Euro gözden düşüyor
Avrupa Birliği üyesi ülkelerde iş adamları yıkıcı ve yakıcı krize rağmen şimdilik Euro'dan kopmak istemiyor. Euro'ya dahil olmayan AB üyesi ülkelerde ise Euro'ya geçmek isteyen yöneticiler azınlıkta kalıyor
21.02.2012 00:00:00
RECEP BAHAR - İSTANBUL
İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde 1951'de Belçika, Fransa, Almanya, İtalya, Lüksemburg ve Hollanda bir araya gelerek Avrupa Birliği'nin temelini oluşturan Avrupa Çelik ve Kömür Birliği'ni kurdu. Takip eden yıllarda Avrupa Birliği, gerek üye sayısı, gerek ekonomik ve politik etkisi açısından giderek genişledi. Diğer taraftan 2010'lara gelindiğinde, borç krizi ile birlikte Avrupa Birliği vizyonunda çatlaklar oluşmaya başladı. 2011'de ise fay hatları genişledi ve büyük gri bulutlar gökyüzünü kaplamaya başladı.
Yöneticiler şimdilik Euro diyor
Bağımsız denetim, vergi ve danışmanlık firması Grant Thornton, şirketlerin yöneticileri (dikkat! halkla değil) ile hazırladığı raporda Avrupa'nın tek para birimi kavramını farklı perspektiflerden ele aldı. Bugünkü durumu, hem Avrupa Birliği ülkeleri, hem Avrupa Birliği üyesi olup Euro'ya dahil olmayan ülkeler, hem de Türkiye gibi Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelerden iş dünyası temsilcilerinin görüşlerine dayanarak inceledi. Toplamda 1300 kişi ile yapılan araştırmanın katılımcı ülke sayısı 17 ve bu ülkeler Türkiye, Belçika, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Hollanda, İspanya, Danimarka, Polonya, İsveç, İngiltere, Ermenistan, Gürcistan ve İsviçre'den oluşuyor. 2011'de olanlar ve 2012'ye dair beklentileri irdeleyen araştırma, işadamlarına tek para birimi hakkında görüşlerini soruyor.
İtalya'da Euro karşıtlığı artıyor
Euro'nun temellerini atan Maastricht anlaşmasının 20. yılında Euro kullanan ülkeler, yaşadıkları tüm sıkıntılara rağmen Euro'nun varlığını ve devamını destekliyor. Bunların yüzde 31'i devam etmesini ve yeni ülkelerin katılımıyla genişlemesini isterken, yüzde 24'ü devam etmesini fakat bazı ülkelerin Euro'dan çıkarılmasını istediğini belirtiyor. Yüzde 37'lik bir diğer grup ise devam etmesi gerektiğini ama ileri bir tarihe kadar yeni ülke alınmaması gerektiğini ifade ediyor. Ekonomisi zorda olan bir diğer ülke İtalya'da ise yüzde 14'lük bir grup tek para birimi döneminin bitirilmesi yönünde görüş bildiriyor ve bu oranla İtalya, Euro'ya son verilmesi görüşünün çokluğu konusunda başı çekiyor.
İtalyanlar aynı zamanda ülkelerinin tek para birimi sisteminden çıkarılması konusunda da istekli... Araştırmaya İtalya'dan katılan yöneticiler, Euro'ya son verilmesi görüşünde başı çektikleri gibi, ülkenizin çıkarılmasını ister misiniz sorusuna yüzde 16 ile en fazla evet cevabı veren ülke. Onun hemen ardından yüzde 8 ile İrlanda geliyor.
Burada şunu vurgulamak gerekir ki, Avrupa'yı etkileyen ekonomik kriz öncesinde Euro'ya kimse yan gözle bile bakmıyordu zira Euro, ABD Doları'ndan bile makbul bir para birimiydi!
Euro kullanmayan ülkeler
Araştırmanın diğer bölümü ise Avrupa Birliği'ne üye olup Euro kullanmayan ülkeler ile gerçekleştirildi. Euro'nun genişlemesi gerektiğini düşünenlerde ise yüzde 29 ile İsveç ve yüzde 26 ile Polonya başı çekiyor. Tek para birimi dönemi bitmeli görüşü ise İngiltere'de ve Polonya'da katılımcıların yüzde 14'ün oyunu alarak ön sıralarda görünüyor. Polonya'da çoğunluk, 5 yıl içinde Euro kullanmaya başlayacağını düşünürken, İngiltere asla tek para birimine geçilmeyeceği konusunda iddalı. İngiltere'de yöneticilerin sadece yüzde 12'si Euro'ya katılmayı savunuyor!
Türk yöneticiler Euro'ya soğuk
Avrupa Birliği'ne üye olmayan ülkelerde ise, üyeliğin şirketleri için büyük avantaj getireceğini düşünen ülkeler yüzde 44 ile Türkiye ve yine yüzde 44 ile Gürcistan. Bu grubun katılımcıları açısından üyeliğin getireceği en büyük avantaj yüzde 55 ile ihracatın artacak olması iken en büyük dezavantaj kalemleri olarak yüzde 41 ile AB'nin getireceği ilave kanun ve yaptırımlar ve yüzde 26 ile artacak olan rekabet dile getiriliyor. Bu arada İsviçreli katılımcıların neredeyse tamamı, Türklerin ise yarıdan fazlası Euro'ya geçmek istemiyor. İsviçreli katılımcıların yüzde 90'ı Euro'ya geçişi istemediğini belirtirken, Türkiye'de isteyenler yüzde 32 ve istemeyenler yüzde 62.
Son bir not... Rapor şirket yöneticileriyle görüşülerek hazırlandı. Avrupa'da halk kitleleri arasında Euro'ya karşı ‘soğuk duruş' oranlarının oldukça yüksek olduğu belirtiliyor.
İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde 1951'de Belçika, Fransa, Almanya, İtalya, Lüksemburg ve Hollanda bir araya gelerek Avrupa Birliği'nin temelini oluşturan Avrupa Çelik ve Kömür Birliği'ni kurdu. Takip eden yıllarda Avrupa Birliği, gerek üye sayısı, gerek ekonomik ve politik etkisi açısından giderek genişledi. Diğer taraftan 2010'lara gelindiğinde, borç krizi ile birlikte Avrupa Birliği vizyonunda çatlaklar oluşmaya başladı. 2011'de ise fay hatları genişledi ve büyük gri bulutlar gökyüzünü kaplamaya başladı.
Yöneticiler şimdilik Euro diyor
Bağımsız denetim, vergi ve danışmanlık firması Grant Thornton, şirketlerin yöneticileri (dikkat! halkla değil) ile hazırladığı raporda Avrupa'nın tek para birimi kavramını farklı perspektiflerden ele aldı. Bugünkü durumu, hem Avrupa Birliği ülkeleri, hem Avrupa Birliği üyesi olup Euro'ya dahil olmayan ülkeler, hem de Türkiye gibi Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelerden iş dünyası temsilcilerinin görüşlerine dayanarak inceledi. Toplamda 1300 kişi ile yapılan araştırmanın katılımcı ülke sayısı 17 ve bu ülkeler Türkiye, Belçika, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Hollanda, İspanya, Danimarka, Polonya, İsveç, İngiltere, Ermenistan, Gürcistan ve İsviçre'den oluşuyor. 2011'de olanlar ve 2012'ye dair beklentileri irdeleyen araştırma, işadamlarına tek para birimi hakkında görüşlerini soruyor.
İtalya'da Euro karşıtlığı artıyor
Euro'nun temellerini atan Maastricht anlaşmasının 20. yılında Euro kullanan ülkeler, yaşadıkları tüm sıkıntılara rağmen Euro'nun varlığını ve devamını destekliyor. Bunların yüzde 31'i devam etmesini ve yeni ülkelerin katılımıyla genişlemesini isterken, yüzde 24'ü devam etmesini fakat bazı ülkelerin Euro'dan çıkarılmasını istediğini belirtiyor. Yüzde 37'lik bir diğer grup ise devam etmesi gerektiğini ama ileri bir tarihe kadar yeni ülke alınmaması gerektiğini ifade ediyor. Ekonomisi zorda olan bir diğer ülke İtalya'da ise yüzde 14'lük bir grup tek para birimi döneminin bitirilmesi yönünde görüş bildiriyor ve bu oranla İtalya, Euro'ya son verilmesi görüşünün çokluğu konusunda başı çekiyor.
İtalyanlar aynı zamanda ülkelerinin tek para birimi sisteminden çıkarılması konusunda da istekli... Araştırmaya İtalya'dan katılan yöneticiler, Euro'ya son verilmesi görüşünde başı çektikleri gibi, ülkenizin çıkarılmasını ister misiniz sorusuna yüzde 16 ile en fazla evet cevabı veren ülke. Onun hemen ardından yüzde 8 ile İrlanda geliyor.
Burada şunu vurgulamak gerekir ki, Avrupa'yı etkileyen ekonomik kriz öncesinde Euro'ya kimse yan gözle bile bakmıyordu zira Euro, ABD Doları'ndan bile makbul bir para birimiydi!
Euro kullanmayan ülkeler
Araştırmanın diğer bölümü ise Avrupa Birliği'ne üye olup Euro kullanmayan ülkeler ile gerçekleştirildi. Euro'nun genişlemesi gerektiğini düşünenlerde ise yüzde 29 ile İsveç ve yüzde 26 ile Polonya başı çekiyor. Tek para birimi dönemi bitmeli görüşü ise İngiltere'de ve Polonya'da katılımcıların yüzde 14'ün oyunu alarak ön sıralarda görünüyor. Polonya'da çoğunluk, 5 yıl içinde Euro kullanmaya başlayacağını düşünürken, İngiltere asla tek para birimine geçilmeyeceği konusunda iddalı. İngiltere'de yöneticilerin sadece yüzde 12'si Euro'ya katılmayı savunuyor!
Türk yöneticiler Euro'ya soğuk
Avrupa Birliği'ne üye olmayan ülkelerde ise, üyeliğin şirketleri için büyük avantaj getireceğini düşünen ülkeler yüzde 44 ile Türkiye ve yine yüzde 44 ile Gürcistan. Bu grubun katılımcıları açısından üyeliğin getireceği en büyük avantaj yüzde 55 ile ihracatın artacak olması iken en büyük dezavantaj kalemleri olarak yüzde 41 ile AB'nin getireceği ilave kanun ve yaptırımlar ve yüzde 26 ile artacak olan rekabet dile getiriliyor. Bu arada İsviçreli katılımcıların neredeyse tamamı, Türklerin ise yarıdan fazlası Euro'ya geçmek istemiyor. İsviçreli katılımcıların yüzde 90'ı Euro'ya geçişi istemediğini belirtirken, Türkiye'de isteyenler yüzde 32 ve istemeyenler yüzde 62.
Son bir not... Rapor şirket yöneticileriyle görüşülerek hazırlandı. Avrupa'da halk kitleleri arasında Euro'ya karşı ‘soğuk duruş' oranlarının oldukça yüksek olduğu belirtiliyor.