yetkisini ve hakkını kimden aldığını çok merak ediyorum doğrusu.
Acaba bunun kaynağı eş başkanlık vazifesi olabilir mi?
Ben şahsen Erdoğan'ın bu defol çıkışını Irak'ı işgal ederek yaklaşık 1.5 milyon müslümanı katleden ABD'ye yapmasını beklerdim, ama O "Kahraman kadın ve erkek Amerikan Askerlerinin sağ salim evlerine dönmeleri için dua ediyorum?" diyor. (2003-WSJ)
Bu defol çağrısını Türkiye'yi adeta parsel parsel kontrol altına alan NATO'ya yapmasını isterdim ama O, "Türkiye NATO toprağıdır" diyor.
Bu defol çağrısını Türkiye madenlerini, limanlarını vs. yok pahasına satın alan İsrail şirketlerine yapmasını isterdim ama O, bu satışların bir bölümüne dur diyen yargıyı eleştiriyor..
Yani bu beklentilerin her zamanki gibi hiç bir karşılığı yok!
Başbakanımız müthiş bir propaganda uzmanı, bu anlamda Hitlerin Gobels'ini bile geride bırakabilir.
Şimdi gelin bir kez daha Suriye analizi yapalım ve Erdoğan'ın nasıl bir yanlış yola girdiğini ortaya koyalım.
Suriye’deki kirli ittifak ve Türkiye
Bildiğiniz gibi Suriye muhalefeti ABD tarafından yeniden dizayn edildi.
Ulusal Konsey başkanlığına kendisini iyi bir Hristiyan olarak tanımlayan George Sabra seçildi.
Terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD'de de konseye kabul edildi.
Amaçları aynı; Esad yönetimini alaşağı etmek.
Düşmanımın düşmanı dostumdur mantığıyla hareket ediyorlar.
Ama hepsi birer piyon!
Asıl oyun sahipleri ise kendilerini sahneye sürenler.
ABD 2. başkanı Biden'in el ve eldiven açıklamasını hatırlayın.
Esad gittikten, merkezi otorite yok olduktan sonra ise güya kendi planlarını uygulamaya başlayacaklar.
PYD'nin amacı belli.
Suriye'nin kuzeyinde tıpkı Irak'ın kuzeyinde olduğu gibi özerk bir bölge oluşturmak.
En büyük hamileri ise Peşmerge lideri Mesut Barzani.
Özerklik yolunda epey de mesafe aldılar.
PYD bölgede karakollar, konseyler ve mahkemeler kurdu.
Suriye'de Irak'ın kuzeyindeki Barzani yönetiminin bir kopyası oluşturuluyor.
Suriye Kürtlerini önce Şam yönetiminden ayırıp, sonra da Irak’ın kuzeyi ile birleştirmek istiyorlar.
Irak’taki özerk yönetim de benzer bir süreç sonunda oluşmuştu!
PKK'nın Suriye kolunun şu aşamada isyancılarla birlikte hareket etmekten başka bir düşüncesi olamaz.
Zira Esad başarılı olur da ülke genelinde kontrolü tekrar sağlarsa bu planlar da tarih olacak.
Suriye'de isyancıların arasında daha başka kimler var, hatırlayalım.
-El Kaide terör örgütü
-Libya'dan transfer edilen paralı çeteler.
-İslam dünyasının içine truva atı misali sokulan batı güdümlü Müslüman(!) Kardeşler örgütü. (Liderleri olan Kardavi çoluk, çocuk demeden Esad yanlısı herkesi katletme fetvası verdi)
-CIA ve MOSSAD ajanları
-Özgür Suriye Ordusu çetesi
Bunlar içinde El Kaide'nin durumu ilginç. Bu örgüt ABD'nin Afganistan işgalinde en büyük bahanelerden biriydi, şimdi Suriye'de aynı saftalar.
Tüm bu grupların organizatörlüğünü ise Suriye Ulusal Konseyi yapıyor onun da liderliğine bir Hristiyan olan George Sabra getirildi.
***
Şimdi de Suriye'de ki isyana siyasi, ekonomik ve askeri destek veren ülkelere bakalım.
- ABD
- İsrail
- Avrupa Birliği ülkeleri.
Evet... Suriye'deki manzara bu.
Teröristi, ajanı bir George'nin liderliğinde toplanmışlar Suriye'de darbe yapmanın hesaplarını yapıyor, mücadelesini veriyor.
Peki ne adına, kimin adına?
Elbetteki ABD ve İsrail adına!
Malum Suriye'deki olaylar Büyük Ortadoğu Projesinin yeni bir versiyonu olan Arap Baharı kapsamında.
Projenin sahibi de belli; ABD ve İsrail.
Gelelim Türkiye'ye.
Ankara'nın tavrı belli, izaha hiç gerek yok.
Mevcut durumda Suriye'de ABD, İsrail ve hatta PKK ile de aynı safta yer alan bir Türkiye tablosu var karşımızda.
Bir soru ile bitirelim, sİzce yukarıdaki manzarada Türkiye'nin yeri neresi olmalı?
Bayram Coşkun / diğer yazıları
- Rest çekerken verilen tavizlerin söylenmesi / 26.09.2022
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021