Tasarruf paketi yerel basını vuracak
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın uygulamaya koyduğu Kamuda Tasarruf Paketi, zor durumda olan yerel basını daha da zor duruma soktu.
23.05.2024 16:54:00
Kamil Alili
Geçtiğimiz yıl resmi ilan ve reklamların gazete, dergi ve internet haber sitelerinde yayımını düzenleyen yönetmelikte yapılan değişiklikle basın kuruluşunun çalıştıracağı personel sayısı ve çalışacak kişi sayısına bağlı olarak metrekare bazında çalışma alanından yayımlanacak haber sayısı ile haberin okunma sayısı detaylarına kadar birçok madde karara bağlanmıştı.
Resmi ilan için istenen şartları bir çok yerel basın karşılayamadığı için ilanlardan yararlanamadıkları için yayın hayatına son vermek zorunda kaldı.
Başta kağıt ve baskı olmak üzere artan maliyetler nedeniyle ayakta kalmakta zorlanan yerel basın, şimdi de açıklanan tasarruf paketi nedeniyle önemli bir darbe aldı.
Tasarruf paketi kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarının yerel gazetelere olan aboneliklerinin sonlandırılması istendi.
CHP'li vekil de gündeme getirdi
CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı, tasarruf tedbirleri ile yerel basına darbe vurulduğunu söyledi.
Sarı TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, "Basın ve tasarruf tedbirleri adı altında can çekişen yerel basına bir darbe daha vuruyorsunuz. Bugün Balıkesir'de kamu kurum ve kuruluşlarının yerel gazetelere olan abonelikleri iptal edilmeye başlandı. Neden? Çünkü görev alanı ile ilgili olmayan yayınlara abone olunmasını yasaklıyorsunuz. İyi güzel de kamu kurumu ya da kuruluşunun görev alanı ve ilgi alanı bulunduğu il değil midir? Böyle bir durumda yerel basın kamu kurumlarının görev ve ilgi alanı dışında nasıl kalabilir?" diye sordu.
Uygulamaya son verilmesini isteyen CHP'li Sarı, "Yerelde demokrasiye, basın özgürlüğüne darbe vuran; doğru, dürüst, ahlaklı ve ilkeli yayın yapan yerel basının yaşatılması için bu kararı derhâl iptal edin." Çağrısında bulundu.
TGC, İmamoğlu'nun Roma'ya götürdüğü gazetecileri uyardı
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 40'tan fazla gazeteciyi kiraladığı THY uçağı ile Roma'ya götürmesi konusunda ÇGD'nin ardından TGC'den de açıklama geldi.
23.05.2024 15:51:00
Haber Merkezi
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Onur Kurulu 22 Mayıs 2024 Çarşamba günü yaptığı toplantıda gündemdeki etik tartışmaları değerlendirdi. Toplantıdan, "Masraflarını ticari kuruluşların karşıladığı gezilere katılarak karşılığında ürün ve marka tanıtımı içeren yayın yapılmamalıdır." uyarısı çıktı.
Toplantının ardından yapılan açıklamada şu görüşler yer aldı:
"Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü konusunda ağır ihlallerin yaşandığı ülkemizde haberin yurttaşlara ulaştırılma sürecinde birçok sorun ortaya çıkmaktadır. İşten atılma, siyasetçiler tarafından hedef gösterilme, saldırıya uğrama, haksız gözaltı ve tutukluluk tehdidi altındaki gazeteciliğin gündeminde etik sorunlar da önemli yer tutmaktadır.
Son olarak gazetecilerin katıldığı yurt dışı gezilerle ilgili etik tartışmalar yaşanmıştır. Gazeteciler görevlerini yaparken Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'ni dikkate almalıdır. Bildirgeye göre gazeteci yayın yaparken öncelikle halkın haber alma hakkı, mesleğin temel ilkeleri ve özgürlükçü demokrasi ölçütlerini göz önünde bulundurur. Gazeteci, mağdurun, güçsüzün, yoksulun, ötekileştirilenin ve sesini duyuramayanların sesi olmakla yükümlüdür.
Bildirgenin kurumsal çıkar ve davetler maddesine göre; gazeteci, çıkar ve nüfuz sağlayacak habercilikten kaçınmalıdır. Mesleğini gölgeleyecek, itibarını sarsacak türden oluşumlar içerisinde yer almamalıdır.
Masraflarını ticari kuruluşların karşıladığı gezilere katılarak karşılığında ürün ve marka tanıtımı içeren yayın yapılmamalıdır. İstisnai durumlarda gidilen ve masrafları karşılanan gezinin haber yapılması halinde de gezinin davet olduğu açıkça belirtilmelidir. Hem iktidarın hem de muhalefetin liderleri, belediye başkanları sahip olduğu kaynakların, kamu kaynağı olduğunu unutmadan hareket etmelidir. Haber amaçlı toplantılarda, yurt içi ve yurt dışı gezilerde kamu vicdanını yaralayan abartılı harcamalardan kaçınılmalıdır.
Siyasetçiler haber amaçlı toplantı ve gezilerine her medya kuruluşundan bir temsilciyi davet edebilmeli, akreditasyon uygulamamalıdır."
Bingöl'de 33 silahsız askerin şehit edilmesinin acısı dinmedi
Bingöl'de 33 silahsız erin şehit edilmesinin üzerinden 31 yıl geçerken, Konyalı şehit Mevlüt Özkan'ın annesinin acısı halen devam ediyor.
23.05.2024 15:17:00 / Güncelleme: 23.05.2024 15:20:03
İhlas Haber Ajansı
Bingöl'de 24 Mayıs 1993 yılında sivil ve silahsız bir şekilde bölücü terör örgütü PKK mensupları tarafından 33 erin şehit edilmesinin üzerinden tam 31 yıl geçti ama acısı halen hafızalardan silinmedi.
Malatya'dan otobüslere binen 33 silahsız er Elazığ-Bingöl kara yolu üzerinde teröristler tarafından otobüsleri durduruldu. Otobüsteki askerler rehin alındıktan sonra da şehit edildi. 31 yıl geçmesine rağmen yaşadığı acıyı hep hisseden şehit Mevlüt Özkan'ın annesi Havva Özkan, oğlunun kabrini ziyaret ederek dua etti.
'Silahsız, savunmasız 33 askerimizi Malatya'dan bindiriyorlar'
Şehit edilen Mevlüt Özkan'ın annesi Havva Özkan (70), 'Olay 1993 yılında oldu. Konya'dan çocukları bindirdik. Ertesi gün acı haberini aldık. Hepimiz yıkıldık. Babası kalp hastasıydı. Babası vefat edeli 9 sene oldu. Ben ve 2 kardeşi varız. Acısı ile tatlısı ile hayat geçiyor. 30 sene oldu. Allah geride kalanlara ömür versin. Silahsız, savunmasız 33 askerimizi Malatya'dan bindiriyorlar. Cani bir şekilde çocukların önünü kesiyorlar. Koyunları canavarların önüne teslim ediyorlar. Yapanlar utansın' dedi.
'Kara bulutlar çocukların üstüne çöktü'
Oğlunun şehit olduğu günü anlatan Havva Özkan, 'O gün kara bir gündü. O günün anlatılacak bir yeri yok. Sözün bittiği yerdi, kara bir gündü. Kara bulutlar çocukların üstüne çöktü. 2-3 gün sonra çocukları getirdiler, buraya şehitliğe koyduk. Dünyamız yıkıldı' şeklinde konuştu.
Oğlunun çok iyi bir çocuk olduğunu, oto elektrikçi olarak çalıştığını anlatan anne Özkan, 'Devletimize, askerimize, milletimize herkese teşekkür ederim. Herkes bizim yanımızda bizi yalnız bırakmıyorlar. Hiçbir zaman yalnız bırakmadılar. Hangi kapıya varsam her kapı açıldı. Herkese teşekkür ederim. Devletimizden de milletimizden de Allah razı olsun' diye konuştu.
Türkiye’nin orman yangınlarına hava müdahale gücü ne durumda?
Orman Genel Müdürlüğü, geçtiğimiz yıl mayıs ayında bazı yangın söndürme uçakları ve helikopterleri filosuna dahil etti.
23.05.2024 13:27:00
Ahmet Şimşek
Havaların ısınması ile birlikte yurdun farklı bölgelerinden küçük çaplı orman yangını haberleri gelmeye başladı. Çanakkale Valiliği tarafından alınan kararla ormanlara görevliler dışında girişler, 1 Haziran'dan 15 Eylül'e kadar yasaklandı.
Peki orman yangınlarına karşı yasaklama dışında alınan tedbirler ne durumda?
Yangın filosu tartışma konusu olmuştu
2021 yılında yaz ayları boyunca yaşanan orman yangınlarında binlerce hektarlık orman kül olurken, yangına havadan müdahalede yetersiz kalınması tartışma konusu olmuştu.
Türk Hava Kurumu (THK) bünyesindeki yangın söndürme uçaklarının devreye alınmaması eleştirilmiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise THK'nın envanterindeki uçakların yangına müdahale edebilecek durumda olmadıklarını söylemişti.
Sadece gösteri uçuşları için kullanılan uçakların neden yangınlarda kullanılmadığı konusunda tartışma uzun süre devam etmişti.
Tarım ve Orman Bakanlığı ise bu tartışmaların ardından hava müdahale gücünü güçlendirme kararı aldı.
Bakanlığın filosu genişledi
Orman Genel Müdürlüğü, geçtiğimiz yıl mayıs ayında bazı yangın söndürme uçakları ve helikopterleri filosuna dahil etti.
TUSAŞ tarafından üretilen ve ilki daha önce OGM envanterine giren 2,5 ton su atma kapasiteli ve gece de görev yapabilen T70 helikopterinin ikincisi bu törenle teslim alındı.
Halihazırda OGM filosuna ait 22 uçak ve 9 helikopterden oluşan 31 hava aracının toplam bedeli ise 286 milyon dolara ulaştı.
Alınan yeni araçlar ile orman yangınlarıyla mücadelede Cumhuriyet tarihinin en güçlü hava filosu oluşturuldu.
75 helikopter, 21 uçak, 8 İHA olmak üzere toplam 104 hava aracıyla orman yangınlarına karşı etkin müdahale filosu oluşturuldu.
Orman yangınlarına müdahale eden OGM hava güçlerinin 2000'li yılların başında 85 ton olan toplam su atma kapasitesi, bu yıl itibarıyla toplam 431 tona ulaştı.
Gelecek 5 yılda yangın söndürme filosu, ağırlıklı olarak yerli ve milli kaynaklardan temin edilecek 41 hava aracı ile daha da güçlendirilecek.
Yerli ve milli Atak-2 helikopterinden dönüştürülerek üretilecek ve 4 ton su atma kapasitesine sahip 10 helikopter için de TUSAŞ ile 208 milyon dolarlık sözleşme imzalandı.
Orman yangınlarıyla mücadelede bu yıl 1546 arazöz, 2 bin 456 ilk müdahale aracı ve diğer iş makineleriyle toplam 4 bin 981 kara aracı sahada olacak. Bu sayı 2002'de 1107 iken 21 yılda 4 kat artırılmış oldu.
Orman yangınlarıyla mücadelede 25 bin orman personeli ve 462 kişilik Orman Arama Kurtarma Timi de (ORKUT) kara gücünün asli aktörleri olarak görev yapacak.
THK uçakları da revize edildi
Türk Hava Kurumu (THK) bünyesinde ise halihazırda 9 adet olan CL-215 tipi yangın uçakları Türkiye'deki en kapasiteli yangın söndürme uçakları olarak biliniyor. Mart ayı itibariyle 4'ü aktif edilen söndürme uçakları her türlü afete karşı hazırda bekletiliyor.