Tarihi olayların akışı
24 Nisan'da (1915) İstanbul'da tutuklanan Ermeniler genellikle Taşnak partisinin şoven Ermeni üyeleriydi. O tarihlerde Osmanlı Devleti'nin üst bürokrasisinde bir çok Ermeni yönetici vardı. Bazılarının ellerine büyük yetkiler verilmişti. Ermenilerle Türkler, Osmanlı Devleti'nde yüzyıllar boyunca kardeşçe ve eşit haklara sahip yaşamışlardı. Osmanlı Ermenilere güvenilir teba olarak bakmaktaydı. Dışişleri ve maliye bakanlıklarında Ermeniler ağırlıklıydı. Orduda da doktor ve hemşire kadrolarında Ermeni çoğunluğu mevcuttu. Ermeniler kesinlikle Osmanlı'da sorun değildi. Bu durum aynen 20. yüzyıla kadar devam etmişti.
Birinci dünya savaşında bir taraftan Osmanlı- Almanya, diğer taraftan İngiltere- Fransa ve Rusya birbiriyle savaştaydılar. Çarlık Rus askerleri bir ara Osmanlı'ya karşı kuzeydoğudan saldırıya geçti ve doğu vilayetlerimizi ele geçirmeye başladı. O tarihlerde Çarlık Rusya'sının son dönemlerinde, doğu vilayetlerimiz onlar tarafından işgal edilince, o zamanlara kadar Osmanlı'nın güvenilir tebası bulunan Ermeniler, Osmanlı'ya karşı saldırıya geçtiler. Doğu vilayetlerinin kuzey bölgesinde Rus orduları ile işbirliği yapan Ermeni çeteleri masum Türk halkına ani bir şekilde saldırarak katliamları başlattı.
Aşırı milliyetçi örgütler ve dış güçler tarafından tahrik edilen bazı Ermeniler, açıkça düşmanla işbirliği yapmıştı. Türk halkını camilere toplayarak, Türk kasaba ve köyleriyle beraber yakmış, yıkmış ve katletmişti. Masum insanlar kitle halinde öldürülerek toplu mezarlara atılmıştı.
1915 yıllarda, dışardan kışkırtılan Ermeniler Büyük Ermenistan'ı kurma tahrikine ve ırkçılık duygularına kapılmışlar ve o amaçla önlerine çıkan her Türkü yok etmeye yönelmişlerdi. Tabii ki sonunda bu yaptıklarının karşılığını göreceklerdi.
Nitekim organize ordu geldiğinde olaylara katılan o bölge Ermenilerin doğu bölgesinden uzaklaştırılma kararı verilmişti. Böylece kitle halinde Ermeniler tehcire alınmış ve tarihi göç başlamıştı.
Doğu vilayetlerimizin özellikleri
Yapılan mezalimlere karşı Osmanlı sessiz kalamazdı. Ermeni katliamlarına karşı çare aramak zorundaydı. Bir an önce bu kanamayı durdurmalıydı. O zamanları görülen tek çare olarak Türkleri ve Ermenileri birbirinden ayırmak olmuştu. O da tehcirdi.
Doğu bölgemizde kışlar sert geçmektedir. Bu sebeple yollardaki zayiatlar oldukça fazla olmuştu. Amma ve lakin tüm bu kayıplar sert kışın ve yolculuğun zorlu olmasına bağlanmaktadır. Fakat ileri sürülen zayiat rakamları Ermenilerin yaptıklarına ve öldürdükleri masum Türklerin sayısının dörtte birine bile ulaşmamıştır. Ancak Ermeniler ikide bir kendi rakamlarını birkaç misli göstermeye adeta alışkanlık haline getirdiler.
Öte taraftan yollarda kışların sert geçmesi sebebiyle bazı zayiatlar elbette husule gelmiştir... Ama bu zayiat rakamları kesinlikle Ermenilerin Türklere yaptıkları katliamların sayısının yarısına bile yaklaşamaz.
Çarlık Rus askerlerine muhbirlik yapan Ermeniler şimdi de ortalığı karıştıranların dedeleridir. İttihatçılar iktidardan düştükten sonra, onların yaptıklarını özel olarak görevlendirilen bir saray görevlisi - Reşit Saffet Atabilen- araştırma yapmış ve bu konuyu araştırmak ve Avrupa'ya bilgi vermek için özel tetkiklerde bulunmuştur. Onun verdiği bilgilere göre tehcir zayiatının, yaklaşık olarak 200.000 - 250.000 - arasında kalmıştır. Bu rakam en çok 300.000 bin civarında olabilir.
24 Nisan'da (1915) İstanbul'da tutuklanan Ermeniler genellikle Taşnak partisinin şoven Ermeni üyeleriydi. O tarihlerde Osmanlı Devleti'nin üst bürokrasisinde bir çok Ermeni yönetici vardı. Bazılarının ellerine büyük yetkiler verilmişti. Ermenilerle Türkler, Osmanlı Devleti'nde yüzyıllar boyunca kardeşçe ve eşit haklara sahip yaşamışlardı. Osmanlı Ermenilere güvenilir teba olarak bakmaktaydı. Dışişleri ve maliye bakanlıklarında Ermeniler ağırlıklıydı. Orduda da doktor ve hemşire kadrolarında Ermeni çoğunluğu mevcuttu. Ermeniler kesinlikle Osmanlı'da sorun değildi. Bu durum aynen 20. yüzyıla kadar devam etmişti.
Birinci dünya savaşında bir taraftan Osmanlı- Almanya, diğer taraftan İngiltere- Fransa ve Rusya birbiriyle savaştaydılar. Çarlık Rus askerleri bir ara Osmanlı'ya karşı kuzeydoğudan saldırıya geçti ve doğu vilayetlerimizi ele geçirmeye başladı. O tarihlerde Çarlık Rusya'sının son dönemlerinde, doğu vilayetlerimiz onlar tarafından işgal edilince, o zamanlara kadar Osmanlı'nın güvenilir tebası bulunan Ermeniler, Osmanlı'ya karşı saldırıya geçtiler. Doğu vilayetlerinin kuzey bölgesinde Rus orduları ile işbirliği yapan Ermeni çeteleri masum Türk halkına ani bir şekilde saldırarak katliamları başlattı.
Aşırı milliyetçi örgütler ve dış güçler tarafından tahrik edilen bazı Ermeniler, açıkça düşmanla işbirliği yapmıştı. Türk halkını camilere toplayarak, Türk kasaba ve köyleriyle beraber yakmış, yıkmış ve katletmişti. Masum insanlar kitle halinde öldürülerek toplu mezarlara atılmıştı.
1915 yıllarda, dışardan kışkırtılan Ermeniler Büyük Ermenistan'ı kurma tahrikine ve ırkçılık duygularına kapılmışlar ve o amaçla önlerine çıkan her Türkü yok etmeye yönelmişlerdi. Tabii ki sonunda bu yaptıklarının karşılığını göreceklerdi.
Nitekim organize ordu geldiğinde olaylara katılan o bölge Ermenilerin doğu bölgesinden uzaklaştırılma kararı verilmişti. Böylece kitle halinde Ermeniler tehcire alınmış ve tarihi göç başlamıştı.
Doğu vilayetlerimizin özellikleri
Yapılan mezalimlere karşı Osmanlı sessiz kalamazdı. Ermeni katliamlarına karşı çare aramak zorundaydı. Bir an önce bu kanamayı durdurmalıydı. O zamanları görülen tek çare olarak Türkleri ve Ermenileri birbirinden ayırmak olmuştu. O da tehcirdi.
Doğu bölgemizde kışlar sert geçmektedir. Bu sebeple yollardaki zayiatlar oldukça fazla olmuştu. Amma ve lakin tüm bu kayıplar sert kışın ve yolculuğun zorlu olmasına bağlanmaktadır. Fakat ileri sürülen zayiat rakamları Ermenilerin yaptıklarına ve öldürdükleri masum Türklerin sayısının dörtte birine bile ulaşmamıştır. Ancak Ermeniler ikide bir kendi rakamlarını birkaç misli göstermeye adeta alışkanlık haline getirdiler.
Öte taraftan yollarda kışların sert geçmesi sebebiyle bazı zayiatlar elbette husule gelmiştir... Ama bu zayiat rakamları kesinlikle Ermenilerin Türklere yaptıkları katliamların sayısının yarısına bile yaklaşamaz.
Çarlık Rus askerlerine muhbirlik yapan Ermeniler şimdi de ortalığı karıştıranların dedeleridir. İttihatçılar iktidardan düştükten sonra, onların yaptıklarını özel olarak görevlendirilen bir saray görevlisi - Reşit Saffet Atabilen- araştırma yapmış ve bu konuyu araştırmak ve Avrupa'ya bilgi vermek için özel tetkiklerde bulunmuştur. Onun verdiği bilgilere göre tehcir zayiatının, yaklaşık olarak 200.000 - 250.000 - arasında kalmıştır. Bu rakam en çok 300.000 bin civarında olabilir.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006