Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da bayram namazı için gittiği Mimar Sinan Camii'nde kısa süreli rahatsızlık geçirdi. Bayram namazı çıkışı gazetecilere açıklamada bulunan Erdoğan'ın durumunun iyi olduğu gözlendi. Erdoğan, şunları söyledi: "Şimdi değerli arkadaşlar. Öncelikle Ramazan bayramınızı tebrik ediyorum. Bütün halkımın Ramazan bayramını tebrik ediyorum. İslam dünyasının birliğine, beraberliğine, barışına vesile olmasını temenni ediyorum. Bugün özellikle şekere dayalı bir tansiyon dengesizliği geçirdik. Hamd olsun kısa sürede toparlandık. Şu an iyi bir konumdayım ve programımıza saat 3'te Haliç Kongre merkezinde parti tabanımızla yapacağımız bayramlaşma töreninde devam edeceğiz. Birliğimiz, beraberliğimiz bizim için çok önemli. İnşallah dünya barışı için, İslam dünyasının dini bayram olarak çok önemsediği bayramımız bir milat olacaktır. Zira tüm İslam dünyasında adeta bir parçalanma, bir bölünme havası estirmek isteyenler var. Temenni ediyorum ki bunlar Ramazan bayramı ile çok farklı bir uyanışa vesile olacaktır."




Oturuyordu, bir sıkıntısı yoktu
Camiden çıkan vatandaşlardan biri, "Tokalaştıktan sonra oturdu. Şoförünün içeriye girdiğini gördüm. Gayet normaldi. Sonra aşağıya aldılar 15-20 dakika. Şu an da gayet iyi. Oturuyordu kendisi, bir sıkıntısı yoktu" dedi. Yine camiden çıkan bir kişi ise, "Cumhurbaşkanı sohbeti dinlemeye geldi. Sonra yavaşça yere yattı. Sonra ilk müdahale burada yapıldı. Sonra dışarıya çıkarıldı" diye konuştu.




Erdoğan'ın hemen arkasında bulunduğunu belirten bir kişi ise, "Arkasında namaz kılıyorduk. Bir anda fenelaştı. Herkes ayağı kalktı, yardım etmeye çalıştılar. Sedye ile dışarıya çıkardılar. 5-10 dakika orada tedavi gördü. Namaz daha başlamamıştı" şeklinde konuştu.
"Katar'ın tavrını takdir ediyoruz"
Suudi Arabistan'ın başını çektiği Körfez ülkelerinin Katar'a dayattığı 13 maddeyi eleştiren Erdoğan, şunları söyledi: "Bir defa bu 13 maddeyle ilgili yaklaşımı biz uluslararası hukuka aykırı buluyoruz. Zira devletlerarası hukukta, ülkelerin egemenlik haklarına bu denli bir saldırı olamaz. Burada adeta bir devletin egemenlik haklarına saldırı söz konusu. Ve bir devletin kendi tasarruf alanına girecek kadar bir ileri gidiş söz konusu. Bana göre çok çok yanlış. Hele hele Türkiye'nin 2014 itibarıyla savunma iş birliği yapmış olduğu Katar'da attığı bu adıma müdahil olmak çok çirkin bir yaklaşım. Asla doğru bulmuyorum. Kaldı ki Katar'a yapılan bu yaklaşım, bizim Suudi Arabistan'a da teklifimizdir. Suudi Arabistan da isterse biz de buna yönelik bir adım atabiliriz. Üs teklifini ben kralın kendisine de yaptım. Dönüş de söz konusu olmadı. Şimdi bu dönüş söz konusu olmadığı halde Türkiye'nin askerlerini çekmesini teklif etmek, bize karşı da saygısızlıktır. Biz bir ülkeyle iş birliği yaparken birilerinden izin mi alacağız? Türkiye öyle sıradan bir devlet değil. Hem bir taraftan kalkacağız diyeceğiz ki basın özgürlüğü. Ben dünyadaki basın örgütlerine de sesleniyorum; siz neyi bekliyorsunuz? Şu anda basın özgürlüğü elinden alınan uluslararası medya kuruluşunun faaliyetleri engellenmek isteniyor. Sesinizin çıkması lazım, ne güne duruyorsunuz?"