logo
26 MAYIS 2024

Erzurum’a hayat veren çeşmeler

Asırlardır Türk medeniyetinin yaşadığı Erzurum’da Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde halkın su ihtiyacını karşılamak için inşa edilen çeşmeler günümüzde de Erzurum halkına aynı amaçla hizmet etmeye devam ediyor

27.06.2020 23:40:00
Erzurum’a hayat veren çeşmeler
Erzurum’a hayat veren çeşmeler
İnşa edilmelerinin üzerinden yüz yıllar geçmesine rağmen borularından su akmaya devam eden ve asırlardır Erzurum'a hayat veren tarihi çeşmelerin üzerindeki taş işlemeciliği ve kitabeleri dikkatleri üzerine çekiyor.
Ticaret ve göç yolları üzerinde bulunmasının yanı sıra stratejik konumuyla da çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan Erzurum, Urartu, Med, Pers, Bizans, Arap, Selçuklu, İlhanlı, Karakoyunlu, Akkoyunlu ve Osmanlı'nın kültürünü, mimarisini ve manevi izlerini taşıyor.
Erzurum halkına hayat veren tarihi çeşmelerin başında ise, Cennet çeşmesi, Gürcü Kapısı çeşmesi, Hacı Mehmet çeşmesi (1681), Şafiler (Şabahane) çeşmesi (1556), DabakHane çeşmesi, Kale çeşmesi (1745), Yazıcıoğlu çeşmesi (1748), ve İsmail Ağa çeşmesi gibi asırlık çeşmeler geliyor.

Şehirler suyolları üzerine kurulur

Erzurum'un dünya tarihindeki en eski şehirlerden biri olmasının nedenini şehirdeki su kaynaklarının fazla olmasından kaynaklandığını belirten Tarihçi Yazar Abdurrahman Zeynel, "Şehirler bir medeniyet inşası üzerine kurulmuştur. Bu medeniyetlerin birinci ayağı ise şehirlerin suyolları üzerinde olmasıdır. Tarihe bakarsanız en büyük şehirler hep su kenarlarında olmuştur. Erzurum'un tarihi bir şehir olmasının nedeni su kaynaklarının fazla olmasındandır. Dolayısıyla Erzurum dünya tarihinin en eski yerleşim yerlerinden bir tanesidir.
Tarihte Tebriz, Musul ve Erzurum sürekli mukayese edilmiş. O zamanlar denirmiş ki Erzurum'un suyu, Tebriz'in havası, Musul'un ise ekmeği meşhurdur. Erzurum'un meşhurluğunun ana kaynağı ise çeşmelerdir. Selçuklu ve Osmanlı devleti özellikle Erzurum'da beş yüz den fazla çeşme yapmış. Bundan dolayı Erzurum'da her mahalle de her semtte bir den fazla çeşme vardır. Ama ne yazık ki Erzurum'un işgallere uğraması sonucunda bazı çeşmeler yıkılmış" dedi.

'Bazı çeşmeler sahipsiz kaldı'

Erzurum'da ki bazı tarihi çeşmelerin ise sahipsiz bırakıldığını söyleyen Zeynel, "Bazı tarihi çeşmelerimizden de şuan su akmıyor ve bu çeşmeler sahipsiz bırakılıyor. Erzurum'un kimliğini oluşturan bu çeşmelerden suların akması gerekiyor. Evliya Çelebi Erzurum'daki Cennet Çeşmesine Seyahat Namesinde yer vermiş ve bu çeşmeyi cennetten bir köşe olarak ifade etmiştir. Buna benzer olarak Dabakhane çeşmesi ve Şabahane çeşmesi de Erzurum'un en değerli tarihi çeşmelerindendir. Bu çeşmelerden beş yüz yıl boyunca su akmıştır ve şehrin insanlarına su kaynağı olmuştur.
Yine Gürcü kapıda Mehmet ağa çeşmesi var bu çeşmenin de mermer üzerine yazılmış çok güzel bir kitabesi var. Erzurum'da kurulan her vakıf Palandöken dağlarından şehre su getirmek için çalışmalar yapmış ve asırlardır şehir su kaynağını bu şekilde sağlamış. Erzurum'da bulunan beş yüzden fazla çeşmenin korunması lazım çünkü bu çeşmeler bizim tarihimiz ve bizim kültürümüzdür. Bu çeşmelerimizin Erzurum'a tekrardan kazandırılmasını istiyorum" ifadelerini kullandı. İHA



Dışarı çıkmadan hava durumuna bakın
Bazı iller için sağanak uyarısı
Üniversiteli Aslıhan'ı bıçaklayan saldırgan aranıyor
Görüntü var fail yok
Karpuzu iade etmek istedi, elde bıçakla itiraz etti
Vatandaşa kelek!
Lunaparkta yangın faciası
9'u çocuk 27 kişi hayatını kaybetti
20 yıl önce kaybolan evladından haber bekliyor
'Ölü veya diri bulunmasını istiyorum'
El-Kassam Tugaylarından açıklama
'Bir grup İsrail askerini esir aldık'
Caddeler göle döndü, araçlar suya gömüldü
Meteorolojini turuncu kod vermişti
Hayvan tartışması kavgaya dönüştü
2'si ağır 7 yaralı
ABD'de yargılanmaları da gündemde
Eylem Tok ile oğlunu ABD iade edecek mi?
Ablası sağlık gerekçesiyle tahliye edilmişti.
Bahar Candan hastaneye kaldırıldı
Ayşe Ateş'ten MHP’li vekil hakkında çarpıcı iddia
PTS kayıtlarını paylaştı
Yaş 20’lere indi
Fast-food bir neslin baş belası
'Erdoğan bütün ülkeyi harama teşvik ediyor'
Uygulanan ekonomik modeli ifşa etti
CHP Lideri, Altan Feyman'ın cenazesine katıldı
Özel'den Gülgûn Feyman'a taziye
İsrail, uluslararası hukuku 'yok' sayıyor
Refah'a ikinci kez saldırdı
Dışarı çıkmadan hava durumuna bakın
Bazı iller için sağanak uyarısı
Üniversiteli Aslıhan'ı bıçaklayan saldırgan aranıyor
Görüntü var fail yok
Karpuzu iade etmek istedi, elde bıçakla itiraz etti
Vatandaşa kelek!
Lunaparkta yangın faciası
9'u çocuk 27 kişi hayatını kaybetti
20 yıl önce kaybolan evladından haber bekliyor
'Ölü veya diri bulunmasını istiyorum'
El-Kassam Tugaylarından açıklama
'Bir grup İsrail askerini esir aldık'
Caddeler göle döndü, araçlar suya gömüldü
Meteorolojini turuncu kod vermişti
Hayvan tartışması kavgaya dönüştü
2'si ağır 7 yaralı
ABD'de yargılanmaları da gündemde
Eylem Tok ile oğlunu ABD iade edecek mi?
Ablası sağlık gerekçesiyle tahliye edilmişti.
Bahar Candan hastaneye kaldırıldı
Ayşe Ateş'ten MHP’li vekil hakkında çarpıcı iddia
PTS kayıtlarını paylaştı
Yaş 20’lere indi
Fast-food bir neslin baş belası
'Erdoğan bütün ülkeyi harama teşvik ediyor'
Uygulanan ekonomik modeli ifşa etti
CHP Lideri, Altan Feyman'ın cenazesine katıldı
Özel'den Gülgûn Feyman'a taziye
İsrail, uluslararası hukuku 'yok' sayıyor
Refah'a ikinci kez saldırdı

Bahar Candan hastaneye kaldırıldı

Dolandırıcılık ve kara para aklama suçlarından hakkında hazırlanan iddianame kapsamında 14 yıldan 44 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilen sosyal medya fenomeni Bahar Candan, tutuklu bulunduğu Marmara Cezaevi’nden hastaneye kaldırıldı. Candan’ın tedavisinin sürdüğü öğrenildi.
26.05.2024 04:17:00
Haber Merkezi
Bahar Candan hastaneye kaldırıldı
Bahar Candan hastaneye kaldırıldı
Dolandırıcılık ve kara para aklama suçlarından haklarında soruşturma başlatılan sosyal medya fenomenleri Bahar ve Nihal Candan kardeşlerle ilgili Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame hazırlanmıştı.

İddianame kapsamında Alisya Bahar Candan'ın 14 yıldan 44 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilirken ablası Gülnihal Çiçek'in ise 8 yıldan 24 yıla kadar hapsi istenmişti.

Önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak kardeşlerden Nihal Candan, anoreksiya rahatsızlığı yaşaması nedeniyle geçtiğimiz haftalarda tahliye edilmişti.

Ablası Nihal Candan'ın cezaevinden çıkmasının ardından Bahar Candan bugün bilinmeyen bir nedenle tutuklu bulunduğu Marmara Cezaevi'nden hastaneye sevk edildi.

Silivri Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Candan'ın tedavi altına alındığı öğrenildi.

Çerkesler sürgünün 160. yılında Nart ateşini Düzce'de yaktı

Düzce'de Çerkes sürgününün yıldönümünde anma etkinliği düzenlendi. Binlerce Çerkes, Düzce'de yürüyüş düzenleyip Nart ateşini yaktı.
26.05.2024 00:58:00 / Güncelleme: 26.05.2024 01:03:20
İhlas Haber Ajansı
Çerkesler sürgünün 160. yılında Nart ateşini Düzce'de yaktı
Çerkesler sürgünün 160. yılında Nart ateşini Düzce'de yaktı
Rusya'nın Karadeniz sahiline inme politikasının gereği olarak Kuzey Kafkasya'yı ele geçirme amacıyla 1556'dan itibaren başlattığı Kafkas-Rus Çarlığı savaşı 308 yıl sürdü.

Çerkesleri yok ederek Kafkas Dağları'nın iç kesimlerine ilerleyen Ruslar, teslim olan Çerkesleri ya Çarlık ordusuna katılmaya ya da göç etmeye zorladı. 21 Mayıs 1864'ten itibaren Çerkes toplulukları başta Osmanlı toprakları olmak üzere, dünyanın çeşitli bölgelerine sürgüne maruz kaldı.



Düzce'de etkinlik düzenlendi

Resmi olmayan rakamlara göre 1,5 milyona yakın Çerkes bir ay içinde sürgün edildi. Yol şartları, salgın hastalıklar ve açlık gibi nedenlerden dolayı yaklaşık 500 bin Çerkes hayatını kaybetti. 160 yıl geçmesine rağmen Çerkes sürgünü hüzünle hatırlanıyor. Düzce'de bulunan Çerkeslerde Düzce Belediyesi'nin destekleri ile anma etkinliği düzenlendi. İnsanlık tarihine kara leke olarak geçen Çerkes sürgünü, her yıl Türkiye'de yaşayan Çerkesler tarafından gözyaşı ve hüzünle anılırken, 160. yıl etkinlikleri Düzce'de yapıldı. Mezar taşı nöbeti tutup, nart ateşi yakan Çerkesler 'Sürgün Andı' okudu.



"Sonuna kadar destekliyoruz"

Çerkes sürgününün üzerinden 160 yıl geçmesine rağmen hüzünle hatırlanmaya devam edildiğini ve bu sene anma etkinliğinin Düzce'de yapıldığını vurgulayan Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, "Hepimiz bundan 160 yıl önce 1864 yılında başlayan ve resmi olmayan verilere göre 1.5 milyona yakın Çerkesin uğradığı insanlık acısını, dramını ve tarihe geçen bu kara lekeyi biliyoruz. Sadece 1.5 milyon Çerkes yerinden yurdundan edilmedi, 500 bin kardeşimiz yollarda insanlık dışı bir şekilde hayatlarını kaybetti. Bu acı geçtiğimiz 160 yıla rağmen hiç dinmedi. İnsanlık tarihine kara bir leke olarak geçen Çerkes sürgününe dair anılar, tarihi belgeler bugünlere kadar ulaştı. Sizlerin hatıralarını geleceğe taşımak için yaptıklarınızı sonuna kadar destekliyoruz. Bizlerde Düzce'de sizlerin kültürel ve tarihsel her türlü çabanızda yanınızda olmaya devam edeceğiz' dedi.

Sinan Ateş’in eşinden MHP’li vekil hakkında çarpıcı iddia: PTS kayıtlarını paylaştı

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, eşine yönelik suikaste ilişkin yeni iddialar ortaya attı. Ayşe Ateş, yaptığı paylaşımda MHP Bolu Milletvekili İsmail Akgül ve babasının cinayetle bir ilişkisi olup olmadığını sordu.
26.05.2024 00:44:00
Haber Merkezi
Sinan Ateş’in eşinden MHP’li vekil hakkında çarpıcı iddia: PTS kayıtlarını paylaştı
Sinan Ateş’in eşinden MHP’li vekil hakkında çarpıcı iddia: PTS kayıtlarını paylaştı
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, X hesabından yaptığı paylaşımda Sinan Ateş'in katil zanlısı Eray Özyağcı'nın cinayetin ardından Bolu'da bir müddet gizlendiğini iddia etti.

Ateş, cinayetten 1 ay sonra MHP Bolu Milletvekili İsmail Akgül'ün babasının evinin neden arandığını ve yine babasının üzerine kayıtlı aracın neden Ankara'ya getirilerek parmak izi tespiti yapıldığını sordu.


Ateş'in yaptığı paylaşım şöyle:

"Sinan'ın katledilmesinden yaklaşık olarak 1 ay sonra MHP Bolu Milletvekili İsmail Akgül'ün baba evi neden aranmıştır? Babasının üzerine kayıtlı 14 AAY 148 plakalı araç Ankara'ya getirilip parmak izi tespiti neden yapılmış, araç niçin detaylı bir şekilde incelenmiştir? Bilgilendirme: PTS kayıtlarına göre kiralık katil Eray Özyağcı'nın Bolu'da araç değiştirdiği, İstanbul'a götürülmek yerine Bolu'da bir müddet gizlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunmaktadır."

Bingöl'de 31 yıl önce şehit edilen öğretmenin annesi: Acısı hala bağrımda

Bingöl'de 24 Mayıs 1993 yılında sivil ve silahsız bir şekilde bölücü terör örgütü PKK mensupları tarafından şehit edilen Selahattin Aysan'ın annesi Zehra Aysan, şehadetinin 31'nci yılında oğlunu kabri başında andı. Gözyaşı dökerek mezar taşını seven anne 'Acısı hala bağrımda, gitmiyor. Çok sıkılırsam mezarının başına geliyorum, onunla konuşuyorum, ağlıyorum, dua okuyorum' dedi.
25.05.2024 12:49:00 / Güncelleme: 25.05.2024 12:54:28
İhlas Haber Ajansı
Bingöl'de 31 yıl önce şehit edilen öğretmenin annesi: Acısı hala bağrımda
Bingöl'de 31 yıl önce şehit edilen öğretmenin annesi: Acısı hala bağrımda
Bingöl'de 24 Mayıs 1993 yılında sivil ve silahsız bir şekilde bölücü terör örgütü PKK mensupları tarafından 33 erin şehit edilmesinin üzerinden tam 31 yıl geçti.

Malatya'dan otobüslere binen 33 silahsız er ve aralarında öğretmenler, sivil vatandaşların bulunduğu otobüs Elazığ-Bingöl kara yolu üzerinde teröristler durdurularak rehin alındı. Aradan 31 yıl geçmesine rağmen yüreğindeki acıyı hala ilk gün ki gibi tazeliğinde hisseden şehit öğretmen Selahattin Aysan'ın 77 yaşındaki annesi Zehra Aysan oğlunun ölüm yıldönümünde kabrini ziyaret ederek gözyaşı döktü.

Bingöl'ün Genç ilçesi Çevirme Köyüne eş durumundan tayin olarak öğretmen oğlunun askerliğini yapması için o gün otobüse binerek Isparta'ya geleceğini söyleyen Zehra Aysan o kara günü anlattı. Gece haberlerde otobüsün teröristler tarafından durdurulduğunu öğrenen Aysan 'Haberlerde izledim. Biz oğlumuz o arabadaydı dedik. Oğlumu defalarca aradık ulaşamadık. 3 gün boyunca evde ağladık sızladık, 3 gün sonra haberini aldık. 4 öğretmenin de raporu geldi bize ten renginden, boyundan anladık rapordan tespit ettik daha sonra verdiler çocuğumuzun cenazesini. Akrabalarımız cenazeyi almaya gittiler 1 gün bekledik daha sonra defnettik. Hiç bakmadım. Tabutuyla gömdüler yüzünü göremedim. Türk bayrağına sarmışlardı oğlumu. Hala gözümün önünde o anlar' dedi.



Oğlumla o gün ikindi vakitlerinde konuştuk

Oğluyla şehit olmadan kısa süre önce konuştuğunu söyleyen anne Aysan 'Olayın olduğu gün ikindi vakitlerinde konuştuk. Anne biz arabaya bindik Isparta'ya geliyoruz, saat 6'da Ankara'ya varınca ben seni ararım dedi. Daha sonra hiç aramadı beni Isparta Gönen'e gelecekti. Oğlum öğretmendi, askerliği çıktı askerlik için geliyordu. Gelinimde vardı yanında burada biraz kalıp gelinim dönecekti oğlumda askere gidecekti. Askerde olduğunu bilemedi, öğretmen olduğunu da bilemedim. Oğlum şehit olduğunda 9 aylık evliydi. Gelinim de 20 günlük hamileydi. Torunum şimdi 30 yaşında annesinin yanında çalışıyor' şeklinde konuştu.

Eşim oğlunun acısına dayanamadı 3 ay sonra vefat etti

Oğlunun şehit edilmesinin ardından 3 ay sonra eşini kaybettiğini söyleyen Aysan eşinin oğlunun acısına dayanamadığını belirtti. Anne Aysan 'Oğlum şehit olduktan sonra sürekli düşünüyordu. Ben ağlıyordum ama eşim hiç ağlayamıyordu. Kara kara düşünüyordu. Bir gün uyumak için yatağa yattı. Göğsümde bir ağrı var bu ağrı beni öldürecek dedi. Bir anda kalp krizi geçirdi. Antalya'ya götürdük orada 17 gün tedavi gördü daha sonra vefat etti. Çocuğuna dayanamadı. Oğlumla eşim arasında 3 ay zaman var' açıklamalarında bulundu.

Acısı hala bağrımda, gitmiyor. Her zaman gece gündüz kalbimde

Yaşadığı acıyı hala ilk gün ki gibi hissettiğini söyleyen Aysan 'Acısı hala bağrımda, gitmiyor. Her zaman gece gündüz kalbimde. Bir tane oğlum vardı. Çok sıkılırsam mezarının başına geliyorum, onunla konuşuyorum, ağlıyorum, dua okuyorum daha sonra gidiyorum. Başka dayanağım yok. 1 kızım daha var onun yanında duruyorum. Elimden bir şey gelmiyor, teröre sürekli lanet ediyorum. Dalımı, budağımı kırdılar bıraktılar. Bu çok acı, çok üzüntülüyüm. Kimseye derdimi söyleyemiyorum. Oğlumun yaşıtlarını gördüğüm zaman ciğerlerim eziliyor. Onun yaşıtları belediyede çalışıyor. Benim çocuğumda keşke öyle çalışsaydı. Biz besicilik yapıyorduk, hayvanlarımız vardı besicilik mesleğini sevmediğim için oğluma oku kurtul git dedim. Bu işler zor dedim. Hep ben söyledim diye öğretmen oldu' şeklinde konuştu.

Anne Aysan konuşmasının devamında gözyaşları içerisinde oğlunun öğretmenliğinin ikinci yılında şehit olduğunu söyledi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.