FATİH HAYDAR GÜNER - Maarif yüzyılı mı, masallar yüzyılı mı?

Eğitim, bir ülkenin geleceğidir… Çocuklarını nasıl yetiştirirsen, geleceğini de öyle şekillendirirsin. Peki Türkiye'nin geleceği nasıl şekilleniyor? Maarif Yüzyılı diye bir proje açıkladılar. Büyük laflar, büyük iddialar… Peki içi dolu mu?

Bir de David Ausubel var. Eğitim psikolojisinde çığır açmış adam. "Anlamlı öğrenme" diye bir teori ortaya koymuş. Çocukların bilgiyi kalıcı öğrenmesini sağlıyor. Peki Maarif Yüzyılı, bu teoriyle kıyaslanınca nerede duruyor?

Maarif Yüzyılı: Büyük Sözler, Küçük Adımlar

Maarif Yüzylı programına bakıyorsun, iddialı laflar: "21. yüzyıla uygun nesiller yetiştireceğiz." "Yerli ve milli eğitim modeli kuracağız." Güzel… Kağıt üstünde şahane! Proje tabanlı öğrenme var, teknoloji entegrasyonu var, öğretmen artık rehber olacak diyorlar.

Ama dönüp bakıyorsun, öğretmen açığı var. Derslik yetersiz. Müfredat 20 yılda 20 kere değişmiş. Eğitim dediğin bir ekosistem… Sistem çürükse, hangi modelle gelirsen gel, çökersin.

Ausubel: Anlamlı Öğrenme mi, Ezber Bozan mı?

David Ausubel'e geliyoruz… "Öğrenme ancak önceki bilgilerle ilişkilendirilirse anlam kazanır" diyor. Haklı. Adam "bilgi aktarımı nasıl kalıcı olur" onu çözmüş. Ön organizatörler, kavram haritaları, bilginin hiyerarşik yapısı… Bunları oturtmuş.

Ama onun modeli de sıkıntılı. Her şeyi öğretmen anlatıyor, öğrenci pasif kalıyor. Sorgulama, keşfetme, yaratıcılık geri planda. 21. Yüzyılda öğrenciye sadece "dinle ve öğren" demekle bu iş olmaz.

Peki Ne Yapacağız?

Maarif Yüzyılı da Ausubel modeli de tek başına yeterli değil. Ama asıl soru şu: Türkiye gerçekten eğitimde reform yapmak istiyor mu? Yoksa süslü laflarla günü mü kurtarıyor?

Rahmetli Hocam Prof. Dr. Haydar Baş yıllarca anlattı: "Ekonomi bağımsız olmadan, eğitim bağımsız olmaz." BTP ve Genel Başkan Hüseyin Baş, yıllardır bunu söylüyor. Milli Ekonomi Modeli'ni kurmadan, gerçek anlamda eğitim reformu yapılamaz. Çünkü eğitim, ekonomiye bağlıdır.

Sonuç: Masal Anlatmayı Bırakalım!

Türkiye'nin eğitimde meselesi model seçmek değil, uygulamak! Maarif Yüzyılı güzel sözlerle süslenmiş bir hayal mi, yoksa gerçekten bir reform mu? Eğer eğitim sistemi birilerinin keyfine göre yaz-boz tahtasına dönerse, hangi modeli getirirsen getir, o çocuk yine test kitapları arasında kaybolur! Eğitim reformu istiyorsanız, önce ekonomiyi düzeltin. Önce öğretmene değer verin. Önce sisteme istikrar getirin. Yoksa ne Maarif Yüzyılı işe yarar, ne de Ausubel!