Kur'an-ı Kerim'in bütününe bakıldığında hükümlerin ya bir kötülüğü ortadan kaldırmak için ya da bir maslahata binâen konduğu görülür. Konan hüküm, Kur'an'ın mucize "tedricilik" prensibinin bir parçası ya da sonucudur.
Nur sûresi içinde işlenen "evlere giriş âdâbı" hakkında konan hüküm, o günkü toplumda yerleşmiş olan ve hoşlanılmayan neticelerle sonuçlanan bir geleneği ortadan kaldırmaya yönelik olmakla birlikte bünyesinde insanlara öğretilen pek çok edep ve hikmeti barındırmaktadır. Nitekim bu hükümler, sûre içinde bir bütün olarak ele alındığında şöyle bir tablo ile karşılaşılmaktadır: Hz. Peygamber'in (sav) eşine iftira atılmış ve buna cevap veren ayetlerin ardından bu hükümler konulmuştur. Bundan sonra, kadın ve erkeğin harama bakmasını, kadınların süslerini yabancı erkeklere göstermesini yasaklayan ayetler gelmektedir. Kur'an burada toplumu helâke sürükleyen bir şerden insanları temizlemek için şerre ve kötülüğe giden bütün yolları kapatmakla İlahi hukuk öğretisinin üstünlüğünü bir kez daha gözler önüne sermektedir. Toplumun düzenini bozan kişileri düzeltme yoluna giderek kötülüğü ortadan kaldırır.
Evlere giriş âdâbı, kökleri asırlar öncesine dayanmasına rağmen, o günden zamanımıza dek tüm insanlara ışık tutan ve insanlığa nezâket, zerâfet ve edep öğreten, insanlara, birbirlerine ve aile mahremiyetine saygı çerçevesinde davranma ahlâkını yerleştiren İlahi bir öğreti olarak karşımızdadır. Tüm bunlara rağmen, günümüzde bu İlahi edep ve hayat tarzından habersiz olanların bulunması, belki de bu konuda ilk cahiliye devri insanının davranışlarını uygulayanların bulunması, toplumun ya da fertlerin yeterince Kur'an ahlâkıyla ahlâklanamadığını, Kur'an ilkelerinin nefislerde bir "hâl" şeklinde yerleşmediğini göstermektedir.
Canan ZERENAY
Nur sûresi içinde işlenen "evlere giriş âdâbı" hakkında konan hüküm, o günkü toplumda yerleşmiş olan ve hoşlanılmayan neticelerle sonuçlanan bir geleneği ortadan kaldırmaya yönelik olmakla birlikte bünyesinde insanlara öğretilen pek çok edep ve hikmeti barındırmaktadır. Nitekim bu hükümler, sûre içinde bir bütün olarak ele alındığında şöyle bir tablo ile karşılaşılmaktadır: Hz. Peygamber'in (sav) eşine iftira atılmış ve buna cevap veren ayetlerin ardından bu hükümler konulmuştur. Bundan sonra, kadın ve erkeğin harama bakmasını, kadınların süslerini yabancı erkeklere göstermesini yasaklayan ayetler gelmektedir. Kur'an burada toplumu helâke sürükleyen bir şerden insanları temizlemek için şerre ve kötülüğe giden bütün yolları kapatmakla İlahi hukuk öğretisinin üstünlüğünü bir kez daha gözler önüne sermektedir. Toplumun düzenini bozan kişileri düzeltme yoluna giderek kötülüğü ortadan kaldırır.
Evlere giriş âdâbı, kökleri asırlar öncesine dayanmasına rağmen, o günden zamanımıza dek tüm insanlara ışık tutan ve insanlığa nezâket, zerâfet ve edep öğreten, insanlara, birbirlerine ve aile mahremiyetine saygı çerçevesinde davranma ahlâkını yerleştiren İlahi bir öğreti olarak karşımızdadır. Tüm bunlara rağmen, günümüzde bu İlahi edep ve hayat tarzından habersiz olanların bulunması, belki de bu konuda ilk cahiliye devri insanının davranışlarını uygulayanların bulunması, toplumun ya da fertlerin yeterince Kur'an ahlâkıyla ahlâklanamadığını, Kur'an ilkelerinin nefislerde bir "hâl" şeklinde yerleşmediğini göstermektedir.
Canan ZERENAY
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.