Türkiye, iddianame evrakları arasında savruluyor, davalardan davalara koşuşturuluyor. Dağlarda milletin askerini üçer-beşer şehit eden terör, şehirde milletin kendisini hedef alıyor. Milletin evladı dağda, kendisi de şehirde can veriyor.Kaç dönemden beri, ekonomiden iç politikaya, asayişten dış politikaya kadar hiçbir problem, millet ve devlet yararına maalesef çözülebilmiş değil?Bu keşmekeşlik Türkiye'nin stresini artırıyor, daha da artıracak.Her alanda yumurta kapıya dayandı.AKP hükümetinin şapkası düştü, keli göründü.Haftasonu Başbakan R. T. Erdoğan, Ertuğrul Özkök vasıtasıyla Deniz Baykal'dan "Türkiye'nin rekor cari açığı" hususunda himmet talep ediyor.Erdoğan, "Bakın Türkiye'nin ciddi bir cari açık sorunu var, ana muhalefetin cari açık şöyle kapatılır diye bir teklifi var mı?" diyor. Hiç komplekse kapılmadan uygularız, diye de "ek vurgu" yapmayı ihmal etmiyor.Daha düne kadar, Türkiye'nin cari açık sorunu yok, baksanıza Amerika'nın yarım katrilyona varan büyük cari açığına, diye öykünen Başbakan, bugün, Türkiye'nin ciddi bir cari açık sorunu var, diyor.Hayırdır, nereden çıktı bu cari açık sorunu?!Cari açık miktarı, ekonomi yönetimin iflas göstergesidir.Mızrak artık çuvala sığmayınca; Erdoğan ve AKP kurmayları, cari açık sorunundan söz açıyorlar.Yazık? Türk ekonomisine bu kadar uzak, bu kadar yabancı bir hükümet idaresiyle, ülke felaha çıkmaz.AKP hükümeti, ekonomiye sadece yabancı değil, aynı zamanda nereden akıl alacağını dahi bilemeyecek kadar tecahül-i arifane davranıyor. Baykal'dan teklif dileniyor.Yahu, kelin merhemi olsaydı başına sürerdi.Baykal, Türk milleti ve devletinin problemlerinin çözümüne dair bugüne kadar ne ortaya koydu ki, Erdoğan, AKP sayesinde siyaset tarihimizin rekorunu kıran "cari açık" konusunda teklif bekliyor.Buna dense dense, kel başa şimşir tarak, denebilir.Bu AKP'nin çözümsüzlüğünün ve çaresizliğini en yetkili ağızdan deklare edilmesidir? Milletimiz bunu duymalıdır.AKP'nin çaresizliğini, sadece Erdoğan deklare etmiyor.Ekonomiden sorumlu ve özel yetkilerle donanmış Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Erken de, "cari açık" konusunda aynı "AKP çaresizliği"ni itiraf ediyor. Erken, cari açık, kamu sektörünün, tek başına bütçede olduğu gibi halledeceği bir iş değil, karmaşık bir konudur, çok sektörlü entengre konudur; özel bir komisyon ve küçük küçük çalışma gurupları oluşturuyoruz, diyor.Erken ne yapacağını, kime danışacağını, kime sarılacağını şaşırmış vaziyette? AKP kurmayları, yanlış adreslerde geziniyorlar. Nasrettin Hoca gibi, yüzüğü evde kaybetmişler, bahçede arıyorlar? Yanlış! 70 milyon bir araya gelseniz, yine o adreslerden çare çıkmaz. Nereden gidiyorsunuz; Dünya bir araya geliyor, çözüm üretemiyor bu çıkmazlara? Tek çözüm adresi var, oraya ulaşmadan çare bulunmaz.4 tane Uluslar arası Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal devlet kongrelerine katılmış dünyanın yüzlerce bilim adamı ve tabii ki yüce milletimiz, Erdoğan'a ve AKP kurmaylarına diyorlar ki, madem çözümünüz yok, Haydar Baş beye kulak verin, baksanıza onun modelinin namı dünyayı tuttu? Elin Rus'u, İngiliz'i, Alman'ı, Amerikan'ı, Venezuella'lısı onun model ve projelerinden istifade ediyor da, siz neden ondan faydalanmıyorsunuz?! Vatandaş bunu haykırırken artık AKP'lilerin kulak zarları patlatacak desibelde konuşuyor. Çünkü mutfağı yanıyor, yüreği yanıyor, canı yanıyor.Erdoğan ve AKP, güya hile-i şeriyye yoluna başvurarak, Baykal bize teklif sunsun, komplekse düşmeden uygulayalım diye söyleniyor.Yanlış yerde geziniyor Erdoğan.Cari açığın da, işsizliğin de, likidite darlığının da, tarımdaki kıtlığın ve imalattaki sıkışıklığın da çözümü, Prof. Dr. Baş'tadır. Milli Ekonomi Modeli'ndedir.Erdoğan'ın yapması gereken iş, kendisi de himmete muhtaç Baykal'dan himmet ve teklif dilenmek değil; bütün dünyanın kendisinden çözüm ve proje aldığı Prof. Dr. Baş'tan çözüm almaktır, akıl almaktır.Zaten geçen hafta Prof. Dr. Baş, AKP'ye çağrıda bulunarak, hükümetin kendisinden çözüm talep etmesi halinde, hiçbir danışmanlık bedeli almadan devlet ve milletin selameti için bu hizmeti vermeye hazır olduğunu yineledi. Erdoğan, hükümetinin şu son ve sıkıntılı günlerinde devlet ve milletimize gerçekten bir iyilik yapmak istiyorsa, Deniz'e düşmesin; Baş'a sarılsın?
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019